Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/978
KARAR NO: 2023/1725
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2016/992 Esas – 2019/777 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın 15.05.2016 günü seyir halinde iken aynı istikamette seyir halinde olan müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete arkadan çarptığını, müvekkilinin, çarpmanın etkisi ile … plaka sayılı araca çarptıktan sonra sağ taraftaki bariyerlere savrulduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin maliki olduğu araçta motosiklette ağır hasar meydana geldiğini, kazaya karışan aracın dava dışı …’a kiralandığını sonradan öğrendiklerini, müvekkilinin maliki olduğu motosikletin 2014 yılında Dünya’da sınırlı sayıda üretilen ve Türkiye’de de çok az sayıda satışa sunulan özel nitelikte bir motosiklet olması nedeni ile değerinin aynı kategorideki motosikletlere göre daha yüksek olduğunu ve kaza nedeniyle değer kaybına uğradığını, müvekkili kazadan yara almadan kurtulmuş ise de kazanın bıraktığı korkuyu hala atlatamadığını, kazadan evvel motosiklet tutkunu iken kazadan sonra motosiklet kullanmaktan korktuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) 10.000,00-TL hasar bedelinin ve 5.000,00-TL değer kaybı tazminatının davalı … şirketi yönünden ZMMS poliçesi üst limiti ile sınırlı olmak üzere 27.05.2016 tarihinden, diğer davalılardan ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, manevi zararına karşılık olarak da 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 18/02/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; kazaya karışan aracın davalı … Sigorta A.Ş nezdinde trafik sigortasının yanı sıra kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş’nin trafik sigortacısı olarak poliçe limitleri dahilinde ve trafik sigortası teminatını aşan kısım yönünden de kasko sigortacısı olarak müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu beyan ederek 51.000,00-TL maddi tazminat ile 5.000,00-TL değer kaybı zararının davalı … şirketi yönünden zorunlu mali sorumluluk sigortası ile kasko poliçesi tutarlarının toplam üst limiti olan 79.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere ve 27.05.2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile; değer kaybı ve manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, istenilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Turizm San. Ve Tic. Limited Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; her ne kadar müvekkili şirketin kazaya karışan aracın maliki ise de, işleteni olmadığını, aracın dava dışı …’a 19.03.2016 tarihinde kiralandığını, kazanın araçtaki bir bozukluktan meydana gelmediğini, zararın sigorta şirketinden karşılanması gerektiğini, davacının bedensel zarara uğramadığını, salt aracında hasar meydana gelmiş olmasının manevi tazminatı gerektirmeyeceğini ve istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır. İlk derece mahkemesince; dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacının maliki olduğu aracın onarım bedelinin KDV dahil 52.668,15-TL olduğu, ikinci el piyasa değerinin 71.000,00-TL, hasarlı haldeki sovtaj değerinin 20.000,00-TL olduğu, onarımının ekonomik olmaması nedeniyle pert – total sayılması gerektiği kanaatine varıldığı, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda da; motosikletin kaza tarihindeki 2. el piyasa değerinin 71.000,00-TL olduğu, pert-total işlemi yapılması nedeni ile herhangi bir değer kaybı olmadığı, pert – total işlemi sonucunda davacı tarafın uğradığı zarar toplamının 51.000,00-TL olacağı kanaatine varıldığının bildirildiği, davalı …şirketinin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede … plakalı aracın 18/04/2019 tarihli, … no’lu sözleşme, 03/05/2019 tarihli, … sözleşme numaralı sözleşme ve 18/05/2019 tarihli … sözleşme numaralı sözleşmeler ile 15′ er gün süre ile kiraladığı, … ve … no’lu sözleşmeler de karşılıklı imza olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı a…şirketi tarafından aracın dava dışı …’a kiralandığı ve işleten sıfatının kalktığı savunulmuş ise de kira sözleşmelerinin vergi dairesine bildirilmediği, ticari defterler üzerinde yapılan incelemede kira sözleşmelerinin 2019 yılına ait olduğunun bildirilmesi karşısında davalı şirketin işleten sıfatının kalkmadığı, alınan bilirkişi ve ATK raporlarına göre aracın onarımının ekonomik olmaması nedeni ile aracın pert-total işlemi görmesi gerektiği, bu durumda davacının maddi zararının 51.000,00-TL olduğu, pert – total işlemine tabi tutulan araçta değer kaybı meydana gelmeyeceği, davacının kaza nedeni ile yaralanmadığı, trafik kazasının oluş şekli ve şiddetinin hafifliği gözetildiğinde, TBK.’nun 56. maddesi anlamında da olsa bir ruhsal ve duygusal bütünlüğünün bozulduğunun kabulüne imkan bulunmadığı ve davacı hasarlanan aracının tamiri ile ilgilenmek zorunda kalsa da, sarf ettiği masrafları zarara sebebiyet verenden talep edebiliceği, ancak bu durumun manevi tazminat koşullarını oluşturmadığı kanaati ile; “1-A-Davacının davasının hasar bedeli yönünden KABULÜ ile, 51.000,00TL nin (davalı … Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti olan 29.000,00TL ile sınırlı olmak üzere ) davalı … Sigorta AŞ yönünden 29/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının değer kaybı yönünden davasının REDDİNE B-Davacının manevi tazminat talepli davası yönünden davanın REDDİNE” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı …şirketi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; müvekkili kazada yaralanmamış ise de kaza sonrasında psikolojik travma geçirdiği ve motosiklet kullanmaktan korktuğu, kaza nedeniyle yerde sürüklendiği, aracın pert total olarak kabulünde dahi değer kaybı tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalı … şirketinin sorumluluğu zorunlu trafik sigorta teminat limiti ile sınırlı tutulmuş ise de davalının aynı zamanda kasko sigortacısı olduğu, bu nedenle hükmedilen tazminatın tamamından sorumlu tutulması gerektiği hususlarına ilişkindir. Davalı …şirketi vekilinin istinaf nedenleri; bilirkişi raporunda kira sözleşmesinin 2019 tarihli olduğunun beirtilmesi nedeni ile mahkemece işleten sıfatının değerlendirilmesinde hata yapıldığı, müvekkilinin malik olmasına rağmen işleten olmadığı, davalı … sigorta nezdinde kasko poliçesi de bulunduğu, bu nedenle davalı … şirketinin kasko poliçesi teminatı da dikkate alındığında zararın tamamından sorumlu tutulması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi hasar nedeniyle değer kaybı, hasar bedeli ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. (1) Davacı vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; (a) Değer kaybı talebi yönünden yapılan incelemede; Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzere; değer kaybı, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki hasarsız 2. el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki farktır. Somut olayda; davacının motosikletinin kaza tarihindeki 2. el rayiç değeri belirlenirken marka ve modeli, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, hasarının nitelik ve niceliği vs. gibi hususları gözetilerek tespit yapıldığı ve alınan bilirkişi raporları ile ATK raporunda motosikletin kaza tarihindeki ikinci el değerinin 71.000,00-TL, onarım bedelinin 52.668,15-TL olduğunun ve onarım bedelinin motosikletin rayiç değerine oranı dikkate alındığında motosikletin onarımının ekonomik olmadığı ve pert-total sayılması gerektiğinin anlaşılmasına, mahkemece de motosikletin kaza tarihindeki 2.el rayiç değerinden, sovtaj değerinin mahsubu ile tespit edilen davacının gerçek zararına hükmedilmiş olmasına göre, değer kaybı bedelinin ancak, hasarı onarılmış aracın serbest piyasada satışı esnasında, aracın gerçek değerinin altında satışını kaçınılmaz kılması nedeniyle, onarımın ekonomik olduğu araç hasarı hallerinde talep edilebileceği göz önüne alınarak değer kaybı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebi yerinde değildir. (Yargıtay 17.HD’nin 30.05.2016 tarihli 2016/3729 E – 2016/6522 K., 13/04/2016 tarihli 2015/19181 E. – 2016/4684 K., 16.01.2014 tarihli 2013/18994 E. – 2014/458 K. sayılı ilamları) (b) Davalı … şirketinin zararın tamamından sorumlu tutulmasına ilişkin talep yönünden yapılan incelemede; Somut olayda; davacı vekilince, dava dilekçesi ile, davalı … şirketine kazaya karışan … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı olması nedeniyle davanın yönlendirildiği ve ZMM sigorta poliçesi kapsamında davalı … şirketinin zarardan sorumlu tutulmasının istenildiği, kasko poliçesine ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığı, her ne kadar ıslah dilekçesi ile kasko poliçesi de dikkate alınarak zararın tamamından davalı … şirketinin sorumlu tutulması talep edilmiş ise de; dava dilekçesinde dayanılmayan hususların ıslah dilekçesi ile davaya dahil edilerek istenemeyeceği göz önüne bulundurulduğunda, davalı … şirketinin trafik sigorta poliçesindeki teminat limiti dahilinde zarardan sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf istemi de yerinde değildir. (c) Manevi tazminat istemi yönünden; 6098 sayılı TBK’nın 56/1. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kişilik hakları, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olup, bunlar fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerlerini içermektedir. Dolayısıyla hukuken korunan ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü zarara uğrayan kişilerin de manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. Somut olayda; davacının trafik kazası geçirdiği sabit olmakla, her ne kadar kaza neticesinde davacı yaralanmamış ise de; kazanın oluş şekli bakımından, davacının kullandığı motosiklete arkadan çarpılması sonrasında motosikletin öndeki araca çarptığı ve akabinde savrularak bariyerlere çarptığı, dolayısıyla davacının kaza anında korku, endişe ve panik yaşadığı, bu suretle kişilik değerleri içerisinde yer alan ruh bütünlüğünün bozulduğu göz önünde bulundurularak makul bir manevi tazminata karar hükmedilmesi gerekirken tümden reddine karar verilmesi isabetli değildir. (2) Davalı … San. Ve Tic. Limited Şirketi vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesinde aracı uzun süreli kira, ariyet ve rehin ilişkisine dayanarak kiracı, ariyet ve rehin alan sıfatıyla işleten kişiler gerçek işleten sayılmıştır. “Kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir”. Kısa süreli kiracılık, rehin veya ariyet almak kişiyi işleten haline getirmez. Bu takdirde işleten sıfatı kira veya ariyet verende kalır. Somut olayda, davalı … San. Ve Tic. Limited Şirketi tarafından kazaya karışan aracın kaza tarihinden evvel 19.03.2016 tarihinde dava dışı …ş’a kiralandığı savunulmuş ise de; Dairece ilk derece mahkemesinden celbedilen kira sözleşmelerinin incelenmesinde; davalı şirket ile dava dışı … arasında 19.03.2016, 18.04.2016 ve 03.05.2016 tarihli olmak üzere 3 adet kira sözleşmesi imzalandığı, bilirkişi raporunda sözleşme tarihlerinin sehven 2019 yılı olarak belirtilmiş ise söz konusu yanlışlığın maddi hatadan kaynaklandığı, kira sözleşmeleri 15’er günlük olarak düzenlenmiş ise de; kazaya karışan aracın teslim edildiği 19.03.2016 tarihinden kazanın meydana geldiği 15.05.2016 tarihine kadar yaklaşık 2 ay süresince ihbar olunan …’ın fiili kullanımında bulunduğu, araç üzerindeki fiili hakimiyetin ve ekonomik açıdan yararlanmanın ihbar olunana geçmesi nedeni ile işleten sıfatının yer değiştirdiğinin kabulü ile davalı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, bununla birlikte, zarar gören davacının, davasını açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişi olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü olmadığı, olağan olanın, davanın trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesi olduğu, davacının, araç maliki olan davalıya karşı dava açmasında kusuru bulunmadığı göz önünde bulundurularak davalı …şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına ( Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2014/21009 Esas, 2014/17379 Karar sayılı ilamı) karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davalı şirket vekilinin bu hususa isabet eden istinaf istemi yerindedir. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf istemleri yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b/1 gereğince reddine, manevi tazminata yönelik istinaf isteminin ise kabulüne, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …şirketi vekilinin yerinde görülen istinaf isteminin HMK m. 353/1-a/4 gereğince kabulüne, Dairece tespit edilen hukuka aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-b/2 gereğince kaldırılarak taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklara dokunulmaksızın davacı yararına manevi tazminata hükmetmek ve davalı …şirketi aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek suretiyle yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 24/09/2019 tarih ve 2016/992 Esas 2019/777 Karar sayılı kararına karşı davalı …şirketi vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-a/4 madde hükmü gereğince KABULÜNE, davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı …şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine, b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, d-)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 24/09/2019 tarih ve 2016/992 2019/777 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 madde hükmü gereğince KALDIRILMASINA, a-)Davalı … aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan REDDİNE, b-)Davalılar sigorta şirketi ve … aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 51.000,00-TL hasar bedelinin (davalı … Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti olan 29.000,00-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta AŞ yönünden 29/05/2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden kaza tarihi olan 15/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -Değer kaybına yönelik talebin REDDİNE, c-) Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 1.500,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, d-)Alınması gereken 3.586,28-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 341,55-TL ile yargılama sırasında yatırılan 700,11-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.544,62-TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş ile …’tan (davalı … Sigorta A.Ş yönünden 2.442,15-TL’sinden sorumlu olmak üzere) tahsili ile Hazineye irad kaydına, e-)Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 375,05-TL, davetiye gideri: 163,35-TL, bilirkişi ücreti: 1.800,00-TL olmak üzere toplam: 2.338,40-TL yargılama giderinin kabul/red oranı üzerinden hesaplanan 2.012,56-TL’nin davalılar … Sigorta A.Ş ile …’tan (davalı … Sigorta A.Ş yönünden 1.940,87-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, f-)Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan 750,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, g-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak 5.960,00-TL vekalet ücretinin (davalı … Sigorta A.Ş yönünden 3.480,00-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılar … Sigorta A.Ş ve …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine, h-)Reddine karar verilen değer kaybı talebi yönünden davalı … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de, ilk derece mahkemesince davalı … şirketi yararına vekalet ücreti takdir edilmediği anlaşıldığından davacı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak davalı … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ı-)Her ne kadar davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de, davacı tarafın, kayıt malikine karşı husumet yöneltmesinde kusuru bulunmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, i-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat isteminin kabul edilen kısmı yönünden 1.500,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine, j-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023