Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/969 E. 2020/621 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/969
KARAR NO: 2020/621
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2018/57 E. – 2019/423 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/06/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait … plakalı aracın davalı … tarafından 1 yıl süreyle genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin sigortalı çalışanı olan …’in …plakalı araç ile seyir halindeyken aracın kontrolünü kaybederek yol kenarında bulunan duvara çarptığını, çarpma sonucunda kaporta da ve aracın alt kısmında hasar meydana geldiğini, kazanın derhal sigorta şirketine bildirildiğini, davalı … tarafından hasar dosyası oluşturulduğunu ve aracın yetkili … servisi …’a çekildiğini, sigorta şirketi tarafından müvekkiline 01/11/2018 tarihinde verilen cevap ile ‘araçta oluşan hasar ile beyan edilen hasarın uyumsuz olduğu’ belirtilerek tazminat ödemesi yapılamayacağını bildirdiğini, ardından 16/11/2018 tarihli ihbarname ile poliçenin iptal edildiğinin bildirildiğini beyanla; 58.233,00 TL kasko bedelinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla hasarın meydana geldiği ve tazminat borcunun muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı sigortacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu hasarın teminat dışı olduğunu, hasar dosya araştırmasında alınan raporda sigortalının beyanları ile hasar arasında uyumsuzluk olduğunun tespit edilmiş olduğunu, sigortalının bu kazayı teminat dahilinde gösterme ve dolayısıyla suistimal olasılığının gündeme geldiğini, davacının dava konusu aracın teminat dahilinde olduğunu ispat etmesi gerektiğini beyanla; davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı TTK’nın 4. Ve 5. Maddelerinde düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olayda taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Bu haliyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/I maddesi uyarınca taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, 6502 sayılı yasanın 3/I, 73/1 ve 83/2 maddesi hükümleri uyarınca uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli bulunduğundan, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/11/2017 tarih ve 2016/19222 Esas 2017/10435 Karar sayılı ilamı) mahkememizin görevsizliğine karar vermek ” gerektiği gerekçesi ile; 1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, 2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı ili istinaf dilekçesinde; görevsizlik kararının hatalı olduğunu, davacının sermaye şirketi olduğunu, davalının ise yine ticari işletmesi olan kasko sigortacısı olması nedeniyle uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış; maddenin (a) bendinde de bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda; davacı sigortalı, davalı sigortacının kasko sigorta poliçesi ile teminat aldığı zararın gerçekleştiği gerekçesine dayalı olarak tazminat isteminde bulunmaktadır. Davalı … olup uyuşmazlık, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’da düzenlenen mal sigortaları türünden olan kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacının tacir, aracınında şirket aracı olduğu ve davalı ile aralarında tüketici ilişkisi bulunmadığı, bu durumda, davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; 3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcı ile başvurma harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacıya İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.18/06/2020