Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/968 E. 2022/1885 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/968
KARAR NO: 2022/1885
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2018/1404 Esas – 2019/1291 Karar
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takip alacaklısı olduğunu, davalı-takip alacaklısının, dava dışı takip borçlusu olan …’den olan 5.462,84-TL alacağı için müvekkili şirkete … haciz ihbarnamesi ve 17.07.2018 tarihinde de … haciz ihbarnamesi gönderdiğini, müvekkili şirket tarafından süresi içerisinde haciz ihbarnamelerine itiraz edilerek banka nezdinde bulunan hesaptaki meblağa haciz işlendiğinin ve müvekkili bankanın dava dışı takip borçlusuna başkaca borcu bulunmadığının bildirildiğini ileri sürerek müvekkili bankanın takip borçlusu …’e borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde açılması gerektiğini, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında 3. haciz ihbarnamesinin davacı bankaya 28/09/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 02/11/2018 tarihinde açılması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından birinci haciz ihbarnamesinin 06/06/2018 tarihinde, ikinci haciz ihbarnamesinin 17/07/2018 tarihinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 28/09/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına fiziki olarak veya elektronik ortamda cevap göndermediğini, davacı tarafın dava dilekçesinin ekinde ibraz ettiği birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine karşı itirazlarının icra dosyasına ulaşmadığını, davacı tarafın elektronik ortamda veya fiziki olarak posta yoluyla itirazlarını dosyaya süresinde sunmadığını, itirazın kural olarak icra dairesine yapılması gerektiğini, bu halde itirazın başvurulan icra dairesine bildirildiği tarihte yapılmış sayılacağını, posta yoluyla yapılan itirazlarda, itiraz dilekçesinin postaya verildiği tarihte değil, posta ile gönderilen itiraz dilekçesinin icra dairesine geldiğinin icra tutanağına işlendiği tarihte yapılmış sayılacağını, itiraz dilekçesinin icra memuruna havale ettirilip, icra tutanağına yazdırılmış olması gerektiğini, (İ.İ.K. Mad. 8/I, Yön.Mad.20). itiraz tarihi itiraz dilekçesindeki yazılı tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarih olduğunu, İcra memurunun havalesi yoksa tutanağa da geçirilmemiş ise geçerli bir itiraz söz konusu değildir. İcra dairesinde, gerek “yazılı” ve gerekse “sözlü” olarak yapılan, talep, itiraz ve beyanlar için düzenlenen tutanakların altının “icra müdürü” ya da “icra müdür yardımcısı” veya “icra katibi” tarafından imza edilmesi tutanakların geçerlilik koşulu olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı da davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, davacı taraf, haciz ihbarnamelerinin iptalini talep etmektedir. Genel mahkemede açılan menfi tespit davasında icra müdürü tarafından çıkartılan haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilemez. Belirtilen nedenlerden dolayı da davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf haklı olsa dahi; yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmeyeceğini, zira; davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, davacının bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle hak düşürücü sürenin nedeniyle davanın reddine-Davanın esastan reddine,-yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davalı tarafından dava dışı … aleyhine başlatılan takipte davacı bankaya 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiği, menfi tespit davasının 3. haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde açması gerektiği, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olması nedeniyle mahkemece kendiliğinden araştırması gerektiği, … haciz ihbarnamesinin e-tebligat yolu ile 28/09/2018 tarihinde iletildiği, beş günlük tebliğ süresinin de eklenmesiyle tebliğ tarihinin 13/10/2018 olduğu, eldeki davanın ise 15 günlük süreden sonra 02/11/2018 tarihinde açıldığı, davacı vekilinin … ve … haciz ihbarnamelerinin kep üzerinden sunulduğu, 3. haciz ihbarnamesinin gönderilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkin iddiasının icra mahkemesine memur muamelesini şikayet yolu ile incelenmesi gerektiği, mahkemenin … ve … haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verme yetkisi bulunmadığı gerekçesi ile; “Davanın REDDİNE” karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinin içeriğini aynen tekrar etmiş, mahkeme ilamının hangi neden ve gerekçe ile hukuka aykırı olduğunu bildirmemiştir.6100 sayılı HMK m. 355 gereğince istinaf edenin sıfatı, istinaf neden ve gerekçeleri ile kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan incelemede;Dava, İİK 89/3. maddesine dayanan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir.Görev hususu kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir.Bilindiği üzere Asliye Mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesi’nce çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu TTK’nun 4.maddesinde sayılmıştır.6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Bununla birlikte bir yerde ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek işlere Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bakılacağı düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı banka olmakla birlikte davalının tacir olduğuna dair herhangi bir iddia ve delil ileri sürülmediği gibi, davalı tacir olsa dahi eldeki dava bakımından davacı ve davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklanması nedeniyle İİK 89.maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan davalar bakımından görevli mahkemenin genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğu dikkate alınarak davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddi gerekirken hak düşürücü süre yönünden reddi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf talebinin bu nedenle kabulü ile, ilk derece mahkemesinin HMK m. 353/1-a/3 gereğince kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. (Yargıtay 19. HD’nin 12/04/2016 tarihli 2016/3568-6425 E-K sayılı, 26/02/2016 tarih 2015/15365 E – 2016/3253 K sayılı, 17/12/2015 tarihli 2015/7065-17162 E-K sayılı, Yargıtay 17. HD’nin 07/11/2014 tarihli 2014/12804-15381 E-K sayılı ilamları )
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile başlıkta bilgileri yazılı bulunan istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. madde hükmü gereğince KALDIRILMASINA,2/Yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine,3/Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,5/Duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022