Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/964 E. 2022/399 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/964
KARAR NO: 2022/399
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2015/690 Esas 2019/1052 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkilinin içerisinde yolcu konumunda bulunduğu … yönetimindeki … plakalı traktörün direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, kazaya karışan traktörün kaza tarihinde ZMMS poliçesinin bulunmadığını, bu sebeple muhatabın davalı olduğunu, davalı …na başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafından müvekkiline 25/02/2015 tarihinde 13.976,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, ancak müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sürekli / kalıcı maluliyet için 100,00 TL ve geçici iş göremezlik tazminatı için 100,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 26/09/2019 tarihli talep arttırım dilekçesi ile kalıcı maluliyet tazminatını 65.430,16 TL, geçici işgörmezlik tazminatını 13.515,82 TL olmak üzere toplamda 78.945,98 TL olarak ıslah ederek bu miktarlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça davadan önce müvekkili kuruma başvuruda bulunulduğunu, müvekkili nezdinde açılan … sayılı hasar dosyasına ikame olunan bilgi ve belgeler gereğince aktüeryal hesaplama yaptırıldığını, söz konusu hesap sonrası davacıya 23.02.2015 tarihinde 13.976,00-TL maddi tazminat ödendiğini, yapılan ödeme karşılığında müvekkili kurumun davacı tarafından ibra edildiğini, müvekkili kurumun başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın bu sebeple reddinin gerektiğini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde kabul anlamına gelmemekle birlikte, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davaya konu kazaya karışan aracın sürücüsünün kusur oranının tespitinin yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerektiğini, hatır taşımasının varlığı halinde hesaplanacak tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun varlığı halinde bu hususun da ayrıca indirim sebebi olduğunu, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talebinin haksız olup ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli Maluliyet ve Aktüerya Raporları çerçevesinde,16/02/2013 tarihinde meydana gelen ve kaza tarihinde ZMMS poliçesi bulunmadığı için davalı …nın sorumlu olduğu … plakalı araç şoförünün tek taraflı olarak sebebiyet verdiği trafik kazası nedeni ile davacının %39.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği ve iyileşme süresinin 16/02/2013 tarihinden itibaren on sekiz ay olduğu, trafik sigortası tarafından yapılan ödemenin davacının zararının %28,63’lük kısmını karşıladığı anlaşılmış, ülkemizin ekonomik koşulları ve asgari ücret miktarı dikkate alındığında yapılan ödemenin yeterli olmadığı ayrıca olayda hatır taşımasının bulunmadığı ve davacının somut bir kusurlu davranışı ileri sürülmediğinden davacının müterafik kusurunun bulunmadığı kabul edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile; Dava ve talep arttırım dilekçelerine göre davanın kabulü ile, 65.430,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 13.515,82 TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 78.945,98 TL maddi tazminatın 23/02/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan veya diğer sağlık kuruluşlarından maluliyete ilişkin sağlık kurulu raporu alınması gerekirken, maluliyet oranları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince ödenecek tazminata temel teşkil edecek olan maluliyetin ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının ve maluliyetin söz konusu kazadan kaynaklı olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor alınmasına yönelik haklı taleplerinin mahkemece değerlendirilmemesinin hatalı olduğu ve eksik incelemeyle karar verildiği, hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamış olmasının hatalı olduğu, davacının müterafik kusuru nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerekirken müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının da hatalı olduğu, davacının geçici işgöremezlik zararı bulunmadığı, söz konusu talep bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca, davacı kaza tarihinde 64 yaşında olduğundan zaten pasif dönem içerisinde olup çalışamayacağı dönem içerisinde olduğunun kabul edildiği, aktif olarak çalışmayacağı kabul edilen davacı için geçici işgöremezlik tazminatı talep etme hakkı bulunmadığı,kuruma başvuru sırasında sunulmuş olan rapora göre davacı tarafa ödeme yapılmış olduğundan, %39,2 maluliyete göre hesaplanan tazminat için dava öncesinde temerrüde düşülmemiş olduğundan ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 16/02/2013 tarihinde davacının yolcu konumunda bulunduğu … yönetimindeki … plakalı traktörün; sürücünün direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı, müteakip davacının; kaza tarihinde … plakalı traktörün ZMMS poliçesi bulunmadığından …ndan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Görülmekte olan davada davalı vekili tarafından, meydana gelen olayda hatır taşımasının ve davacının müterafik kusurunun bulunduğu iddiasında bulunularak tazminatlardan bu sebeplerle indirim yapılması isteminde bulunulmuş, karar veren ilk derece mahkemesince “olayda hatır taşımasının bulunmadığı ve davacının somut bir kusurlu davranışı ileri sürülmediğinden davacının müterafik kusurunun bulunmadığı” kabul edilerek hüküm ittihaz olunmuş, hatır taşıması ile müterafik kusur iddialarına ilişkin; bir tartışma yapılmadığı gibi uygun bir gerekçede yazılmadığı ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinden anlaşılmıştır. Oysa mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. (Anayasa m.141/3). İlke, adil yargılanma hakkı kapsamında ve kamu düzenine ilişkin bulunmaktadır. (Anayasa m. 36/1 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6). Mahkeme kararlarının gerekçe bölümünde; sav ve savunmaların özeti, çekişmeli ve çekişmesiz noktalar ile ret ve üstün tutulma nedenleri; sabit görülen olgulardan çıkarılan sonuçlar ile hukuki nedenin gösterilmesi gerekir. (HMK m. 297/1-c). Bundan ayrı, HMK’nun 297/2 madde hükmüne göre; hakim, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar etmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları açıkça bildirmesi gerekir.Gerekçe, mahkemenin benimsediği olgular ile hüküm bölümü arasındaki yasal bağ niteliğinde olup; taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı sağlamalı ve kararın kendi içerisinde herhangi bir çelişki içermemesi gerekmektedir.Yukarıda belirtilen Anayasal ve yasal hükümler kapsamında ilk derece mahkemesi kararının taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı taşımadığı açık olup, usulüne uygun bir kararın varlığından söz edilemez. Hal böyle olunca da açıklanan şekilde oluşan durum kamu düzenine ilişkin olup, istinaf edenlerin sıfatı ve istinaf nedenleriyle bağlı olmaksızın resen gözetilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü uyarınca diğer istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/Gerekçe uyarınca, 1/Davalı … vekilinin istinaf isteminin HMK’nrn 353/1-a/6.maddesi gereğince kabulüne, istinaf istemine konu İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2019 tarih ve 2015/690 E., 2019/1052 K. sayılı kararının kaldırılmasına, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 3/Davalı tarafından peşin olarak yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.31/03/2022