Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/924 E. 2022/1824 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/924
KARAR NO: 2022/1824
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2019
NUMARASI: 2017/633 Esas – 2019/1076 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 13/07/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı … sevk ve yönetimindeki … plakalı motosiklet … plakalı iş makinesi arasında 12.07.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda …’ün vefat ettiğini, …’ün vefatı nedeniyle kendisinin desteğinden mahrum kalan yakınları tarafından müvekkili şirket aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2015.E.2435.40 – 2015/8256 sayılı Uyuşmazlık Hakem Kararı ile müvekkili şirketin, vefat edenin eşi ve çocuklarına 199.018,90 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemeye mahkum edildiğini ve Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına 15.09.2017 tarihinde 256.090,20-TL, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2015.E.0022932 – 2016/8795 sayılı Uyuşmazlık Hakem Kararı ile müvekkili şirketin vefat edenin anne ve babasına 50.982,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemeye mahkum edildiğini ve Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına 22.082016 tarihinde 64.523,66-TL ve 04.11.2016 tarihinde 8.527,00-TL olmak üzere toplam 73,050,66-TL ödeme yaptığını, ancak kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın %75 kusurlu olmasına rağmen müvekkili şirketin %100 kusur üzerinden hesaplanan zarar miktarı üzerinden sorumlu tutulduğunu, müvekkili şirketin müteselsil sorumluluk hükümlerine göre ödemek zorunda kaldığı tazminatı teselsül hükümlerine göre kusurlu olan diğer zarar sorumlularından kusurları nispetinde rücuen talep hakkının bulunduğunu, davalılardan …’ın asli kusurlu aracın sürücüsü, sigorta şirketinin ise bu aracın Trafik sigortacısı sıfatıyla meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenle müvekkili şirket tarafından; … plakalı araç sürücüsü ve trafik sigortacısı olan davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numarası ile icra takibine girişildiğini, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takiplerinin iki farklı takip olup, takibe dayanak alacaklar farklı olduğundan her bir icra dosyasında itirazın iptali için ayrı dava açılması gerekirken aynı dava ile bu taleplerin ileri sürülmesinin usül ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin taleplerinin muhatabının diğer davalı sigorta şirketi olduğunu, tahkim komisyon kararlarına itirazlarının yerinde olmadığını, bu kararların ilam niteliğinde ve kesin hüküm teşkil eden kararlar olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu edilen 12/07/2013 tarihli kaza ile ilgili olarak müteveffanın mirasçıları tarafından müvekkili şirkete ve sürücü … aleyhine Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/717 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve dava sonucunda davanın kabulü ile toplam 158.217,12 TL maddi tazminatın müvekkili şirketten ve …’dan tazminine karar verildiğini, mirasçılar tarafından işbu kararın Konya .. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkili şirketin mirasçıların davacı … Sigorta A.Ş’den tazminatın tamamını aldığını öğrendiğinden karara karşı temyiz yoluna başvurduğunu, bunun üzerine mirasçılar ve vekili ile görüşüldüğünü ve sonrasında icra takibinden müvekkili lehine feragat edildiğini, davacı … Sigorta A.Ş’nin müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, müvekkili şirketin bu takibe kısmı itiraz ederek 131.182,55 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketin ödeme yaparken Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/717 E – 2015/652 K. sayılı mahkeme kararındaki tazminat tutarı olan 158.217,12 TL’yi ve yine bu mahkeme nezdinde alınan kusur raporu nispetinde (%70) toplamda 131.182,55 TL’yi icra müdürlüğünün hesabına ödediğini, bu nedenle müvekkili şirketin bu icra dosyası nedeniyle davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin mahkeme kararı ve sigortalısının sürüsünün kusuru nispetinde ödeme yaptığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibindeki borcun tamamına itiraz edildiğini, davacı tarafın müteveffa …’ün annesi ve babasının açmış oldukları dava sonucu ödedikleri tutarı rücu ettiklerini, müvekkili şirketin davacı tarafa bu dosyadan da herhangi bir borcunun bulunmadığını, müteveffanın annesi ve babasının destek tazminat hakkının bulunmadığını, evli ve üç çocuklu geçimini asgari ücretli olarak çalışarak kazanan müteveffanın aynı zamanda anne ve babasına da düzenli olarak destek olacağının hayatın akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacı, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2015.E.2435.40 – 2015/8256 sayılı Uyuşmazlık Hakem Kararı ile müvekkili şirketin, vefat edenin eşi ve çocuklarına 199.018,90 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemeye mahkum edildiğini ve Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına 15.09.2017 tarihinde 256.090,20-TL, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2015.E.0022932 – 2016/8795 sayılı Uyuşmazlık Hakem Kararı ile müvekkili şirketin vefat edenin anne ve babasına 50.982,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemeye mahkum edildiğini ve Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına 22.082016 tarihinde 64.523,66-TL ve 04.11.2016 tarihinde 8.527,00-TL olmak üzere toplam 73,050,66-TL olduğunu ancak kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın %75 kusurlu olmasına rağmen müvekkil şirketin %100 kusur üzerinden hesaplanan zarar miktarı üzerinden sorumlu tutulduğunu ileri sürmüş ise de, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen ve kesinleşen kararlara göre “ölenin desteğinden yoksun kalanların tazminatlarının (üçüncü kişi olmaları sebebiyle) tam ödenmeleri gerektiğinden bahisle destekten yoksun kalma tazminatı hesabında kusur oranlarının dikkate alınmadığı” belirtilmiştir. Kesinleşmiş hakem heyeti kararları karşısında kusur durumunun da belirtilen kararlara göre kesinleştiği ve mahkememizce yargılama ve yeniden kusur incelemesi yaptırılmasının mümkün olmadığı anlaşılmış, kusur durumuna ilişkin kesinleşmiş hakem heyeti hükümleri nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Sigorta Tahkim Komisyonu BK.nun 61. maddesi uyarınca ve “ölenin kusurunun ödenecek tazminata etkisinin bulunmadığı” gerekçesi ile, müvekkili şirket sigortalısının ve kazaya karışan diğer araç sürücüsünün kusurunu tespit ve dikkate almadan, hesaplanan tazminatın tamamı bakımından hüküm kurduğu, Konya Cumhuriyet Savcılığı soruşturma dosyasında alınan 18.07.2013 tarihli kusur bilirkişi raporu’na göre; kazanın oluşumunda müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %25, davalı sigorta şirketine sigortalı diğer araç %75 kusurlu olduğu, ödemeye dayanak sigorta tahkim komisyonu kararlarında kusur incelemesi yapılmadığı, “destek zararı talep eden 3.kişilerin kazada kusurlarının bulunmasının söz konusu olamayacağı ve ölenin kusurunun ödenecek tazminata etkisinin bulunmadığı” gerekçesiyle kazaya karışan araç sürücülerinin kusurlarının saptanmadığı ve hesaplanan zararın tamamı bakımından hüküm kurulduğu, hem teselsül hükümleri hem de dava konusu taleplerinin yerel mahkeme tarafından anlaşılmadığı, mahkemece, kazaya karışan sürücülerin kazanın oluşumundaki kusur oranlarını ATK Trafik İhtisas Dairesi aracılığıyla tespit ettirip, ödenen tazminatın hangi oranda BK.nun 62.maddesi çerçevesinde davalılardan rücuen talep edilebileceğini belirlemek olmasına rağmen eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm olayı nedeniyle, hakem kararına ve icra takibine dayalı olarak ölenin yakınlarına maddi tazminat ödeyen davacının ödediği bedelin, kazada kusurlu olan davalı sürücü ve aracın trafik sigortacısından rücuen tahsili için başlatılan icra takiplerine itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı … hakkında Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/603 esas ve 2015/20 karar sayılı ilamı ile davaya konu olay nedeniyle taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ceza verildiği ve hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesine gönderildiği ve kararın onama sonucu kesinleştiği, bu dosyada alınan kusurla ilgili raporda davalı sürücü … %75, ölen …ün %25 kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazada ölen … mirasçılarının açtığı maddi ve manevi tazminat davasının Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/717 esas sayılı dosyasında görüldüğü, bu dosyada alınan kusurla ilgili bilirkişi raporunda ise davalı …’ın %70 ölen …’ün %30 kusurlu olduğunun tespit edildiği, verilen karar sonrası kararın temyiz edildiği, ancak daha sonra tarafların anlaşarak davalı … Sigorta A.Ş’nin %70 kusur oranına göre ölenin eş ve çocukları vekilince başlatılan takip dosyasına ödeme yapıldığı, anlaşılmıştır.Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan veya birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri zarardan sorumluluklarını düzenleyen 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesi ve 163. maddeleri uyarınca davacı, zararın tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de isteyebilir. Teselsül, ister yasadan, isterse sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir ifadeyle alacaklınındır.Yine KTK.’nun 88/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın katıldığı kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca, KTK.’nun 91. maddesi uyarınca, işletenin mali sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da, anılan hükümler uyarınca limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla müteselsilen sorumlulardan birisidir.Dava konusu olayda, davacılar vekili tahkim komisyonuna verdiği dava dilekçesi ile zararın tümünü davalıdan istemiştir. Davacı vekili açıkça davalının sorumluluğunun kendi sigortalısı oranında olduğuna ilişkin bir ifade kullanmamıştır. Bu durumda davacının, yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, davalı sürücüsünün kusur oranına dayandığı ileri sürülemeyeceğinden, müteselsil sorumluluk ilkeleri gereği ve yukarıda bahsedilen kanun hükümleri uyarınca davalı sigorta şirketi, davacının kusuruna denk gelen zarar miktarı dışındaki tüm zararlardan sorumlu bulunmaktadır.Eldeki davada, davacılara zararın tümünü ödeyen sigorta şirketinin teselsül hükümleri gereği kusuru oranında sorumlu diğer sigorta şirketi ve sürücüden rücuen tazminat isteminde bulunmuştur. Bu durumda, davalı sürücünün kazanın oluşumundaki kusurunun ve gerçek zarar miktarının ne olduğu belirlenmelidir. Zira zarar sorumlusu, sigortacının ödediği tazminat miktarının tamamından değil sadece kusuru ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla sorumludur. İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek kusur konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi kurulundan kaza tespit tutanağı, ceza soruşturması ve eldeki dosya nedeniyle temin edilen bilirkişi raporları ile davalının tüm itirazlarını da irdeleyen ve varsa çelişkileri de giderilebilecek bir biçimde talep konusu kazanın oluşumundaki taraf kusurlarının ne olduğu yanında yapılan ödemeler dikkate alınarak gerçek zarar miktarının da ne kadar olabileceği konusunda açık, ayrıntılı ve denetime imkan verecek niteliğe sahip bir rapor alınmadan eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nun 353/1a/6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK’nın 353/1-a/6 maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022