Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/919 E. 2023/1798 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/919
KARAR NO: 2023/1798
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2017/932 Esas – 2019/1383 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki ve sürücüsü olduğu, diğer davalı sigorta şirketi nezdinde de ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç kontrolünün yitirilmesi neticesinde meydana gelen 13/06/2015 günlü tek taraflı trafik kazasında, araç içerisinde yolculuk etmekte olan ve vekil edenlerinin oğlu bulunan …’nun 21 yaşında iken hayatını kaybettiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde bir miktar ödeme yapılmış ise de bu ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu, müvekkillerinin uğradığı destek zararının hesaplanmasında müteveffanın Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Meslek Yüksek Okulu Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri bölümü öğrencisi olduğunun ve aynı zamanda Türkiye Su Altı Sporları Federasyonuna bağlı Cankurtaran sertifikasına sahip bulunduğunun gözetilmesini istediklerini beyanla; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (-belirsiz alacak) davacıların uğradıkları destekten yoksun kalma zararı ile cenaze ve defin giderlerine karşılık olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı 75.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın da sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan kaza tarihinden işletilecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 15/10/2019 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de 10.000,00-TL olan maddi tazminata ilişkin istek miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 110.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; 13/06/2015 günlü trafik kazasına karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 18/08/2014-18/08/2015 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı olduğunu, eldeki dava açılmadan önce davacıların müvekkili şirkete yaptıkları başvuru neticesinde davacı anne için 29.575,32-TL, davacı baba içinde 25.795,39-TL destek zararı hesaplanarak 02/09/2015 tarihinde ibraname karşılığında toplam 55.370,71-TL tazminat ödemesi yapıldığını bu şekilde poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğun yerine getirildiğinin, bakiye bir sorumluluğun kalmadığını, ancak bakiye bir sorumluluk olduğu düşünülür ise kusur oranlarının ve tazminat hesaplamasının usulüne uygun şekilde belirlenmesi ile birlikte, belirlenecek maddi tazminat miktarından yapılan ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesini ve dahi müteveffanın hatır için taşındığı kabul edilerek, hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini, ayrıca faiz başlangıcının dava tarihinden başlatılması gerektiğini ileri sürerek, davaya karşı koymuştur. Davalı …San Ve Tic Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; vekil edeni şirketin faaliyet alanlarından birininde araç kiralama işi olduğunu ve müvekkiline ait … plaka sayılı aracın 12/06/2015 tarihinde araç sürücüsüne kiralandığını, bu nedenle işleten sıfatı bulunmayan vekil edenine yönelik olarak açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca davacının uğradığı destek zararlarının davalı … Sigorta A.Ş tarafından ibraname karşılığında karşılanmış olması nedeniyle davacıların böyle bir davayı açmakta hukuki yararları olmadığını, kaldı ki kazanın araçtaki bir bozukluktan kaynaklanmaması nedeniyle araç malikine atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığının da gözetilmesi gerektiği ve talep edilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç hakimiyeti yitirmesine, karayolundaki çukurun ve mucurun sebep olduğunu, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmayan vekil edeninin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, taraf beyanları, olayla ilgili olarak Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılan 2015/284 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; her ne kadar davalı … Şirketi tarafından kiralama nedeniyle işleten sıfatlarının bulunmadığı bu nedenle haklarında açılan davanın reddi gerektiği ileri sürülmüş ise de sunulan kira sözleşmesi incelenmesinde aracın kazadan kısa bir süre önce 12/06/2015 tarihinde …’a kiralandığı, kiralama süresinin 17/06/2015’te bittiği, kiralamanın kısa süreli olduğu bu nedenle davalı araç malikinin işleten sıfatının devam ettiğinin kabulü ile oluşan zararda sorumlu tutulması gerektiği; ayrıca her ne kadar davadan önce davalı sigortacı tarafından ibraname karşılığında davacılara ödeme yapıldığı anlaşılmakta ise de; yapılan bu ödeme ile gerçek zarar arasında fahiş fark bulunduğu, dolayısıyla ibranamenin geçerli olmadığı, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğu ve müteveffanın araçta hatır için taşındığının anlaşıldığı benimsenerek 11/07/2019 günlü bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ve ayrıca manevi tazminata ilişkin ilkeler gözetildiğinde de manevi tazminata ilişkin davacı taraf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin uygun olacağı şeklindeki özet gerekçeyle; -Davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile Davacı … için 47.314,72TL, … için 43.881,28TL destekten yoksun kalma tazminatına, davalı sigorta şirketi yönünden 27/07/2015 tarihinden, diğer davalılar … ile … Yat San Tic Ltd Şti yönünden kaza tarihi olan 13/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın hatır taşımacılığı kapsamında reddine,-1.180,00TL cenaze giderinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile Davacı … için 30.000,00TL, davacı … için takdiren 30.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ile … Yat San Tic Ltd Şti’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …Yat.San Ve Tic Ltd.Şti vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … Yat.San Ve Tic Ltd.Şti vekilinin istinaf nedenleri; eldeki dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ibraname karşılığında ödeme yapılmış olması nedeniyle davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu, kusur durum ve oranının hatalı belirlendiği, müteveffanın müterafik kusurlu olduğunun da mahkemece gözetilmediği, kaldı ki kazanın salt alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediği ve kazaya araçtaki bir arızanın sebebiyet verip vermediği veya başka kişi/kurum kusurunun kazanın oluşumunda etkili olup olmadığı incelenmeksizin düzenlenen yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı ve kabule göre de hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının çok fazla bulunduğu hususlarına ilişkindir. Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri ise; emsal ücret araştırması yapılmadan, müteveffa gelirinin asgari ücretin 1,5 katı olduğu varsayımıyla hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, keza müteveffanın muhtemel evlenme yaşının 28 olduğu yönündeki kabulde de isabet bulunmadığı, ayrıca sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binen müteveffanın müterafik kusurlu olduğu belirgin olduğu halde, belirlenen tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının da doğru bulunmadığı ve faiz başlangıcının hatalı tespit edildiği hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen, ölüm olayına dayanılarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve özellikle her ne kadar davalı sigorta şirketi tarafından eldeki dava açılmadan önce ibraname karşılığında davacılara 13/08/2018 tarihinde toplam 55.370,71-TL tazminat ödemesi yapılmış ise de bu ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre yapılan gerçek zarar hesaplamasına göre yetersiz olduğu, yapılan ödemenin zararı karşılama oranın sadece %77 bulunduğu yönündeki 11/07/2019 günlü aktüer bilirkişi raporundaki konuya ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin dosya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik olmadığına, bu durumda davacılar yararına belirlenen destekten yoksun kalma tazminatlarından yapılan ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi ile kalan bakiye tazminatlara hükmedilmiş olmasının doğru bulunmasına göre bu yönü amaçlayan davalı taraf istinaf itirazları yerinde değildir. Ayrıca araç içinde yolcu olarak bulunan müteveffanın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olması mümkün olmayacağından, müteselsil sorumluluk ilkelerine dayanılarak açılan böyle bir davada söz konusu kazanın meydana gelmesinde başka bir kişi veya kurumun da sorumlu olup olmadığı hususunun davacıları ilgilendiren bir durum teşkil etmemesi ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususların daha sonra açılabilecek rücu davalarında gözetilmesinin mümkün bulunması karşısında %100 kusur oranına göre hesaplama yapılarak, buna göre davalıların sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında ve yine kaza tarihinde 21 yaşında olan ve eğitimine devam etmekte bulunan müteveffanın cinsiyeti ve yaşadığı ilin koşulları gözetildiğinde muhtemel evlenme yaşının 28 olacağı varsayımından hareket edilmiş bulunmasında da bir yanılgı bulunmadığına; keza kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, ölenin yaşı, davacılarla yakınlığı, böyle bir ölümün davacıların kazadan sonraki yaşamlarına etkisi, yaşam tecrübelerine göre duydukları elem ve ızdırap ile tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları uygun olup, fazla olmadığına ve keza davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun sigorta şirketine 10/07/2015 tarihinde ulaştığı ve yetersiz ödeme yapıldığı gözetildiğinde , sigorta şirketi bakımından temerrüd halinin 27/05/2015 tarihinde oluşacağına ilişkin değerlendirmede de bir yanılgı olmadığına ve yine cankurtaran lisansına sahip olan aynı zamanda Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda eğitimini sürdüren müteveffanın, sahip olduğu bu nitelikleri ile okulunu bitirdikten sonra kısa bir iş arama süresinden sonra 01/01/2018 tarihinde işe başlayacağı, bu tarihe kadar gelirinin asgari ücret olacağı, bu tarihten sonrada asgari ücretin 1,5 katı kazanç elde edebileceği yönündeki varsayımın da dosya kapsamına uygun bulunmasına göre açıklanan hususları amaçlayan davalı taraf istinaf itirazlarının da reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Tüm bunlardan ayrı; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunu ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir ise de; dosya kapsamından davalı araç sürücüsünün sevk ve idare ettiği … plaka sayılı araçta sürücü hariç üç kişinin daha bulunduğu, kaza neticesinde araçta bulunan müteveffa dışında bir başka yolcunun daha hayatını kaybettiği, yine araçta yolcu olarak bulunan … isimli şahsın da yaralandığı anlaşılmaktadır. Araçta bulunan tüm kişiler arkadaş iseler de müteveffanın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği ve buna rağmen araca bindiği konusunda somut bir belirleme bulunmamaktadır. Olayla ilgili olarak Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılan 2015/284 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosyada, sanık kazadan 2 saat önce alkol aldığını bildirmiş olup, kazadan yaralı olarak kurtulan …’da ifadesinde sanıkla birlikte alkol almadıklarını açıklamıştır. Hal böyle olunca, araç sürücüsü davalının alkol raporuna göre 0,82 promil alkollü olması tek başına müteveffanın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği, buna rağmen araca bindiğini, kanıtlama bakımından yetersiz olup, mahkemece belirlenen tazminatlarda müterafik kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında da bir yanılgı tespit edilemediğinden davalıların müterafik kusura ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı sigorta şirketi vekili ile davalı …San Ve Tic Ltd.Şti vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden birlikte alınması gereken 6.310,20-TL harçtan, davalılar tarafından ayrı ayrı ve peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 5.219,40-TL’nin düşümü ile kalan 1.090,80-TL bakiye istinaf karar ve ilam harcının davalı … Sigorta A.Ş ile …San Ve Tic Ltd.Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,3-İstinaf eden davalı …San Ve Tic Ltd.Şti’den hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 4.098,60-TL istinaf karar ve ilam harcının, sözü edilen davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.02/11/2023