Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/916 E. 2023/1622 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/916
KARAR NO: 2023/1622
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2019
NUMARASI: 2018/810 Esas – 2019/581 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/02/2017 tarihinde, müvekkili şirkete kasko sigortalı … plakalı aracın yapım ve onarımı devem eden yol üzerinde bulunan rögar kapağına herhangi bir uyarıcı işaret bulunmadığından çarpması sonucunda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda oluşan hasara göre müvekkil şirket tarafından sigortalısına 7.668,00-TL ödeme yapıldığını, sigortalısının haklarına halef olan müvekkilinin davalının %100 kusuru nedeniyle davalıya rücu hakkı bulunduğunu, bu minvalde davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının bulunmadığını, talep edilen hasar bedelinin piyasa rayicine uygun olmayıp fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”… davacı tarafından sigortalanan aracın yerinden çıkan rögar kapağına çarpması neticesinde hasara uğradığı, uyuşmazlığın, hasara neden olan rögar kapağının kimin sorumluluğunda olduğu konusundan kaynaklandığı, İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 Sayılı Kanun’un 2.maddesinde kurumun görev ve yetkileri düzenlenmiş olup, bu maddenin (d) bendinde de “Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak” hükmüne yer verildiği, buna göre, hasara neden olan rögar kapağı; bu kuruluşa ait ve onun bakım ve sorumluluğunda olup meydana gelen zarardan sorumlu olması gerektiği, İSKİ’ni kazı çalışması yaptığına dair 17/04/2017 tarihli belediye yazısının dosya içerisinde olduğu, bu yazı gereği sorumluluğun İSKİ’ye ait olduğunun kanıtlandığı, faizin doğru hesaplandığı, tespit edilen hasar tutarının kadri marufunda olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle,1-Açılan davanın KABULÜ İLE Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibin DEVAMINA, 2-Asıl alacak olan 7.668,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yerde müvekkili idarenin herhangi bir çalışması olmadığını, dava konusu olayda müvekkili idarenin kusuru bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir.Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Somut olayda davacı … şirketinin, gerçek kişi olan dava dışı sigortalısının halefi olarak açtığı eldeki davada, uyuşmazlığın haksız fiilden (davalının sorumluluğundaki rögar kapağının sebep olduğu trafik kazasına bağlı araç hasarından) kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekir. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/8933 Esas,2017/3060 Karar sayılı ilamı)Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.O halde,yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yerel mahkeme kararının HMK 355 ve 353/1.a.3 maddeleri gereğince re’sen kaldırılmasına, kaldırma neden ve şekline göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Başlıkta bilgileri yazılı bulunan istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. ve 355. maddeleri gereğince re’sen kaldırılmasına,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, – Kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına3-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafça karşılanan istinaf harçlarının talebi halinde kendisine iadesine,4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2023