Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/866
KARAR NO: 2023/1626
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2016/434 Esas – 2019/1038 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/08/2010 tarihinde, … plakalı araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motosikletin çarpışması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin yaralanarak malül kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik meslekte kazanma gücü ve efor kaybı için 600,00-TL, bakıcı gideri için 200,00-TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için- 200,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın ( belirsiz alacağın) olay tarihinden itibaren ticari temerrüt avans faizi ile tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 01/07/2019 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 98.150,12-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıya 14.599,00 TL ödeme yapıldığını, geçici iş göremezlik zararının bedensel zarar olmadığını, 6111 sayılı yasa gereğince geçici iş göremezlik zararından, tedavi giderlerinden ve bakıcı giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, davacı kask, dizlik, koruyucu ekipmanları takmadan motosiklete bindiğinden tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, olayda hatır taşıması bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…. yolcu …’nın ismini … olarak beyan ettiği sürücü ile arkadaş oldukları, birlikte gezerken kazanın meydana geldiği, taraflar arasında herhangi bir menfaatin bulunmaması nedeniyle toplam zarar miktarından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak hükme elverişli 24/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen tazminattan indirim gerekeceği davacının geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 4.424,69 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %10,3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 68.326,46 TL ve bakıcı gideri zararının 1.825,20 TL olmak üzere %20 oranında hatır taşıması indiriminin de yapılması neticesinde toplam 74.576,35 TL olduğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 74.576,35 TL’nin 31/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği ” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABULÜ ile 74.576,35 TL’nin 31/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davacı vekili; olayda hatır taşıması bulunmadığını, hatır taşıması indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan aktüer hesabında SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri taleplerine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını ve bu doğrultuda bu talepleri hakkında yerel mahkemece hüküm kurulmadığını, vekalet ücretinin hatalı ve eksik hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili; kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan çocuk için geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, maluliyet raporunda bakıcı ihtiyacı süresi belirtilmemesine rağmen bakıcı giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının maluliyeti diz bölgesinde olup dizlik takmadığı ve gerekli koruyucu ekipmaları takmadığı, koruyucu kıyafetleri giymediği için müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ile tedavi gideri istemine ilişkindir.(1)Mahkemeler, dava dilekçesi ile talep edilen her bir talep için ve ıslah edilen talep için gerekçesini belirterek olumlu yada olumsuz bir karar vermek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olarak 200-TL talep edilmiştir.Ancak yerel mahkemece, davacının bu talebi hususunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yerel mahkemece, davacı tarafın SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talebi ile ilgili olarak taraf delillerinin toplanması, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılıp gerektiğinde bu hususta Dr. bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacının bu talebi ile ilgili olarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.(2)Davacı kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, yaralandığından bahisle meslekte kazanma gücü kaybı ve efor kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur. Yargılama sırasında alınan maluliyet raporunda, davacının vücut çalışma gücünü %10.3 oranında kaybettiği ve iyileşme süresinin 9 ay olduğu tespit edilmiştir. Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda ise kaza tarihinde 16 yaşında olan davacı için %100 malül gibi kabul edilerek 9 ay için geçici iş göremezlik tazminatı, 9 aylık iyileşme süresinin bitiminden itibaren ise %10,3 maluliyet oranına göre kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplaması yapılmıştır. Yerel mahkemece iş bu aktüer bilirkişi raporu esas alınarak davacı küçük bakımından geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiştir. Davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı, dolayısıyla bu müddet boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı açık ise de yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle oluşan maluliyet nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişilerin de maddi tazminat(efor tazminatı) talep edebileceğinin kabulü gerekmekte olup, olay sırasında 16 yaşında olan ve efor kaybı tazminatı talep eden davacının maluliyeti (kalıcı sakatlığı-%10,3) nedeniyle kaza tarihinden itibaren maddi tazminat isteyebileceği hususu gözetilerek, aktüerya bilirkişisinden bu doğrultuda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde geçiçi iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. (Bkz.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/511 Esas, 2021/1377 Karar sayılı ilamıı)(3)Yerel mahkemece, dosya kapsamındaki 05/09/2018 tarihli ATK 3. İhtisas maluliyet raporunda başvuru sahibinin bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı konusunda bir tespit yapılmadığı halde, dosya kapsamında alınan 24/05/2019 tarihli aktüer raporunda davacının 9 aylık iyileşme süresinin 1/3 yani 3 ay kadar bakıcıya ihtiyacı olduğu kabul edilmek suretiyle yapılan hesaba göre tespit edilen 2.281,50-TL bakıcı giderinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak yazılı şekilde karar verilmiştir.Halbuki, dava konusu trafik kazasında oluşan maluliyet nedeniyle davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı ve bakıcıya ihtiyacı olduğu tespit edilir ise ihtiyaç duyulan sürenin ne kadar olduğunun belirlenmesi için maluliyet raporunu düzenleyen ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan, davacının maluliyeti ile ilgili bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyaç var ise süresi hususunda rapor alınması gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 4. HD’nin 2021/11461 Esas, 2022/5232 Karar sayılı ilamı)(4)Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK md. 52’de düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.Somut olayda; davalı taraf davacının kask, dzilik ve koruyucu kıyafet giymemesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş; yerel mahkemece davacının maluliyetine sebep olan arazların kask kullanılmamış olmasıyla igisi bulunmadığı gerekçesiyle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır. Davacının kaza sonucunda oluşan yaralanmasının sağ tıbia diafiz fraktürü olduğu görülmektedir.Açıklanan vakıalar karşısında yerel mahkemece; KTK’nun 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu dizliğin takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin koruyucu dizlik takılması halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, Yargıtay yerleşik uygulamaları da dikkate alınarak TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile indirim yapılmadan karar verilmesi doğru değildir. ( Bkz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/11283 Esas, 2022/4619 Karar sayılı ilamı)Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen, davalı vekilinin istinaf başvurusunun tümden kabulü ile kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun TÜMDEN, davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE,5/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK.m.353/1-a hükmü uyarınca, KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/10/2023