Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/856 E. 2023/130 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/856
KARAR NO: 2023/130
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2015/472 Esas – 2019/1382 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağı ile ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporuna göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin birçok hastanede tedavi olmasına rağmen halen iyileşemediğini, Adli Tıp Kurumu raporuna göre müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte hayati tehlikesinin olduğunun saptadığını, kaza esnasında bankada operasyon yetkili yardımcısı işi yaptığını ve aylık net 2.900,00-TL kazancının bulunduğunu, müvekkilinin iş göremezliği nedeniyle doğan maddi zararından davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş,Yargılama sırasında 25/11/2019 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile; itiraz ve kanun yollarına başvuru hakları saklı kalmak kaydı ile geçici iş göremezlik tazminat miktarını 6.175,51-TL’ye artırdıklarını bildirerek, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; … plaka sayılı minibüsün müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında poliçe limitleri dahilinde olduğunu, davacının maluliyet raporu ile kusur raporunun aldırılması ve maddi tazminat miktarının aktüer tarafından hesaplanması gerektiğini, dava öncesi davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunulmadığını ve müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini bu nedenle müvekkilinin ancak kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; dosya kapsamına alınan maluliyet, kusur ve aktüerya raporları dikkate alınarak “Davanın kabulü ile 6.175,51-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapora bağlı kalınarak karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının, kaza neticesinde hayati tehlike geçirebilecek ve vücudunda kırığa neden olacak şekilde yaralandığı, maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığı, üniversite hastanesinden rapor alınması gerektiği, alınan kusur raporunun doğru olmadığı, davalıya sigortalı araç sürücüsünün, davacıya kaldırımda olduğu esnada çarptığı, ticari reeskont faizi yerine yasal faize hükmedilmesinin ve kaza tarihi yerine dava tarihinden faizin başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; davacının, olay tarihinde fiilen herhangi bir işte çalışmadığı, savcılık soruşturmasında alınan beyanında davacı tarafça ev hanımı olduğunun ifade edildiği, dosya kapsamında herhangi bir maaş bordrosu veya SGK kaydı bulunmamasına rağmen aylık net 2.900,00-TL esas alınmak üzere asgari ücretin ve asgari geçim indiriminin 3,6084 katı üzerinden ve davacının ev hanımı olması nedeniyle, AGİ dahil ücret üzerinden hesaplama yapılmasının da hatalı olduğu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığı, ceza yargılamasında bilirkişi tarafından seçenekli olarak kusur incelemesi yapıldığı, kusurun tam ve kesin bir biçimde tespit edilmediği, mahkemece yerinde keşif yapılmadığı, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu esas alınarak inceleme yapıldığı, hesap raporunun özensiz hazırlandığı, davanın iş göremezlik tazminatı olmasına rağmen rapor içeriğinde ölen kişi olarak bahsedildiği, işin ehli olmayan bilirkişiden alınan rapora dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf talebi bakımından yapılan incelemede; maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’ 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut olayda; kazanın 24/10/2013 tarihinde meydana geldiği anlaşılmakla davacının iş göremezlik oran ve süresinin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekmesine rağmen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre, davacı muayene edilmeksizin evrak üzerinden tanzim edilmiş olan ve davacının bildirdiği rahatsızlıklarına göre içerisinde nöroloji uzmanı da bulunmayan heyet tarafından düzenlenen ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna göre hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir.O halde, yerel mahkemece yapılacak iş, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde nöroloji uzmanının da bulunduğu heyet tarafından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının, bizzat muayene edilmek suretiyle geçici maluliyet süresi ile var ise sürekli maluliyet derecesi ve oranlarının belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, Dairece verilen kararın gerekçesine göre davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı tarafça, davacının zararına ilişkin olarak düzenlenen aktüer raporlarına yargılama aşamasında itiraz edilmediği dikkate alınarak hesaplamaya esas alınan gelir yönünden davacı yararına oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilerek yeniden karar verilmesi için dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/Dairece verilen kararın gerekçesi dikkate alınarak istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin diğer istinaf nedenleri ile davalı vekilinin istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harçlarının talepleri halinde kendilerine İADESİNE,5/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/02/2023