Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/854 E. 2022/1829 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/854
KARAR NO: 2022/1829
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2017/1196 Esas – 2019/1051 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 20/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 20/09/2016 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halindeyken tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının eşi …’in hayatını kaybettiğini, olayla ilgili olarak Yusufeli CBS tarafından 2016/446 nolu soruşturmanın yürütüldüğünü, müvekkilinin destek zararının tazmini talebiyle … plakalı aracın ZMM sigortacısı olan davalı şirkete başvurulduğunu, ancak başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile (HMK.nun 107 md.) müvekkilinin destek zararına karşılık şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte poliçe limiti dahilinde davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dosyası Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/67 esasında kayıtlı iken bu mahkemenin yetkisizlik kararı sonrası İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1169 esasını almıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: … plakalı aracın ZMSS poliçesi gereğince teminat altına alındığını, davacı tarafın yasal şartlara uygun başvuruda bulunmadığını, araçta yolcu iken vefat eden … ile ilgili destek zararının poliçe genel şartlarının A.6.d maddesine göre teminat dışı olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, davanın öncelikle usulden, ayrıca esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, soruşturma dosyası ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde: Davacı desteğinin 20/09/2016 tarihli tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kazanın ve poliçe başlangıç tarihinin 01/06/2015 tarihinden sonra olduğu, müteveffanın %100 kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları göre destekten yoksun kalanların desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu bu nedenle davacının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmış açılan davanın reddine hükmedilmiştir.” gerekçesi ile; Davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; müvekkili …’in uyuşmazlıkta, ölenin değil 3.kişi olarak kendi üzerinde doğan, dolaylı ve yansıma yolu ile oluşan zararının giderimini talep ettiği, destekten yoksun kalma tazminatının bu niteliği, yüksek mahkemenin kararlarında vurgulandığı ve doktrin tarafından da kabul gördüğü, müteveffanın kendi kusuru ile hayatını kaybetmesinin söz konusu olmadığı, zira, kazaya karışan aracı kendisinin değil …’in kullandığı, …’in ise taleplerini poliçe kapsamı dışında bırakacak bir kusuru (alkol kullanımı vs.) bulunmadığı, bu bağlamda, müteveffanın sürücünün kusurunu bilerek araçta yolculuk etmesinden ve dolayısıyla müterafik kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceği, karşı tarafın iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, müteveffanın asli kusurlu olması yani kendi kusuruyla ölümüne sebep olması halinde dahi, müvekkilin tazminat hakkının ortadan kalkmadığını, zira destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkı, ölenden intikal etmeyen doğrudan doğruya destek görenlerin kişiliklerinde doğan, asli ve bağımsız bir hak olduğunu, davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı, 20/09/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan eşi …’in hayatını kaybettiği, kaza sırasında aracı dava dışı …’in kullandığı iddiasıyla, aracın sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle eldeki davayı açtığı, anlaşılmıştır. Davacı tarafça kaza sırasında aracın … tarafından kullanıldığı iddia edilmiş ise de; bizzat davacının hazırlık soruçturması sırasında “aracın kaza sırasında ölen eşi … tarafından kullanıldığına” dair beyanı ve gerekse kazadan önce araç için benzin alınan …de çalışan tanık …’ın “benzin alındıktan sonra direksiyona ölen …’in geçtiği dava dışı …’in yan tarafına oturduğuna dair beyanı ve Yusufeli Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2017 tarihli KYOK kararından, kaza sırasında aracı kullananın davacının eşi olduğu anlaşılmıştır. Dosyada yapılan incelemede; vefat eden …’e ait aracın davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 17/05/2016, bitiş tarihi ise 17/05/2017 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, kazanın 20/09/2016 tarihinde meydana geldiği, mahkemece alının bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde destek sürücünün % 100 kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. O halde görülmekte olan davada yanlar arasındaki uyuşmazlık; desteğin tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında, destekten yoksun kalan davacının üçüncü kişi konumunda olup olmadığı, destek sürücü/işletenin kusurunun davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği araç işleteni/maliki …’in sürücüsü olduğu araç ile tam kusurlu olduğu trafik kazasında öldüğü, anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 17/05/2016 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Somut olayda müteveffa destek araç maliki/işleteni olduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilemez Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamında değildir. Kaldı ki 6704 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında olduğunu bildirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete’de yayınlanarak 09/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 E., 2020/40 sayılı kararında da söz konusu bu ek maddelerle ilgili olarak herhangi bir iptal kararı verilmemiş, aksine bu yöndeki iptal talebi reddedilmiştir.Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerinin poliçenin teminatı kapsamında olmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile 26,30-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 361 madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022