Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/84 E. 2022/197 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/84
KARAR NO: 2022/197
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2015/671 ESAS 2019/622 KARAR
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’in maliki, davalı sigorta şirketinin ZMM Sigortacısı olduğu … plakalı aracın, davalı …’in sevk ve yönetinde seyir halinde iken 27/03/2014 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasından dolayı müvekkilinin yaralandığını, sigorta şirketine çalışılamayan süre ve efor kaybından doğan zararların giderilmesi için 27/01/2015 tebliğ tarihli ihtarname ile başvuruda bulunulduğunu, ancak bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile efor kaybından ve çalışılamayan süreden kaynaklı maddi zararların tazmini için şimdilik 10.000,00 TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen ve malik ve sürücü olan davalılardan kaza tarihi olan 27/03/2014’ten itibaren yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden ise bildirim tarihine göre 27/01/2015 ‘ten itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın araç maliki ve sürücüsü olan davalılardan kaza tarihi olan 27/03/2014’den itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 1-Maddi tazminat davası yönünden; Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının, tarafların sulh anlaşması dikkate alınarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat yönünden; Davanın kısmen kabulü ile; 12.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalılar … ve … vekilinin istinaf sebepleri; Kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranlarının hatalı tespit edildiği, raporun esas alınması suretiyle hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, dosya içeriğine göre meydana gelen kazada davalının kusur oranı, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Sonuç olarak; dosyada içindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkemesi tarafından delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, özellikle birbirini teyit eden raporlarda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın az yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uygun taktir edilmiş olmasına ve ilk derece mahkemesinin taktirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun, başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalılardan alınması gereken 819,72-TL harçtan peşin yatırılan 204,93-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 614,79-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK’nun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/02/2022