Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/831 E. 2023/1794 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/831
KARAR NO: 2023/1794
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2016/571 Esas – 2019/1193 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla, yine dava dışı …’in sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın karıştığı 24/04/2016 günlü trafik kazasında, yaya konumunda bulunan vekil edenini yaralanarak bedensel zarara uğradığını, kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise herhangi bir kusuru bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 4.000,00-TL maddi tazminatın, kazaya karışan araçların ZMM sigortacısı bulunan davalılardan; kusur durumları ve poliçe limitleri gözetilerek kaza tarihinden işletilecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 20/07/2018 günlü dilekçe ile de 4.000,00-TL’lik maddi tazminata ilişkin isteğin 2.000,00-TL’sini … Sigorta A.Ş’den , 2.000,00-TL’sini de … Sigorta A.Ş’den talep ettiklerini, her bir davalıdan ayrı ayrı talep edilen 2.000,00-TL’lik maddi tazminatın 1.000,00-TL’sinin geçici iş göremezlik, 1.000,00-TL’sinin de kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin bulunduğunu açıklayarak, maddi tazminata ilişkin 4.000,00-TL’lik istek miktarını toplam 122.900,00-TL’ye çıkarttıklarını ve kusur durumuna göre bu tazminatın 95.175,00-TL’sini … Sigorta’dan, 31.725,00-TL’sini de … Sigorta Şirketi’nden talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalılar vekilleri aracılığıyla ayrı ayrı verdikleri cevap ve beyan dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; Davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın … Sigorta Şirketi A.Ş nezdinde, … plaka sayılı aracın ise … Sigorta Şirketi nezdinde ZMM sigortalı olduğu, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün %25 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza neticesinde %13,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin 9 ay olduğu ve davacının uğradığı kalıcı ve geçici iş göremezlik zararının 12/03/2018 günlü bilirkişi raporu ile belirlendiği benimsenerek; “Davalı … Sigorta Şirketi yönünden %75 kusura isabet eden geçici iş göremezlik maddi zararının 14.941,51 TL, sürekli iş göremezlik maddi zararı 80.234,14 TL olduğu ,Davalı … Sigorta A. Ş yönünden ;%25 kusura isabet eden geçici iş göremezlik maddi zararının 4.980,50 TL , sürekli iş göremezlik maddi zararının 26.744,71 TL olduğu her iki tazminatın poliçe teminat limitleri dahilinde kaldığı , davalı sigorta şirketleri yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 20.05.2016 dava tarihi olup işleyecek faizin yasal faiz olduğu Davacı vekili 20/07/2018 havale tarihli açıklama ve talep arttırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep ettikleri 4.000-TL maddi tazminatın 2.000-TL’sinin sürekli iş görmezlik, kalan 2.000-TL’sinin geçici iş görmezlik tazminatı olduğunu, 2.000-TL sürekli iş görmezlik tazminatının 1.000-TL’si … sigortadan 1.000-TL’si … Sigortadan, 2.000-TL geçici iş görmezlik tazminatının 1.000-TL’sinin … Sigortadan 1.000-TL’sinin … sigortadan talep ettiklerini, Bu taleplerini attırarak 122.900-TL’ye yükselttiklerini, kusur oranlarına göre 95.175-TL’sini davalı … Sigortadan kalan 31.725-TL’sini ise diğer davalı … Sigortadan talep ettiklerini beyan etmiş ise de ibraz edilen bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketlerine sigortalı araç plakalarında dolayısıyla araç sürücülerine hasredilen kusur oranlarında sehven birbirine karıştırılarak yanlışlık yapıldığı davacı tarafça ibraz edilen talep artırım dilekçesinin de bu bilirkişi raporuna göre verildiği görülmekle talep artırım dilekçesinde davalı sigorta şirketlerinden talep edilen miktarların da rapordan kaynaklı maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmış kastedilen talep artırımın ek rapor doğrultusunda yapılan düzeltme ve kusur oranlarına isabet eden tazminat olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile; -Davanın KABULÜ ile 19.922,02-TL geçici işgörmezlik tazminatın (davalı … sigorta sorumluluğunun 14.951,51-TL ile sınırlı, davalı … Sigorta sorumluluğunun 4.980,50-TL ile sınırlı olmak üzere) dava tarihi olan 20/05/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 106.978,85-TL sürekli işgörmezlik tazminatının (davalı … sigorta sorumluluğunun 80.234,14-TL davalı … sigorta sorumluluğunun 26.744,71-TL ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 20/05/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; maluliyete ilişkin belirlemenin kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekirken kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümleri uyarınca tespit edilmiş olmasının hatalı olduğu, ayrıca davacının asgari ücretin üzerinde bir gelire sahip olduğu konusunda hiçbir somut veri olmadan gelirin asgari ücretin 1,87 katı olduğu varsayımıyla yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının doğru bulunmadığı, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün esasen herhangi bir kusuru olmadığı halde tali kusurlu olduğu yönünde görüş bildiren ve tek bilirkişiden temin edilen bir kusur raporuyla sonuca ulaşılmasının da isabetsiz olduğu, kaldı ki 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM sigortası genel şartlarına göre geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin teminat dışı bırakıldığının karar yerinde gözetilmediği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf nedenleri ise; ZMM Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişiklikle geçici iş göremezlik zararına ilişkin taleplerin SGK’nın sorumluluğunda bırakıldığı belirgin olduğu halde bu zarar kalemi bakımından vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmesinin isabetsiz bulunduğu ayrıca kalıcı iş göremezlik zararının davacı yanın gelecekte mahrum kalacağı bir zarara ilişkin olması nedeniyle faize hükmedilmemesi gerektiğine yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin kusura, maluliyete ve gelire ilişkin istinaf itirazları değerlendirildiğinde; Haksız bir fiil sonucu zarar oluştuğu iddiasıyla bir talepte bulunulması halinde, kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsur olup, sorumluluk belirlenecek duruma göre tespit edilmelidir. Somut olayda; davacı taraf, talep konusu kazanın oluşumunda, her iki sigortalı araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, davacı yayanın ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılar ise kazanın oluşumundaki taraf kusur durum ve oranlarının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yargılama sırasında görüşüne başvurulan ve Makine Yüksek Mühendisi olduğu anlaşılan Prof.Dr. …’ın katılımıyla düzenlenen 12/03/2018 günlü raporda; dosyadaki bilgi ve belgeler, olaydan sonra kolluk kuvvetlerince düzenlendiği anlaşılan kaza tespit tutanağı ile kazaya karışan araç sürücülerinin polise verdikleri ifadeler gözetilerek, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücünün (-…) %75 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsünün (-…) ise %25 oranında kusurlu olduğu sonucuna varıldığı, 10/10/2019 günlü ek raporda da, kusur durumunun 12/03/2018 günlü kök raporda belirtildiği gibi olduğu ancak kök raporda sadece araçların ZMM sigortacılarının karıştırıldığı bilgisi verilerek, buna göre davalıların sorumlu oldukları miktarların belirlendiği anlaşılmaktadır. Söz konusu bu raporlardaki kusura ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu belirlemelerin olaydan sonra düzenlendiği anlaşılan kaza tespit tutanağındaki tespitlerle de örtüşmesi karşısında hükme esas alınarak karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına ve her olayda mutlaka bir heyetten veya ATK’dan kusur raporu alınmasının da gerekmemesine göre; davalı … Sigorta A.Ş vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Bundan ayrı; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi önem arzetmektedir.Söz konusu konusu bu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/18611 Esas, 2022/787 Karar sayılı ilamı) Eldeki davada, kaza tarihi 22/04/2016 olup , maluliyete ilişkin belirlemenin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda yapılması gerekirken “Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılan ATK raporunun karara dayanak yapılması kural olarak doğru değil ise de; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/03/2021 gün ve 2020/838 E., 2021/2453 K. sayılı içtihadında da işaret edildiği üzere, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile Özürlülük Ölçütü Sınırlandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte, maluliyet oranlarına ilişkin olarak aynı cetvellerin kullanılarak belirleme yapılması nedeniyle, davacının kazadan sonra geçirmiş olduğu tüm tedavi evrakları ile yaralanmasının niteliği gözetilerek aralarında nöroloji uzmanı, iç hastalıkları uzmanı ve ortapedi-travmatoloji uzmanı bulunan ve davacının geçirmiş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi ve gözetilmesi neticesinde ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlendiği anlaşılan 10/10/2017 günlü heyet raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varıldığından, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin maluliyete ilişkin istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Keza; cismani bir zarar nedeniyle yapılan tazminat hesaplamasında, zarar görenin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda davacının kazadan önce … İnşaat Şirketi’ne ait iş yerinde 12/09/2014-12/05/2015 tarihleri arasında “sandviç hazırlama elemanı” olarak sigortalı bir biçimde çalıştığı, dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden anlaşılmakta olup, 12/05/2015 tarihinden kaza tarihine geçen zaman içerisinde davacının sigortalı olarak çalıştığına ilişkin bir bilgi mevcut değil ise de, davacı tarafça bu dönemde sigortasız olarak çalışıldığı ve aylık net gelirinin de 2.200,00-TL olduğu beyan edilerek, emsal ücret araştırması yapılması talebinde bulunulduğu görülmüştür. Mahkemece bu talep gereğince yapılan araştırma sonucunda, dosyaya kazandırılan ve … Sanayi İşçileri Sendikası tarafından düzenlenen 20/12/2017 günlü cevabi yazıda; sendikasız çalışan davacı emsallerinin 2015 yılı itibariyle aylık net ücretinin 2.800,00-TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca “sandviç hazırlama elemanı” olarak çalışmakta olan bir kişinin, daha sonra da en az bu niteliğe uygun şekilde çalışacağı hayatın doğal akışına uygun olup, müteakip çalışmanın SGK’na bildirilmemesi yani ilgilinin sigortasız bir biçimde çalıştırılması davacı gelirinin iddia edildiği düzeyde olmadığını göstermez. Bu durumda davacının yaptığı işin niteliği, elde ettiği gelire ilişkin beyanı ile emsal gelir araştırmasına verilen cevap birlikte değerlendirildiğinde davacının asgari ücretin 1,87 katı gelire sahip olduğu varsayımıyla düzenlendiği anlaşılan aktüer bilirkişi hesaplamasının hükme esas alınmasında da bir yanılgı tespit edilemediğinden davalı … Sigorta A.Ş vekilinin gelire ilişkin istinaf itirazının da reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olmadığına ilişkin istinaf itirazları ile davalı … Sigorta Şirketi vekilinin faize hükmedilmemesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazı birlikte değerlendirildiğinde; -01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.maddesinin “Sağlık Giderleri Teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile, trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderlerin teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” denmekte ise de; 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanmış ve sınırlandırılmıştır. KTK’nun 98.maddesinde; trafik kazaları nedeniyle, üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup; 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi ile de, “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup, buna göre SGK 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesi uyarınca tüm tedavi giderlerinden değil sadece söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Diğer bir ifadeyle SGK’nun hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, kanun uyarınca belirlenmiş olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile, SGK’nun sorumluluk kapsamının genişletilmesi, bir kanun maddesinin idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/01/2004 tarih, 2004/4-40E-2004/113 K.sayılı İçtihadı). Bu durumda, SGK’nun sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98.madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin KTK’nun 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceği gibi, anılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararı ile de iptal edildiği gözetildiğinde, bedensel zararın bir türü olan geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketlerinin yazılı biçimde sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında bir yanılgı bulunmadığı gibi; hüküm altına alınan maddi tazminat bakımından eldeki dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvuru yapıldığı ileri sürülüp, kanıtlanamadığına göre davalılar bakımından dava tarihi itibariyle temerrüd halinin oluşacağı kabul edilerek, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da doğru olduğundan (Bkn; 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/1183 Esas- 2021/1156 Karar sayılı ilamı) açıklanan hususlara yönelik olarak, davalı sigorta şirketleri tarafından vekillere aracılığı ile yapılan istinaf başvurularının da yerinde olmadğı reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davalı … Sigortadan alınması gereken 2.167,14-TL harçtan peşin yatırılan 541,80-TL harcın düşümü ile bakiye 1.625,34-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalı … sigortadan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 6.502,13-TL harçtan peşin yatırılan 1.625,55-TL harcın düşümü ile bakiye 4.876,58-TL istinaf ilam harcının istinaf eden bu davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2023