Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/807 E. 2023/1590 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/807
KARAR NO: 2023/1590
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2016/877 Esas – 2019/964 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 23.11.2012 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete seyir halinde iken zorunlu trafik sigortası bulunmayan dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malül kaldığını, davalı kurama yaptıkları başvuru neticesinde yapılan ödemenin yetersiz ve KTK 111. gereğince sorumluluğu daraltan anlaşmaların geçersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) şimdilik 2.000,00-TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın başvurusu üzerine, sunulan sağlık kurulu raporu doğrultusunda davacının % 8 oranında maluliyetinin bulunduğunu, sigortasız araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle davacıya 14.07.2016 tarihinde 43.328,00-TL ödendiğini ve ödemeye binaen müvekkili kurumun ibra edildiğini, ibranamenin iptali şartlarının oluşmadığını, yapılacak olan hesaplamada belirlenecek tazminat miktarından davacının koruyucu ekipman kullanmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, avans faizi isteminin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının %3,3 olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacının maddi zararının, davalı kurum tarafından davadan evvel yapılan ödeme ile tamamen karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince 29.01.2020 tarihli ek karar ile; kararın kesin nitelikte olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilince ek karara karşı; davanın belirsiz alacak davası olarak açılması nedeni ile verilen kararın kesin olmadığı gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin asıl istinaf nedenleri; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin 22/7-8.maddesinde; sigortalının sağlık durumunda sürekli iş göremezlik yönünden değişiklik olmuş ise bu değişikliğin raporla saptandığı tarihteki yaşının esas alınacağının düzenlendiği, Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 07.01.2015 tarihli raporda davacının engel oranı %8 olarak belirlenmiş iken Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 19.06.2018 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının kaza tarihindeki yaşına göre maluliyet oranının %3.3, rapor tarihi itibariyle ise %4,1 olduğunun bildirildiği, raporlar arasındaki farklılığın davacının sağlık durumunda değişiklik olduğunu gösterdiği ve bu nedenle maluliyet oranının %4.1 olarak kabulü gerekirken %3.3 maluliyet oranına göre tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğu hususuna ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.(1) Davacı vekilinin 29.01.2020 tarihli gerekçeli kararın kesin nitelikte olduğundan bahisle verilen istinaf isteminin reddine yönelik ek karara karşı istinaf nedenlerinin incelenmesinde;Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat isteğine ilişkin olup; dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla ve davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilmek suretiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.Somut olayda, dava dilekçesinin içeriği dikkate alındığında dava belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Davacı vekilinin yukarıda açıklanan ilkeler ışığında bedel artırım ve ıslah hakkı da olduğu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin kararın kesin olduğundan bahisle istinaf talebinin reddine ilişkin 29.01.2020 tarihli ek kararda isabet bulunmadığından ek kararın kaldırılarak, davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf talebinin incelenmesine geçilmesine karar verilmiştir.(2) Davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesinde;Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 19.06.2018 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının kaza tarihindeki yaşına göre maluliyet oranının %3.3, rapor tarihi itibariyle ise %4,1 olduğunun bildirildiği, davacı vekilince, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan söz konusu rapora karşı itirazda bulunulmadığı gibi 12.09.2019 tarihli dilekçe ile, müvekkilinin maluliyet oranının %3,3 olarak belirlendiği belirtilerek tazminat hesabı yapılmasının talep edildiği ve söz konusu talep dilekçesi ile maluliyet oranının davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğuracak şekilde sınırlandırıldığı, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davacının %3,3 oranında malül olduğunun kabulü halinde toplam maddi zararının 49.788,77-TL olduğu, davalı kurum tarafından dava tarihinden önce ödenen 43.328,00-TL’nin rapor tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte (54.225,29-TL) mahsubu neticesinde davacının bakiye zararının bulunmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.Bu durumda, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle davacı vekilinin 12.09.2019 tarihli dilekçesi ile davacının %3.3 oranında malul kaldığının belirlendiği belirterek tazminat hesabı yapılmasını istemesi karşısında davacı tarafça beyan dilekçesi ile kabul edilen %3.3 oran yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmasına, davalı lehine maluliyet oranı yönünden oluşan usuli kazanılmış hak gereğince bilirkişi raporunun düzenlendiği tarih itibariyle bakiye alacağının kalmadığının tespit edilmesi karşısında, dava tarihinden evvel yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki verilere göre yetersiz olup olmadığı hususunda inceleme yapılmamış olmasının bir önemi bulunmamasına, Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen ve davacının engel oranını belirleyen % 8 olarak belirleyen 07.01.2015 tarihli raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmemiş olması nedeni ile, sürekli iş göremezlik yönünden davacının sağlık durumunda değişiklik olduğundan bahsedilemeyecek olunmasına göre yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/Alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin yatırılan (54,40-TLx2) 108,80-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 161,05-TL istinaf ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361 hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023