Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/797 E. 2023/1457 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/797
KARAR NO: 2023/1457
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2019
NUMARASI: 2016/958 Esas – 2019/90 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, 09.01.2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüste yolcu olarak İstanbul ilinden Balıkesir ili Edremit ilçesine seyahat etmekte iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ve maluliyetinin oluştuğunu, kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası bulunmadığı, sorumluluğun davalı kuruma ait olduğu, davalı kuruma yaptıkları başvurunun kazanın göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesi sırasında meydana geldiği gerekçesi ile reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı kuruma başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 19.09.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile tazminat taleplerini 78.750,00-TL’ye artırdıklarını bildirmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle öncelikle teminat yatırması gerektiğini, kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olması nedeni ile müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığını, davacının yabancı uyruklu olması nedeni ile taşımacılık veya koltuk sigortasına tabi olmadıklarını, kazanın göçmen kaçakçılığı yapıldığı sırada meydana geldiğini ve genel şartların A.4 maddesi gereğince cürüm işlerken doğan zararların teminat kapsamında olmadığını, istiap haddinin aşılması nedeni ile davacının müterafik kusuru bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; kazanın, usulüne uygun bir karayolu yolcu taşıma faaliyeti sırasında meydana gelmediği, davacının araçta kaçak göçmen olarak bulunduğu, kanuna uygun yolcu taşıması yapmayan aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığı, aksinin kabulü halinde de genel şartlar gereğince cürüm işlenirken meydana gelen zararın teminat kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’nca göçmen kaçakçılığı suçundan yürütülen soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kazanın göçmen kaçakçılığı yapıldığı sırada meydana gelmediği, aksinin kabulü halinde dahi bu durumun davalı kurumun sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kazaya karışan aracın İstanbul ilinden Balıkesir ili Edremit ilçesine seyir halinde olduğu, kazaya karışan otobüste otobüs sürücüsü dahil olmak üzere toplam 56 kişi bulunduğu, araç sürücü ve bir Cezayir uyruklu yolcu dışındaki 54 kişinin Suriye uyruklu oldukları, kaza sonrasında düzenlenen olay yeri inceleme raporuna göre otobüsün bagaj kısmında çok sayıda çanta ve poşetler içerisinde can yelekleri bulunduğunun tespit edildiği, Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’nca araç sürücüsü, aracın maliki şirket ve şirket sahibi aleyhine göçmen kaçakçılığı suçu işlendiği iddiası ile başlatılan soruşturma neticesinde göçmen kaçakçılığı suçunun işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığından bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının kapsam dışında kalan halleri düzenleyen A.4. maddesinin (e) bendinde cürüm işlenmesi sırasında doğrudan veya dolaylı olarak meydana gelen kazalar neticesinde doğan zararların teminat kapsamında olmadığı düzenlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kazanın göçmen kaçakçılığı suçu işlenirken meydana geldiğine dair yeterli delil bulunmadığına yönelik kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararının hukuk hakimi için bağlayıcı olmamasına, kazaya karışan araçtaki yolcuların tamamının yabancı uyruklu olması ve aracın bagajında çok sayıda çanta ile poşetler içerisinde can yeleği bulunduğunun tespit edilmesi karşısında kazanın göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesi sırasında meydana geldiği ve doğan zararın teminat kapsamı dışında kaldığı kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 225,45-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361 hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/09/2023