Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/755 E. 2020/3121 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/755
KARAR NO: 2020/3121
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2016
NUMARASI: 2014/734 E., 2016/869 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeninin, davalılardan …’nden 02/07/2013 tarihinde 2012 model … marka … plaka sayılı ticari araç satın aldığını, diğer davalının söz konusu aracın ithalatçısı olduğunu, satın alınan bu araçta alımdan çok kısa bir süre sonra başlayan ve tekrarlayan arızalar meydana geldiğini, bu nedenle aracın ayıplı olduğunu, Beşiktaş … Noterliğinin 14/03/2014 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile her iki davalıya ayıp ihbarında bulunulduğunu, ancak olumlu veya olumsuz cevap alınamadığını belirterek söz konusu aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini veya aracın iade alınarak satış bedeli olan 83.300,00-TL nin satış tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte vekil edenine ödenmesini talep ve dava etmiştir. Daha sonra 13/10/2016 günlü oturumda terditli olan taleplerini aracın yenisi ile değiştirilmesi şeklinde teke indirdiklerini açıklamıştır. Davalılardan … vekili cevabında; müvekkilinin, ithalatçı olduğunu, davacı ile ilişkisi olmadığını, ayıptan sadece satıcının sorumlu olduğunu, ayıp ihbarında bulunulduğunu, aracın ayıplı olmadığını, talebin dürüstlük kuralına uymadığını, değişim olursa zarara girileceğini, araç iade edilmeden faizin istenemeyeceğine ilişkin Yargıtay Kararlarının bulunduğunu, terditli talep olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … vekili ise cevabında; aracın 02.07.2013 tarihinde 83.300 TL’ye davacıya satıldığını, ayıp ihbarı yapılmadığını, ayıp olmadığını, talebin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, menfaatler dengesinin birbirine uygun olmadığını, kullanılan değer kaybının düşülmesi gerektiğini, terditli dava açılamayacağını, faizi reddettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişi raporu, ek rapor, dosyadaki bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre;dava konusu araçta meydana gelen arızanın nedeninin, üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde bulunduğu; V kayışının, kasnak içi açıklığının olduğu, sorunun buradan kaynaklandığı, ayıbın devam ettiği, bu ayıbın gizli sürekli tekrarlayan ve devam eden nitelikte olması nedeniyle, araçtan beklenen faydanın davacı yönünden gerçeklememiş olacağı benimsenerek; davanın kabulü ile davaya konu 2012 model … marka , … şasi numaralı … plakalı aracın davalılara iadesi halinde aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş, davalılar tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 12/10/2017 gün 2017/427 esas ve 2017/676 sayılı kararla, İstinaf isteminde bulunan davalıların itirazlarının yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle kısmen kabulüne, öteki itirazlarının ise; yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine… İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2016 gün ve 2014/734 – 2016/869 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile; davaya konu 2012 model … marka, … şasi numaralı … plakalı aracın; üzerindeki tüm takyidatlardan ari bir şekilde davalılara iadesi halinde aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş ve davalıların yapmış oldukları temyiz başvurusu üzerine de Yargıtay 13.Hukuk Dairesince verilen 17/12/2019 gün ve 2017/9892 esas-2019/12702 sayılı kararla ” Davacı aracını …’den satın almış olup, davalı … Tic. A.Ş. bu durumda satıcı değil aracın ithalatçısı konumundadır. Bu durumda, ithalatçı’nın sorumluluğu tartışılmalıdır. Dava, konusu itibariyle tüketici yasası hükümlerine tabi olmayıp taraflar arasındaki meselenin halli için 6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Buna göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” Madde hükmünde de görüleceği üzere ithalatçının satılan üründe var olan ayıplara ilişkin olarak alıcıya karşı sorumluluğuna dair bir düzenleme mevcut değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin niteliği nazara alınarak 6098 sayılı TBK’nun 219 ve devamı maddelerinin değerlendirilerek, davalı ithalatçı firmanın davacının ayıpsız misli ile değişim talebi yönünden sorumlu olup olmayacağının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Bozma nedenine göre temyiz eden davalı …‘nin tüm, diğer davalı … Tic. A.Ş.’nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” denilmek suretiyle bozma sevk edilmiştir. Bozma kararı sonrasında Dairemizce duruşma açılarak taraf vekilleri adına meşruhatlı duruşma davetiyesi gönderilmiş, 16/06/2020 günlü duruşma oturumuna katılan taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra, bozmaya uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Yargıtay bozma ilamı, Dairemizin bozmaya konu kararı ile tüm dosya kapsamının değerlendirme sonucunda; Üretim hatası nedeniyle ayıplı mal niteliği taşıyan aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi isteğini ilişkin olan davanın, aracın satıcısı olan … Ltd.Şti ile aracın ithalatçısı konumunda bulunan … Tic. A.Ş’ne yöneltilerek açıldığı anlaşılmaktadır. 1- Araç malikinin şirket ve aracın da ticari nitelikte bir araç olduğu konusunda bir duraksama olmadığından görülmekte olan dava, konusu itibariyle tüketici yasası hükümlerine tabii bulunmamakta olup, uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK’nun 219 ve devamı maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekir. TBK’nun 219 ve devamı madde hükümlerine göre, ayıplı mal nedeniyle şartları varsa satıcının sorumluluğu gitmek mümkün ise de, ithalatçının satılan üründe var olan ayıplara ilişkin olarak alıcıya karşı sorumlu olduğuna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda talep konusu aracın ithalatçısı konumunda bulunan davalı … Tic. A.Ş’ye yönelik davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davalı satıcı ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilmesi isabetsiz olduğundan davalı … Tic. A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı… vekilinin istinaf itirazlarına gelince; hükme esas alınan İTÜ Makine Fakültesinden seçilmiş uzman bilirkişilerden oluşan 05/01/2016 günlü heyet raporundan da anlaşılacağı üzere, ilk arıza aracın satın alındığı 02/07/2013 tarihinden kısa bir süre sonra 19/08/2013 tarihinde meydana gelmiş ve V kayışının koptuğu belirlenerek V kayışı değiştirilmiştir. Ondan sonra aynı arıza 09/09/2013 ve 16/12/2013 tarihinde tekrarlanmış ve V kayışı değiştirilmiştir. Araç 02/01/2014 tarihinde tekrar arızalanmış bu arızada alternatör kaplinin yerinden çıktığı belirlenmiş ve 14/03/2014 tarihinde davalılara noter kanalı ile ayıp ihbarında bulunulmuştur. Dava 15/04/2014 tarihinde açılmış ve yargılama devam ederken 13/01/2015 tarihinde V kayışı tekrar kopmuştur. Bu durumu bilirkişiler araçta V kayışı kopma sorunu yaşandığı, servis onarımlarına rağmen 13/01/2015 tarihine kadar giderilemediği, bu durumun arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğunun gösterdiği sonucuna varılmıştır. Davalıların itirazı üzerine araç laboratuvara getirilerek yapılan inceleme sonucunda aynı bilirkişilerden alınan ek raporda; gerek motor çalıştırılarak gerekse stop etmiş halde V kayışının döndüğü kasnaklar arasında açıklık olduğu, eksenlerinin örtüşmediği, kayışın kasnak içindeki kaçıklıktan ötürü kasıntılı olarak dönmesi sonucu kasnak yanağına sürttüğü, bu durumun kayışın zamanından önce hızlı bir şekilde açılmasına ve kopmasına neden olduğu ve davaya konu arızanın bu nedenle meydana geldiği ve söz konusu bu arızanın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu açıklanmıştır. Bu durumda; mahkemenin araçtaki arızanın gizli ayıp olduğu hususundaki değerlendirmesinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bundan ayrı; aracın 13/01/2015 tarihinde yeniden arızalanması ve bu arıza nedeniyle onarıma başvurulması halinin, davanın açılmasından sonra meydana gelmesi nedeniyle, halen davacının elinde bulunan araçta meydana gelen arızaları gidertmeye çalışması etkin onarım hakkını kullanma olarak değerlendirilemeyeceğine göre; mahkemenin bu savunmaya itibar etmemesi de bir yanılgı bulunmamaktadır. 3- Ne var ki mahkemece; hüküm kurulurken aracın iadesi şartlarına takyidatlardan ari şekilde teslimi gerektiği hususunu yazmamış olması doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüne karar verilerek, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, kabul ve reddedilen istinaf itirazları gözetilerek, yanılgılı hususların düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2016 gün ve 2014/734 E,- 2016/869 sayılı kararına karşı davalı … Ticaret A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, 2-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2016 gün ve 2014/734 E,- 2016/869 sayılı kararına karşı davalı … Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (3) sayılı bentte gösterilen nedenle KISMEN KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (2)sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … Ticaret A.Ş. Tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.422,55-TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70-TL istinaf başvuru harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.422,55-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5-İstinaf aşamasında davalı … Limited Şirketi tarafından tarafından yapılan diğer giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına, 6- Davalı … Ticaret A.Ş. istinaf aşamasında Dairemizce yapılan duruşmada vekille temsil edildiğinden 2020 yılı AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 1.700,000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ticaret A.Ş.’ne verilmesine, 7- Davalı … Ticaret Limited Şirketi istinaf aşamasında Dairemizce yapılan duruşmada vekille temsil edildiğinden 2020 yılı AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 1.700,000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Limited Şirketi’ne verilmesine, 8-İstinaf isteğine konu İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2016 gün ve 2014/732 Esas, 2016/869 sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 8/1-Davalı … A.Ş.aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan REDDİNE, 8/2-Davalı … Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın kabûlü ile davaya konu 2012 model, … marka … şase numaralı … plâkalı aracın; üzerindeki tüm takyidatlardan arî şekilde davalıya iadesi halinde aracın yenisi ile değiştirilmesine, 8/3-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 5.690,00-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.423,00 -TL’nin düşümü ile kalan 4.267,22-TL’ harcın davalı … Ticaret Limited Şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 8/4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 1.423,00-TL peşin harç, 3,85-TL vekalet harcı, 3.164,00-TL bilirkişi/tebligat/müzekkere gideri olmak üzere toplam 4.622,22-TL yargılama giderinin davalı … Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 8/5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri dikkate alındığında davada vekille temsil edildiği anlaşılan davacı yararına takdir edilen 11.629,00-TL avukatlık ücretinin davalı … Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 8/6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri dikkate alındığında davada vekille temsil edildiği anlaşılan davalı … Ticaret A.Ş. yararına takdir edilen 3,400,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 8/7-Davalı … Ticaret Limited Şirketinden tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 8/8-Davalı … Ticaret A.Ş. tarafından yargılama sırasında yapılan 180,75-TL’si tebligat ve müzekkere gideri, 154,30-TL’ si de temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 335,05-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Ticaret A.Ş’ne verilmesine, 8/9- Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine. Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda HMK.’nın 361.maddesi gereğince tarafların tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.07/07/2020