Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/740 E. 2023/637 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/740
KARAR NO: 2023/637
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2017/205 Esas – 2019/1063 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 28/02/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle;16/08/2016 günü dava dışı sürücü … sevk ve yönetiminde bulunan … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken … plaka sayılı dava dışı sürücü …’un yönetimindeki motosikletle çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin oğlu …’nın vefat ettiğini, müvekkilinin oğlunun desteğinden mahrum kaldığını, motosikletin sigortası bulunmadığından tazminattan Güvence Hesabının sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 3.200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihi olan 12/01/2017 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 14/11/2018 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçesinde müvekkili … için Güvence Hesabı’ na karşı destekten yoksun kalma taleplerini 22.509,32 TL artırarak 25.709,32 TL tazminat miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın … plakalı aracın işletenı konumunda olan … ile sürücüsü konumunda olan …’a ihbarını talep ettiklerini, müteveffanın kask ve koruyucu elbise giymeden ve alkollü kişi tarafından kullanılan motosiklete binmesinin zarara sebep olduğundan ve artırdığından hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi ve ayrıca müteveffa motosiklette hatır için taşındığından hatır ( hakkaniyet gereği ) indirimi yapılmasını talep ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 07/08/2018 tarihli bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; … plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü …’un hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren % 60 oranında etkili olduğu, … plaka numaralı motosikletin dava dışı sürücüsü …’un hatalı sevk ve idaresinin, ikinci derecede ve takdiren %40 oranında etkili bulunduğu, davacı yakını motosiklet yolcusu …’ün etkili hatalı bir davranışının sabit görülmediği, davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 25,709,32 TL, temerrüt tarihinin 25/01/2017 ve davalının KTK 93.maddesi gereği talep edilen tazminat miktarının limit dahilinde olduğu anlaşılmış olmakla, davacının davasının kabulü ile, 25.709,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/01/2017 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın kabulü ile; 25.709,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/01/2017 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; davaya konu trafik kazasında, kask ve koruyu elbise giymeden seyahat eden müteveffanın, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek bu araçta seyahat etmesi, ortaya çıkabilecek zararı öngördüğü ve buna rağmen ehil olmayan kişinin kontrolündeki araçta seyahat etmesi anlamına geldiğinden hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekken yapılmamasının hatalı olduğu, kaza sebebiyle alınan kusur bilirkişi raporlarında taraflara isnat edilen kusur oranları arasında çelişki bulunmasına rağmen raporlar arasında bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, müteveffa, motosiklette ekonomik bir karşılığı olmaksızın yolcu olarak bulunduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, mahkeme tarafından temerrüt tarihinin hatalı olarak hesaplandığı, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı Karayolları ve Trafik Öğr. Üyesi olduğu anlaşılan Y.Doç.Dr.Yüksek Mühendis … tarafından düzenlendiği anlaşılan 19/07/2018 günlü kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve kusura ilişkin bu belirlemelerin 16/08/2016 tarihinde kolluk kuvvetlerince düzenlenen kaza tespit tutanağındaki tespitlerle de örtüşmesi karşısında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ayrıca dava dışı motosiklet sürücünün (…) kaza sırasında koruma başlığı (kask) ve diğer koruyucu ekipmanları kullanmamasının kazanın oluşumundaki taraf kusur durum ve oranlarının belirlenmesinde herhangi bir etkiye sahip olamayacağı konusunda herhangi bir duraksama olmamasına, her ne kadar yargılama sırasında davalı, kazada ölen …’ün hatır için taşındığını iddia etmiş ise de, hatır taşımasından söz edebilmek için bu taşımanın bedelsiz olması ve müteveffa lehine yapılması gerekli olup, somut olayda söz konusu bu taşımanın herhangi bir bedel (bu bedelin mutlaka parasal değere sahip olması gerekmemektedir) karşılığında olmaksızın, mutlak surette mağdur lehine yapıldığı hususu davalı tarafça usulüne uygun şekilde kanıtlanamadığı, iddianın soyut nitelikte kaldığı anlaşılmış olması karşısında, mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında bir yanılgı olmamasına, davalıya başvuru tarihi dikkate alındığında mahkemece temerrüt tarihinin 25/01/2017 tarihi olarak belirlenmesinde hata bulunmamasına göre, davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf itirazı yönünden; Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunu ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir Somut olayda, müteveffa … motosiklet sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek motosiklete bindiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kaza anında müteveffanı motosiklette yolcu konumunda bulunması nedeniyle kazanın oluşumunda kusurlu olması mümkün değildir. Görülmekte olan dosya kapsamında temin edilen kusur raporunda da motosiklet yolcusu davacının oğlu …’ün etkili hatalı bir davranışının sabit görülmediği, bildirilmiştir. Ancak müteveffanın kendi güvenliğini tehlikeye atarak alkollü olduğunu bildiği kişinin idaresindeki motosiklete kasksız bir şekilde bilerek isteyerek bindiği ve dolayısıyla kendisinin yaralanmasında müterafik kusurlu olduğu anlaşılmasına rağmen mahkemece, kazazedenin müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek, belirlenen tazminattan yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bunun yapılmamış olması hatalı olmuştur. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, istinaf yasa yoluna başvuran davalı vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.nun 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca kaldırılmasına; istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan ve reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar bakımından usuli kazanılmış hak oluşturan hususlar gözetilerek; davacının talep edebileceği sonucuna varılan 25.709,32-TL tazminat miktarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak ve fakat yapılan indirimin takdiri indirim olması nedeniyle davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılamayacağı gözetilerek (Bkn; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04/17/2017 günlü 2015/5792 Esas, 2017/11224 Karar sayılı ilamı) sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususun davalı taraf yararına düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNEa/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,b/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına,c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2/İstinaf istemine konu olan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 gün ve 2017/205 E. – 2019/1063 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a/Davanın kısmen kabulü ile; 25.709,32 TL’den %20 oranında müterafik kusur indirimi (5.141,87-TL) yapıldıktan sonra kalan 20.567,45-TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/01/2017 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, -Fazlaya dair talebin reddine, b/Alınması gerekli 1.404,96-TL karar ve ilam harcından 31,40-TL peşin harcın ve 80,00 TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 1.293,56-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, c/Davacı tarafça başlangıçta yapılan 67,40-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.737,10-TL olmak üzere toplam 1.804,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ç/Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, d/Müterafik kusur indirimi yapılması sonucu reddedile kısım ile ilgili, yapılan indirimin takdiri indirim olması nedeniyle davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına, e/Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 12/04/2023