Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/739 E. 2023/1318 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/739
KARAR NO: 2023/1318
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2016/482 Esas – 2019/955 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’in 18/07/2015 tarihinde … Tic. Ve San. Ltd. Şti. adına kayıtlı davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta şoförlük yapmakta iken, Karaman ili, Ermenek ilçesi … karayolunda geçildiği trafik kazası sonucunda henüz 47 yaşında iken vefat etiğini, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunanlar hakkında Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/634 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, vefat eden …’in mirasçıları olan müvekkillerine vekaleten başvuruda bulunulmasına rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadıklarını, müvekkillerinin murisinin ölümü ile sonuçlanan kaza nedeni ile murisin desteğinden yoksun kalan 3.kişi konumunda olduklarını belirterek, her türlü yasal hakları ile manevi tazminata ilişkin dava ve talep hakları saklı kalması kaydı ile şimdilik, murisin eşi … için 1.000,00 TL, murisin çocuğu … için 1.000,00 TL ile murisin çocuğu … için 500,00 TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL maddi tazminatın davalıya müracaat tarihleri olan 09/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 14/06/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla ıslah taleplerinin kabulü ile davacı … için 223.453,34 TL, davacı … için 3.904,09 TL maddi tazminatların 16/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bu taleplere ilişkin ıslah harcını yatırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 01/12/2014-2015 tarihleri arasında … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda azami 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücülerin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiğini, davacı tarafın temerrüt tarihindin itibaren faiz talebi yasaya aykırı olduğunu belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS Poliçesi 01.12.2014 tarihinde tanzim edildiği, işveren, araç işleteni ve maliki olan Firmanın tehlike sorumluluğunun bulunduğu, tazminat istemi ZMMS poliçesinin teminatı kapsamında olduğu, davacıların eldeki davayı mirasçı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla açmış oldukları anlaşılmakla (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/17-142 E. 2011/411 K. 15.06.2011 tarihli kararı) davacının davasının kısmen kabulü ile davacı … için 223.453,34 TL, davacı … için 3.904,09 TL olmak üzere toplam 227.357,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/12/2015 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, Davacı … için talep edilen destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir ” gerekçesi ile; 1-Davanın kısmen kabulü ile;Davacı … için 223.453,34 TL,Davacı … için 3.904,09 TL olmak üzere toplam 227.357,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/12/2015 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, Davacı … için talep edilen destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; Mahkemece itirazları dikkate alınmadan 25/08/2019 tarihli bilirkişi hesap raporu doğrultusunda hüküm kurulduğu, müvekkillerinin murisinin bilinen dönemdeki ücretinin eksik hesaplandığı, müvekkillerinin murisinin aylık net 2.500,00 TL ücret ile çalıştığının ispatlandığı, ancak bilirkişinin müvekkillerinin murisinin ücretini aylık net 2.050,00 TL üzerinden hesapladığı, bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunun eksik ve hatalı olduğu, bilirkişinin, davacılar murisinin anne ve babasına düşen destekten yoksun kalma tazminatına denk gelen payları ayrı ayrı belirttiği, murisin anne ve babası ile ilgili bu davada tazminat talebi olmadığından, destek paylarının davacı anne ve davacı çocuklara bölüştürülmesi gerekirken bu hususlar göz önünde bulundurulmadan hesap raporunu düzenlediği, SGK tarafından mahkemeye sunulan PSD’nin tamamının müvekkillerinden düşüldüğü, PSD’nin tamamının müvekkillerinden düşülmesinin hatalı olduğu, ayrıca bilirkişi raporundaki diğer aleyhe olan hususları kabul etmediğini, bilirkişi müvekkillerinin maddi tazminat hesabını eksik ve hatalı hesapladığından mahkemenin müvekkili … için davanın red edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; müteveffa kendi kusuru ile ölümüne sebebiyet vermiş olduğundan davacıların taleplerinin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, davacının beyan edilen gerçek geliri üzerinden hesaplama yapılması gerekirken farazi yöntemlerle tespit edilen davacının muhtemel geliri üzerinden yapılan hesaplama doğrultusunda tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, mahkemece 25.08.2019 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda toplam 227.357,43 TL tazminat yönünden davanın kabulüne karar verildiği, ancak bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğu, müteveffanın maaş bordroları dosya kapsamında mübrez olmasına rağmen yargılama aşamasında emsal ücret araştırması yaptırılmasına karar verildiği, İstanbul Kamyoncular ve Esnaf Odasının müzekkere cevabında 2015 yılında tır şoförlerinin ortalama gelirinin net 2.050,00 TL olabileceği belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın aylık gelirinin 2.050,00-TL olduğu kabul edilerek asgari ücretin 2,25 katı üzerinden hesaplama yapıldığı, müteveffa şoförlük ile iştigal etmekte olup dosyada mübrez ücret bordrosuna göre müteveffanın aylık gelirinin 1.296,50-TL olduğu, bu durumda, müteveffanın işvereni olan …San. Ltd. Şti.’ni beyan etmiş olduğu resmi ve kayıtlı geliri üzerinden tazminat hesaplaması yapılması gerekirken, bilirkişi raporunda ve ek raporunda, emsal ücret üzerinden tazminat hesaplaması yapılmasının hatalı olduğu, bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edilerek müteveffanın beyan edilen gerçek geliri üzerinden ek rapor alınmasını talep etmelerine rağmen bu talepleri dikkate alınmadan verilen kararın hatalı olduğu, kusurla ilgili bilirkişi raporunda trafik kazasındaki kusur oranları yönünden değerlendirilme yapılmamasının hatalı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın oğlu …’in kaza tarihinde 17 yıl 11 ay 19 gün üzerinden 18 yaşında olduğu, öğrenci olduğuna ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmamasına rağmen yerleşik Yargıtay içtihatları gereği 20 yaşına (orta öğretimde ise 20 yaşına kadar) kadar babasının desteğinden faydalanacağı varsayılarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; müteveffanın mirasçıları olan davacıların destek tazminatları hesaplanırken bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 28/03/2018 tarihli kök raporda; hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre ve net ücretinin 2.300,00-TL olduğu kabul edilerek aktif dönem gelirlerinin hesaplandığı, ancak itirazlar üzerine alınan 25/08/2019 tarihli ek raporda ise; hesaplamanın PMF 1931 yaşam tablosu ile progresif rant yöntemine göre ve net ücretinin 2.050,00-TL olduğu kabul edilerek aktif dönem gelirlerinin hesaplandığı, ilk derece mahkemesince bu ek rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğu, ancak farklı hesaplama yöntemlerine göre belirlenen tazminatlardan ek raporda hesaplanan miktarlara neden karar verildiği konusunda bir değerlendirme yapılmadığı gibi bu rapora taraf vekillerinin itirazlarının da reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde yerel mahkemece yapılacak iş; taraf vekillerinin itirazları da dikkate alınarak, aktuerya bilirkişisinden kök rapordaki gibi TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak, gerek 2050,00-TL net ücret ve gerekse 2.300,00-TL net ücret üzerinden hesaplama yapılarak davacıların talep edebilecekleri destek tazminatlarının belirlenmesi, SGK davacılara ödenen PSD’in hesaplanan tazminattan tamamının indirilip indirilmeyeceği konusu da tartışılarak usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde ek rapor veya yeni bir rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre, usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle, katılma yoluyla kararı istinaf eden davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair, davalı sigorta şirketi vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair, davalı sigorta şirketi vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/07/2023