Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/737 E. 2022/1797 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/737
KARAR NO: 2022/1797
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2018/357 Esas – 2019/911 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete ZMM sigortalı, davalıya ait … plakalı aracın karıştığı 08/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde … plaka sayılı araçta hasar meydana geldiğini, 28.11.2017 tarihinde 21.304,00 TL hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, kaza sonrası yapılan kontrollerde araç sürücüsünün uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiğini, sigortalı araç sürücüsü …’un uyuşturucu madde etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine kazanın oluşması nedeniyle müvekkili şirketin ödenen hasarı sigortalıya rücu hakkının bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 21.304,00-TL hasar tazminatının ödeme tarihi 28/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; araç sürücüsünün kusurlu olmasının rücu için yeterli olmadığını, ağır kusur ihlali veya kastının olması gerektiğini, araç sürücüsünün ağır kusuru veya kasti bir hareketinin olmadığını, kaza tespit tutanağının sunulmadığını, araç sürücüsünün uyuşturucu madde kullandığına dair herhangi bir belge sunulmadığını, faiz başlangıcı ve avans faizine ilişkin istemlerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; her ne kadar bilirkişi heyetinden alınan raporda sigortanın rücu talebi yerinde görülmüşse de sürücünün alkollü olduğuna ilişkin hastanede yapılan bir tespit olmaması, bilirkişi tespitinin polislerin gözlemine dayanılarak düzenlenmesi sebebiyle bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği, salt kaza tespit tutanağında yer alan, kolluğun sürücünün alkollü olduğuna dayalı gözlemine dayanarak sürücünün alkollü olduğunun ve kazanın münhasıran alkole dayalı olarak meydana geldiğinin kabulünün mümkün olmadığı, davacı tarafça davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; mahkemece araç sürücüsünün alkollü olduğu ve kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğinin ispatlanamadığı gerekçesinin yerinde olmadığı, araç sürücüsünün alkollü olduğuna dair bir iddiaları bulunmadığı, araç sürücüsünün kaza anında uyuşturucu etkisi altında olduğu, uyuşturucunun varlığının alkol gibi kaza mahallinde ölçümünün sağlanmasının mümkün olmadığını, kaza tespit tutanağını düzenleyen kolluk görevlilerinin gözlemi ve mesleki tecrübesi ile araç sürücüsünün uyuşturucu madde etkisi altında olduğunun tespit edildiği ve kaza tespit tutanağında belirtildiği, kaza tespit tutanağının resmi belge olduğu ve aksinin davalı tarafça ispatlanması gerektiği, ancak davalı tarafça kaza tespit tutanağının aksinin ispat edilemediği hususlarına ilişkindir.6100 sayılı HMK m. 353 gereğince istinaf edenin sıfatı, istinaf neden ve gerekçeleri ile kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan incelemede;Dava, trafik kazası nedeniyle ödenen hasar tazminatının sigortalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davaya konu kaza tespit tutanağında davacıya sigortalı araç sürücüsü …’un aldığı uyuşturucu maddenin etkisi ile direksiyon hakimiyetini kaybederek sevk ve idaresindeki araç ile geri geri gittiği sırada dava dışı hasara uğrayan araca çarpması ile kazanın meydana geldiği ve araç sürücüsü …’un uyuşturucu madde kullanması nedeniyle hakkında cezai işlem uygulandığının belirtildiği, davacı tarafça dava dışı … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar nedeniyle 28.11.2017 tarihinde 21.304,00 TL ödeme yapıldığı, mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda kazanın meydana gelmesinde davalının maliki olduğu araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı araç için ödenen hasar miktarının kadri maruf olduğu ve kazanın salt uyuşturucu maddenin etkisi ile meydana geldiği kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2 maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi ile, ZMSS poliçesi gereği ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği düzenlenmiş, ZMSS Genel Şartları’nın B.4.c maddesinde “Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” denilmek suretiyle, aracın uyuşturucu madde alınmış şekilde sevki sırasında oluşan zararlar, ödeme yapan sigortacının sigortalısına rücu hakkına sahip olduğu hallerden biri olarak kabul edilmiştir.Bununla birlikte hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) uyuşturucu maddenin etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir.Diğer bir anlatımla, sürücünün uyuşturucu madde altında olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK hükümleri gereğince sigortacıya düşmektedir.Somut uyuşmazlıkta; kaza tespit tutanağı ile davalının maliki olduğu araç sürücüsünün uyuşturucu madde etkisi altında olduğunun belirlendiği, kamu görevlilerince düzenlenen kaza tespit tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge olduğu, dosya kapsamında bulunan hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi heyet raporuna göre de kazanın salt uyuşturucu maddenin etkisi ile meydana geldiği, bu hali ile sigortalı araç sürücüsünün kaza anında uyuşturucu madde etkisi altında olduğu ve kazanın salt uyuşturucu maddenin etkisi ile meydana geldiği ve bu suretle davalı sigortalıya rücu hakkı bulunduğunun davacı tarafça ispatlandığı, kaza tespit tutanağının aksinin aynı derecede delil ile davalı tarafça ispatı gerektiği hususları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile kazaya karışan araç sürücüsünün alkollü olduğu hususunun sadece kolluk görevlilerinin gözlemine dayanan kaza tespit tutanağındaki belirleme ile ispat edilemeyeceği, araç sürücüsünün alkollü olduğuna dair hastane evrakı…vb delil bulunmadığı, gözleme dayanarak hazırlanan kaza tespit tutanağını esas alan bilirkişi raporunun da hükme esas alınamayacağı gerekçesi ile reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, tespit edilen hukuka aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1-b/2 madde hükmü gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davalı şirkete dava tarihinden evvel başvuruda bulunulmadığı anlaşılmakla hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, 1/Yukarıda başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih ve 2018/357 Esas – 2019/911 Kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,(a) İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana İADESİNE,(b) İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin davanın esası hakkında verilecek hükümde dikkate alınmasına,(c) İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,2/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/12/2019 gün ve 2018/357Esas – 2019/911 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere,Davanın KABULÜ ile, 21.304,00-TL hasar bedelinin dava tarihi olan 24/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,(a) Alınması gereken 1.455,28-TL karar harcından, peşin yatırılan 243,04 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.212,24-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,(b) Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 243,04-TL peşin harç, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ile 163,20-TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 2.690,74-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,(c) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,(d) Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının davacıya İADESİNE, HMK’nın 353/1-b maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/12/2022