Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/685 E. 2020/530 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/685
KARAR NO: 2020/530
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2019/259 E. – 2019/721 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/06/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, kusuru neticesinde 06/05/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, araç içinde yolcu olarak bulunan vekil edeninin yaralandığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00-TL’si geçici, 1.000,00-TL’si kalıcı iş göremezlik tazminatına karşılık olmak kaydıyla toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 29/04/2016 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de, istek miktarını 49.988,90-TL’ye çıkarttıklarını açıklamış, 10/02/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de, toplam istek miktarını 53.444,03-TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; öncelikle davanın reddine karar verilmesini istemiş, eğer sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, hatır taşıması olup olmadığı araştırılarak varsa, belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ile davacı tarafın 29/04/2016 günlü dilekçesi gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile; “Dava dilekçesi ve 29/04/2016 tarihli dilekçe ile talep edilen toplam 49.988,90 TL maddi tazminattan , TBK 51. Maddesi gereğince %20 hatır indirimi yapıldıktan sonra bakiye 39.991,12 TL nin (2918 sayılı KTK.’nun 99/1. ve ZMSS Genel Şartlarının B-2. maddesi uyarınca, sigorta şirketine başvuru tarihi olan 24.10.2013 tarihine 8 iş günü eklenerek ) 03/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Davacı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; dairemizce yapılan inceleme sonucunda; “Dosya kapsamından, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 06/05/2012 günlü trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı olduğu, davacının bu kaza neticesinde ATK’dan temin edilen 19/01/2015 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere %19 oranında kalıcı beden gücü kaybına uğradığı, iyileşme süresinin 3 ay olduğu, kalıcı ve geçici iş göremezlik zarar miktarının 30/03/2016 günlü hesap raporuna göre, 49.988,90-TL bulunduğu, davacı vekilinin bu miktar üzerinden, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak bedel arttırımı talep ettiği, ancak davalı tarafın yaptığı itiraz üzerine, mahkemece, kusur incelemesi yapılması ve yeniden rapor alınması bakımından dosyanın bilirkişilere tevdi edildiği, bu kapsamda alınan 20/01/2017 günlü raporda, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, araçta yolcu olarak bulunan davacının ise kusursuz olduğunun belirlendiği ve yeni hesap tarihi itibariyle de zarar miktarının 53.444,03-TL olduğunun tespit edildiği ve davacı tarafça 10/02/2017 günlü ıslah dilekçesi ile istek miktarını 53.444,03-TL’ye çıkarttığı anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 141.maddesinde mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk 6100 sayılı HMK.nın 297. maddesinde de düzenlenmiştir. Bu maddede hakimin uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangisine değer verdiğini, kanıtlardan hangisine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Zira ancak, böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda kararın gerekçeli olduğu kabul edilebilir ve hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş sayılır. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın tarafları tatmin ve inandırılmış olacak ve adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2015/14594 E., 2018/7571 K. sayılı kararı). Somut olayda, mahkemece, davacı vekili tarafından sunulan ve harçlandırılmış olan 10/02/2017 günlü dilekçedeki taleple ilgili olarak, olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmamış, sanki bu dilekçe yokmuş gibi sadece 29/07/2016 günlü dilekçedeki taleple bağlı kalınarak hüküm tesis edilmiştir. Bundan ayrı, mahkemece, 49.988,90-TL’lik maddi tazminata TBK’nın 51.maddesi uyarınca, %20 hatır taşıması indirimi uygulaması yapılmış, ancak yapılan hatır taşıması indiriminin neden yapıldığına ilişkin herhangi bir gerekçe oluşturulmuş değildir. Bu durumda, yasa yolu incelemesi yapılabilecek nitelikte bir karar bulunmadığı açık olup, bu yön HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında, gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olması halini oluşturacağından, davacı vekilinin istinaf isteğinin kabulü ile; tarafların tüm iddia ve savunmaları gözetilip değerlendirilerek, az yukarıda açıklandığı şekilde gerekçe yazılarak ve yasa yolu incelemesine imkan tanıyacak biçimde hüküm tesis edilmek üzere, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.” denilmek suretiyle dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizce verilen 23/05/2019 gün ve 2017/1963 Esas – 2019/988 Karar sayılı Kaldırma- Gönderme kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sonucunda; … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığı, … plakalı aracın 06/05/2012 tarihinde kaza yaptığı, davacının aracın içinde yolcu konumunda bulunduğu, 20.01.2017 tarihli raporda … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kazada %100 oranında asli kusuru olduğunun ve davacının yolcu olmasından dolayı kazada kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, bilirkişi raporundaki kusura yönelik tespitin trafik kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, davacıda kaza nedeniyle oluşan sürekli ve geçici iş göremezliğin tespiti amacıyla 3. Adli Tıp İhtisas Kurulundan aldırılan raporda davacının %19.0 (yüzdeondokuznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının ve iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, davacının maddi zararının tespiti için aktüer bilirkişiden rapor alındığı, 30/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda davacının maddi zararının 49.988,90 TL, 20/01/2017 tarihli raporda ise davacının maddi zararının 53.444,03.-TL olarak belirlendiği, davacı vekilinin 30/03/2016 tarihli bilirkişi raporu sonrasında dava değerini 49.988,90 TL olarak belirlediği ve 47.988,90 TL üzerinden tamamlama harcını yatırdığı, 20/01/2017 tarihli rapor sonrasında ise 10/02/2017 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiği ve dava değerini 53.444,03 TL ye yükselterek ıslah harcını yatırdığı, davanın 6100 sayılı HMK’ nın 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacı vekilinin 29/04/2016 tarihli dilekçesinin HMK’nın 107/2 fıkrası uyarınca talebin arttırılması niteliğinde olduğu, 20/01/2017 tarihli hesap raporunun ibrazı ve buna göre alacak miktarının belirlenmesinden sonra ibraz ettiği 10/02/2017 tarihli dilekçesinin ise HMK’ nın 176. Maddesi anlamında ıslah dilekçesi olduğu (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2018 tarih 2016/3584 Esas ve 2018/12064 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) davacının talebinin mahkememizce ıslahla belirlenen toplam 53.444,03 TL üzerinden değerlendirildiği, davacı vekilinin 29/05/2017 tarihli beyanlarından davacının yolda karşılaştığı uzaktan akrabası olan …’ın arabasına bindiği ve kazanın meydana geldiği, olayda hatır taşımasının mevcut olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin ıslah ile belirlediği 53.444,03 TL üzerinden %20 hatır taşıması indirimi yapılarak davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 47.755,22-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 05/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Islah dilekçesi ile belirlenen 53.444,03 TL üzerinden %20 hatır taşımacılığı indirimi yapıldığında hesaplanan 42.755,22-TL maddi zarara hükmedilmesi gerekirken, mahkememizce kısa kararda maddi hata yapılarak 47.755,22 TL ye hükmedilmiş, gerekçeli karar ile kısa karar değiştirilemeyeceğinden gerekçeli kararda buna değinilmekle yetinilmiş, ancak harç ve vekalet ücreti hükmedilmesi gereken 42.755,22-TL üzerinden hesaplanmıştır.” denilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı; davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının uğradığı toplam zarar miktarının 53.444,03-TL olarak belirtildiği, bu miktardan %20 hatır taşıması indirimi yapıldığında hükmedilebilecek tazminat miktarının 42.755,22-TL olacağı belirgin bulunduğu ve bu durum mahkemenin de kabulün de olmasına rağmen 47.755,22-TL tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kaldı ki hatır taşınması indirimi oranının da az belirlendiği ve davacının sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca binme suretiyle müterafik kusurlu olduğunun da gözetilmediği, ayrıca belirlenen tazminattan önce hatır/müterafik kusur indirimi yapılması ve ondan sonra yapılan ödemenin güncellenmesinin düşülmesi gerekirken, belirlenen tazminattan önce güncellenmenin düşülmesi daha sonra hatır taşınması indirimi yapılmasının doğru bir uygulama olmadığı hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, mahkemece hükme esas alındığı anlaşılan 20/01/2017 günlü aktüer raporda belirlenen 67.692,21-TL toplam zarar miktarından sigorta şirketince yapılan ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesiyle kaldığı anlaşılan 53.444,03-TL tazminattan %20 hatır taşınması indirimi yapılmasına karar verildiğine ve bu oran Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına uygun bir oran olmasına, ayrıca yapılan hatır taşınması indiriminin takdiri bir indirim oluşu gözetildiğinde ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06/12/2018 gün ve 2016/2599 Esas, 2018/11822 Karar sayılı içtihadı ve 12/11/2018 gün ve 2016/508 Esas, 2018/10406 Karar sayılı yeni içtihatlarından da anlaşılacağı üzere; belirlenen tazminattan önce yapılan güncellemenin düşülmesi ve ondan sonra hatır taşınması indirimine gidilmiş olmasında da bir yanılgı bulunmamasına; davacının sürücünün alkollü olduğunu bildiği araca binmek suretiyle müterafik kusurlu olduğu ileri sürülmüş ise de, davacının kaza anında içinde bulunduğu sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğuna ilişkin dosya içerisinde herhangi bir delil ve bilgi olmadığı gibi aksine davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü olduğu belirlenen …’ın 06/05/2012 günlü rapora göre; kanında bulunan etonol miktarının “0” olduğu belirlenmiş bulunmasına göre, belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında da herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Görülmekte olan davada, dava konusu kaza nedeniyle davacının bedensel zarara uğradığı zarar miktarının hükme esas alınan aktüer rapordan da anlaşılacağı üzere; 67.692,21-TL olduğu, sigorta şirketi tarafından ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi sonucunda maddi zararın 53.444,03-TL olarak hesaplandığı, bu miktar üzerinden ıslah yapıldığı ve hatır taşınması indirimi yapılması gerektiği konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, bu konular mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki Mahkemece; ıslah konusu 53.444,03-TL üzerinden %20 hatır taşıması indirimi yapılırken hataya düşülerek, 42.755,22-TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, 47.755,22-TL’ye hükmedilmiştir. Ancak açıklanan şekilde gerçekleşen yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne ilişen istinaf isteğinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılması ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu olmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE, davalının öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 750,50-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı … Sigorta A.Ş’ne İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Davalının istinaf aşamasında yaptığı diğer giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2017 gün ve 2019/259 E, -2019/721 sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 42.755,22-TL maddi tazminatın 05/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE- 5/2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.920,61-TL harçtan davacı tarafından peşin ve ıslah ile yatırılan 200,91-TL nin mahsubu ile bakiye 2.719,70-TL nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.053,07-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5/4-Davacı tarafından peşin ve ıslah ile yatırılan 200,91-TL harcın tamamı ve 367,45-TL posta tebligat gideri, 500,00-TL ATK ücreti, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.717,45-TL den davanın kabul-ret oranına göre 1.373,96-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5/5- Yatırılan gider avansından varsa kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/06/2020