Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/667 E. 2023/1452 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/667
KARAR NO: 2023/1452
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/1189 Esas – 2019/991 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıya ZMM sigortalı … plaka sayılı aracın 26.12.2016 tarihinde yolda karşıya geçmeye çalışan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, Osmaniye Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen rapora göre müvekkilinin %15 oranında malul kaldığını, davalı şirkete yapılan başvuruya rağmen olumlu sonuç alamadıklarını, Yargıtay içtihatları gereğince PMF 1931 yaşam tablosuna göre tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin maluliyeti nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) şimdilik 3.000,00-TL sürekli iş göremezlik ve 500,00-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.500,00-TLmaddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında sunduğu 27/07/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile daimi iş göremezlik tazminat talebini 15.337,87-TL’ye, geçici iş göremezlik tazminat taleplerini ise 1.397,19-TL’ye artırdıklarını bildirmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince; davacının maluliyet oranının Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen rapora göre %5 olduğu, hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %40 oranında kusurlu olduğu gerekçesi ile;”Davanın KABULÜ İLE;1-15.337,87 TL sürekli sakatlık tazminatı, 1.397,19 TL geçici sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 16.735,06 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; davacının maluliyet oranına ilişkin raporlar arasında çelişki bulunduğu, hükme esas alınan raporda müvekkilinin sağ bacağında meydana gelen yaralanmanın dikkate alınmadığı, rapora itirazlarının mahkemece değerlendirilmediği, davadan önce davalı … şirketine 07/09/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu ve davalı … şirketinin temerrüd tarihinin 15/09/2017 olmasına rağmen dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.(a) Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir. (Bkz. Yargıtay 4. HD’nin 17/02/2022 tarihli 2021/8548 E- 2022/2770 K sayılı ilamı)Eldeki davada; hükme esas alınan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının, kaza nedeniyle sağ omzunda meydana gelen yaralanma nedeniyle sürekli maluliyet oranının %5 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 75 gün olduğu belirtilmekle birlikte tedavi süresinin değişkenlik gösterebileceği, bu nedenle davacının tedavisini yapan hekimlerin daha kesin bilgi verebileceğinin bildirildiği, davacı vekilinin dayandığı Osmaniye Devlet Hastanesi tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen 26/07/2017 tarihli sağlık kurulu raporunda ise davacının sağ omuz ve sağ dizindeki yaralanmalar dikkate alınarak maluliyet oranının %15 olduğunun tespit edildiği görülmüştür. İşbu raporlar, kaza tarihi itibariyle yürürlükteki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş ise de; davacının, kaza sonrasında yapılan muayenesinde sağ omuzda çıkık ve sağ dizde eklem kırığı olduğunun tespit edildiği ve ameliyat edildiği görülmesine rağmen hükme esas alınan raporda sağ dizdeki yaralanmaya ilişkin herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği gibi raporu düzenleyen doktor heyetinde davacının söz konusu şikayetleri de dikkate alındığında ortopedi alanında uzman doktorun bulunmadığı anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.O halde mahkemece; davacıya ait dosyada mevcut raporlar da irdelenmek suretiyle, davacıda kaza sonrasında meydana gelen şikayetler de göz önünde bulundurularak gerektiği takdirde bizzat muayenesi sağlanarak kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde davacının sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı, var ise oranı ile geçici iş göremezlik süresinin tespitine yönelik olarak ATK’dan aralarında davacının şikayetleri dikkate alınarak aralarında ortopedi ve travmatoloji uzmanın da bulunduğu doktor heyetinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru değildir.(b) Kabule göre de; 2918 sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez.Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin, davalı … şirketine başvurularına 11/09/2017 tarihli yazıyla cevaben davacıdan bir takım belgeler istenmiş ise de; davacı tarafça talep dilekçesine ekli olarak maluliyet raporunun sunulduğu ve davalı … şirketi tarafından da başvuruya ekli belgeler ile tazminat hesaplaması yapılarak ödeme teklifinde bulunulduğu gözetildiğinde istenen belgelerin tazminatın ödenmesi için istenmesi elzem belgelerden olmadığı anlaşılmakla temerrüt faizinin başvuruya cevap tarihi olan 11/09/2017 tarihine 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalıdır. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 19/01/2017 gün ve 2016/15768 E-2017/259 K sayılı ilam)Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen istinaf nedenlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca,1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatırana İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023