Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/663 E. 2022/1764 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/663
KARAR NO: 2022/1764
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2018/427 Esas – 2019/843 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 15/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 13/03/2016 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, sürücüsü … olan davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda müvekkilinin yaralandığını belirterek, tahkikat sonucunda müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 200 TL maddi tazminatın (İş Gücü Kaybı) kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığını, kabul anlamına gelmemekle yapılacak hesaplamada hatır taşıması indirimi yapılmasını, faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alınması gerektiğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 23/08/2019 tarih – 18887 sayılı raporu ile davacının daimi maluliyetinin söz konusu olmadığı ve iyileşme süresinin 3 hafta sürebileceği tespit edildiğinden davacının daimi iş göremezlikten kaynaklanan bir zararının da söz konusu olmayacağı ve ancak iyileşme süresi boyunca geçici iş göremezlik zararının söz konusu olacağı ancak 14/05/2015 tarih – 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolulları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5-b maddesinin; “Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklindeki hükmünün ikinci cümlesi ile geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminatlar sigorta güvencesi dışına çıkarıldığından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatı nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olmadığı görülmektedir. Bu nedenlerle davacının daimi iş göremezlikten kaynaklanan herhangi bir zararı olmadığından ve geçici iş göremezlikten kaynaklanan zarar ise davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda kalmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; yargılama sırasında müvekkilinin maluliyet oranının tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na gönderildiği, maluliyet raporunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanması gerekirken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı, davaya konu sigorta poliçesinin başlangıç tarihi 09.02.2016 olup müvekkilinin maluliyetine sebep olan kazanın meydana geldiği tarihin ise 13.03.2016 olduğu, poliçe başlangıç tarihi ve kaza tarihi itibariyle davaya konu kazaya ilişkin olarak 01.06.2015 tarihli yeni genel şartların hükümlerinin uygulanacağı kabul edilse bile 02.08.2016 tarihli ZMSS Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile getirilen düzenlemenin olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, hükme esas alınan maluliyet raporuna süresinde itiraz edilmesine rağmen mahkemenin haklı itirazları reddederek, söz konusu Adli Tıp Kurumu raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 13/03/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan sürücü …’ın sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda araç içinde yolcu olarak bulunan davacının: ATK 2.İhtisas Kurulu’nun 23/08/2019 tarihli raporunda tespit edildiği üzere fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, sürücünün kusurlu olduğu iddiasıyla aracın sigortacısı aleyhine elde ki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.maddesinin “Sağlık Giderleri Teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile, trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderlerin teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” denmekte ise de; 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanmış ve sınırlandırılmıştır. KTK’nun 98.maddesinde; trafik kazaları nedeniyle, üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup; 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi ile de, “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup, buna göre SGK 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesi uyarınca tüm tedavi giderlerinden değil sadece söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Diğer bir ifadeyle SGK’nun hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, kanun uyarınca belirlenmiş olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile, SGK’nun sorumluluk kapsamının genişletilmesi, bir kanun maddesinin idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/01/2004 tarih, 2004/4-40E-2004/113 K.sayılı İçtihadı). Bu durumda, SGK’nun sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98.madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin KTK’nun 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceği gibi, anılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararı ile de iptal edildiği gözetildiğinde, bedensel zararın bir türü olan geçici iş göremezlik zararından davalının sorumluluğu yoluna gidilmiş olması gerekirken, bu talebin reddi doğru bulunmamış ise de; davacı vekilinin bu hususta istinaf başvurusu bulunmadığından, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda; kazanın 13/03/2016 tarihinde meydana geldiği, davacının iş göremezlik oran ve süresinin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 23/08/2019 tarihli raporu da ilgili yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacı alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile 26,30-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/12/2022