Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/559 E. 2023/1480 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/559
KARAR NO: 2023/1480
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2017/207 Esas – 2019/1050 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/08/2016 tarihinde davalının ZMM sigortacısı olduğu … plakalı araç sürücüsünün asli kusuru ile müvekkilinin sevk ve idaresinde olan … plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere 1.000,00 TL işgöremezlik tazminatının (belirsiz alacağın) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 03/10/2019 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 5.254,81-TL olarak artırmıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…. davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün alınan ATK raporunda da tespit edildiği üzere, kazada %70 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle %1 oranında sürekli maluliyete uğradığı, hesaplama yöntemi ve esas alınan veriler açısından usulüne uygun olarak düzenlenmiş aktüerya bilirkişi raporunda davacının sürekli iş göremezlik zararının 5.254,81-TL olduğu tespit edilmiş olmakla talep artırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle, Davanın KABULÜNE, 5.254,81-TL tazminatın 14/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili; dosyada alınan maluliyet raporlarının birbiri ile tamamen çeliştiğini, gerçek durumu yansıtmadığını, davalı şirketin kabulünde olan medikal firmalarından alınan tıbbi mütalaa raporuna göre müvekkilin Özürlülük ölçütü sınıflandırılması yönetmeliğine göre sakatlık oranının %6 olduğunu, davalı vekilinin sunmuş olduğu tıbbi mütalaada kabulleri olan %6 oran üzerinden usuli kazanılmış haklarının doğduğunu, buna rağmen bilirkişi veya adli tıp inceleme talebi bulunmayan davalı lehine olarak davanın uzamasına sebebiyet verilerek mahkeme tarafından dosyanın adli tıp kurumuna gönderildiğini, müvekkilin sakatlık oranının tespiti için Erişkinler için engelilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmelik maddesi uyarınca rapor aldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili; davacı tarafın davadan önceki başvurusu usule uygun olmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkil şirkete usule uygun bir başvuru bulunmadığından faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini, davacının asli kusurlu olduğunu, hesaplamada kusura ilişkin indirim yapılmadığından fahiş olduğunu, davacının maluliyetinin belirlenmesine ilişkin Adli Tıp raporlarının birbirleriyle çelişkili olduğunu, çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmasının hukuka ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davacı tarafça davadan önce davalıya başvurulmuş olmakla davalı tarafça ödeme yapılmadığından başvuru şartının gerçekleşmiş olmasına; dosya kapsamında alınan 28/08/2018 tarihli ATK kusur raporunun somut olayın özellikleri ve kazanın oluş şekli ile uyumlu olmasına, kazanın meydana gelmesinde davacının tali (%30), karşı araç sürücüsünün asli (%70) oranında kusurlu olduğunun anlaşılmasına; hükme esas alının aktüer raporunda davacının kusuru nazara alınarak hesaplama yapılmış olmasına; dosya kapsamında davacının yaralanması konusunda iki farklı ATK raporu bulunmakta olup, ATK 3. İhtisas Daire’since düzenlenen ve davalı tarafın itirazına uğrayan 08/06/2018 tarihli raporun (%12,2oranında maluliyet) kaza tarihinde geçerli olmayan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre hazırlamış olmasına, davalı tarafça mahkemeye sunulan ve … Hizmetleri tarafından hazırlandığı anlaşılan tıbbi mütalaa raporunun mahkemeyi bağlamamasına, bu rapordaki %6 oranındaki maluliyete ilişkin belirlemenin ve bu husustaki davalı kabulünün davacı için kazanılmış hak teşkil etmeyecek olmasına; hükme esas alınan ve ATK 2. İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 20/02/2019 tarihli raporun ise davacının tüm tedavi evrakları, önceki ATK raporu değerlendirilerek ve kaza tarihinde geçerli olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre hazırlanmış olmakla ortada bir çelişkiden bahsedilmeyecek olmasına; davalı, davacı tarafça dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünden faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabulünün mümkün bulunmamasına göre; davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile kalan 215,45-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 358,95-TL harçtan peşin yatırılan 89,00-TL harcın düşümü ile kalan 269,95-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı yönünden HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, davalı yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023