Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/545 E. 2023/1479 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/545
KARAR NO: 2023/1479
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2016/1165 Esas – 2019/1249 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2016 tarihinde reklam işi yapan müvekkilinin buna ilişkin malzemeleri park halinde aracın bagajına yerleştirirken davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMM sigortacısı olduğu … plakalı aracın müvekkiline çapması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, sürücünün olay yerinden kaçtığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici/ kalıcı iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri olarak şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılar … ve …’tan olay tarihi olan 11.10.2016 tarihinden, davalı … şirketi yönünde ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 16/01/2019 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 120.001,37-TL olarak ıslah etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur ve yaralanma hususlarında rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporda davacının kaza nedeniyle %17 oranında malül kladığı ve iyileşme süresinin 9 ay olduğunun belirtildiği; ATK Trafik İhtisas Kurulu’nun kusur raporuna göre davalı sürücünün %90 oranında, davacının %10 oranında kusurlu olduğu; hükme esas alınan ek raporda davacı için geçici iş göremezlik tazminatı 7.418,66-TL olarak hesaplanmışsa da, davacı vekilinin 04.04.2019 tarihli beyan dilekçesi ile, SGK tarafından yapılan ödeme miktarı olan toplam 4.357,36-TL’nin toplam tazminat miktarından indirilerek karar verilmesini talep ettiği nazara alındığında 11.340,28-TL’den 4.357,36-TL’nin indirimi ile davacının geçici iş göremezlik tazminatının 6.982,92-TL olabileceğinden bu miktar üzerinden geçici iş göremezlik zararını kabul etmek gerektiği, yine ıslaha bağlı kalınarak 94.572,24-TL sürekli iş göremezlik zararı ve 14.088,85-TL tedavi gideri(bakıcı giderleri) olmak üzere, toplam 115.644,01-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, sürekli iş göremezlik yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle,Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Davacı için 6.982,92-TL geçici iş göremezlik zararı, ıslaha bağlı kalınarak 94.572,24-TL sürekli iş göremezlik zararı ve 14.088,85-TL tedavi gideri(bakıcı giderleri) olmak üzere, toplam 115.644,01 TL maddi tazminatın, davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 21/12/2016 tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 11/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … şirketi vekili; davacıya PSD ödemesi yapılıp yapılmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, kusuru kabul etmediklerini, davacının maluliyetinin kaza ile illiyeti bulunmayan arızaların da dahil edilerek fazla belirlendiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin ZMM teminatı kapsamında bulunmadığını, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 1. fıkrasında; “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine; maddenin 5. fıkrasında ise “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez” düzenlemesine yer verilmiştir. ( Yargıtay 4. HD’nin 2021/8704Esas, 2022/1017 Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamından, SGK Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 03/04/2019 tarihli cevabi yazısı ve eki evraklar incelendiğinde davacıya dava konusu kazada yaralanması nedeniyle raporlu olduğu dönemde iş kazası ile ilgili olarak geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığının belirtildiği; SGK Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 12/04/2019 tarihli cevabi yazısında ise ‘ birimlerince henüz rücu işlemleri yapılmadığından rücuya tabi ödeme olup olmadığı hususunda bilgi verilemediğinin’ açıklandığı görülmüştür. Bu itibarla, davacıya iş kazası kolundan sürekli iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı hususunda yapılan araştırma yetersiz olup yeterli araştırmanın yapılmayışı eksik inceleme niteliği taşımaktadır. O halde; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, davaya konu kazaya ilişkin olarak olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kazadaki kalıcı maluliyeti nedeniyle davacıya sürekli işgöremezlik (kalıcı maluliyet) geliri bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı ve rücu istemli dava açılıp açılmadığı; bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi hükmü değerlendirilerek tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre, davalı … şirketi vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesini yer olmadığına, karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davalı … şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/ Kararın kaldırma sebep ve şekline göre, davalı … şirketi vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesini yer olmadığına 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 5/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023