Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/497 E. 2023/554 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/497
KARAR NO: 2023/554
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI: 2016/459 Esas – 2019/688 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2012 günü müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki davalıya sigortalı … plaka sayılı otomobilin çarpışması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve malül kaldığını, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kavşaklarda geçiş önceliğine uyma kuralını ihlal ettiği için asli kusurlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinde “psikotik bozukluk (tedavi ile çalışma olanağı vermeyen)” ruhsal bozukluğa maruz kaldığını, müvekkilinin sürekli bakıma muhtaç olmasına rağmen bakıcı gideri ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin maluliyetinin sürekli arttığını, maluliyet oranındaki artışın yeni bir talep hakkı doğurduğunu, davalı tarafça dava tarihinden evvel ödeme yapıldığını ancak ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik zararı ile 1000,00-TL bakıcı giderinin davalıya ilk hasar ihbarının yapıldığı tarihin 8. iş günü sonrasından itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Yargılama aşamasında sunduğu 05/03/2019 tarihli dilekçesi ile; sürekli iş göremezlik talebini 37.826,97-TL’ye, bakıcı gideri taleplerini 8.653,73-TL’ye çıkarttıklarını bildirmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 24/10/2013 tarihinde 18.602,00-TL ödeme yapıldığını, akabinde davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu ve 2013/E.3895 sayılı dosyadan verilen karar üzerine başlatılan Fethiye … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına 30.06.2014 tarihinde de 20.043,00-TL ödeme yapıldığını, davacının zararının tamamen karşılandığını, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, usulüne uygun başvuru yapılmadığından faiz isteminin ve olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle avans faizi isteminin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapora göre %12.3 (yüzdeonikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, karşı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, davacının Sigorta Tahkim Komisyonu kararına binaen % 8 oranındaki maluliyeti nedeniyle zararının karşılandığı, dosyada tespit edilen maluliyet oranına göre (12,3-8) % 4,3 fark için sürekli iş göremezlik zararının 37.826,97-TL olduğu, davacının 9 aylık iyileşme döneminin tamamında bakıma muhtaç olduğunun kabulü halinde bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 8.653.73-TL olduğu kanaati ile; “1-Davanın KABULÜ İLE ; Sürekli iş göremezlikten kaynaklanan 37.826,97-TL ve bakıcı giderinden kaynaklanan 8.653,73-TL maddi tazminatın 24/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararın eldeki dava için kesin hüküm oluşturduğu, tahkim yargılaması sırasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen rapora göre davacının %8 oranında maluliyetinin bulunduğu, alınan raporun müvekkili şirket bakımından usuli kazanılmış hak oluşturduğu, davacının maluliyetinde herhangi bir artış bulunmadığı, raporlar arasında çelişki bulunduğu, bakıcı ihtiyacı olduğuna dair herhangi bir rapor bulunmamasına rağmen bakıcı giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ilk ödeme tarihi itibariyle davacının belirlenen maluliyetinin bilinmesi mümkün olmadığından bu tarih itibariyle faiz işletilmesinin de usule aykırı olduğu, davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı tespit edilip indirim yapılması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle cismani zarardan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. (1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı tarafça %8 oranında sürekli maluliyet iddiası ile davalı … şirketine başvurulduğu, sigorta şirketi tarafından 24/10/2013 tarihinde 18.602,00-TL ödeme yapıldığı, akabinde yapılan ödemenin yetersiz olduğu gerekçesi ile sürekli iş göremezlik zararından eksik kalan tazminatın ödenmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun dosyasında alınan bilirkişi raporu ile eksik ödeme yapıldığı kanaatine varıldığı anlaşılmakla birlikte, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararın dosya arasında bulunmadığı ve gönderilen CD içeriğinde de yer almadığı, bu nedenle kararın içeriği, gerekçesi ve taraflara tebliğe çıkartılıp çıkartılmadığı, kesinleşip kesinleşmediği tespit edilememiştir. Davacı iş bu davayı açarken maluliyetin arttığı iddiasına dayanmıştır. Zarar görenin zararı öğrenmesinde amaç, zararın mahiyeti (kapsamı) ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, davayı ciddi ve objektif şekilde desteklemeye ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olmasıdır. “Gelişen durum” aynı olaya ilişkin olarak zaman içinde zararın artması veya yeni zararların doğması halidir. Bundan ayrı, zarar görenin kendi imkanlarıyla ya da başkasının yardımıyla zarar verici fiilin sonuçlarının gidişini ve kesinleşen durumu değerlendirebilmesi gerekir. Özellikle vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belli bir açıklığa kavuşmaktadır. Somut olayda davacının sunmuş olduğu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 19.07.2013 tarihli engelli sağlık kurulu raporuna göre 2 cm kısalık, sol femur proksimal opere kırık teşhisi ile tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %8, Fethiye Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 20/10/2015 tarihli özürlü sağlık kurulu raporuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %82 olarak belirlenmiş, iş bu davada mahkemece aldırılan ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 06/12/2017 tarihli raporunda ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre sol femur kırığı ve sol kalçada hareket kısıtlılığı nedeniyle %12.3 oranında sürekli malul kaldığı tespit edilmiştir. Mahkemece ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de; davacı tarafça davadan evvel sürekli maluliyet zararının tazmini için sigortadan ödeme aldığı gibi eksik ödeme iddiası ile Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvuruda bulunulduğu anlaşılmakla, davacı ancak sigortadan aldığı ödeme tarihinden sonra maluliyet oranında gelişen durum bulunduğu tespit edildiği takdirde tazminata hak kazanabilir. Bu durumda mahkemece, davacının ödeme aldığı 24/10/2013 tarihinden sonraki dönemde gördüğü tedavilere ilişkin belgelerin davacı taraftan temin edilmesi veya ilgili yerlerden celbedilmesi, eldeki dosyada alınan % 12.3 maluliyet belirleyen rapor ve davadan önce davalının ödemesine esas kabul ettiği % 8 maluliyet belirleyen rapor arasında fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, raporlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının 24/20/2013 tarihinden sonra maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı- 2013 ile 2016 yılları arası süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında rapor alınması; maluliyette gelişen durum olup olmadığına ilişkin tespite göre, sürekli iş göremezlik talebi bakımından Sigorta Tahkim Komisyonu dosyası fiziki olarak celbedilerek verilen kararının dava şartları yönünden değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir. (2) Mahkemece, dosya kapsamındaki 06.12.2017 tarihli maluliyet raporunda başvuru sahibinin bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı konusunda bir tespit yapılmadığı halde, hükme esas alınan 30.01.2019 tarihli aktüer raporunda davacının kaza tarihinden itibaren iyileşme süresi olarak belirlenen 9 ay boyunca bakıcıya ihtiyacı olduğu kabul edilmek suretiyle yapılan hesaba göre tespit edilen 8.653,73-TL bakıcı giderine hükmedildiği görülmüştür. Ancak, dava konusu trafik kazasında oluşan maluliyet nedeniyle davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı ve bakıcıya ihtiyacı olduğu tespit edilir ise ihtiyaç duyulan sürenin ne kadar olduğunun belirlenmesi için maluliyet raporunu düzenleyen ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan, davacının maluliyeti ile ilgili bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyaç var ise süresi hususunda rapor alınması, akabinde yine uzman bilirkişiden rapor alınarak bakıcı gideri ve ekonomik geleceğin sarsılması açısından davacının talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 4. HD’nin 2021/11461 Esas, 2022/5232 Karar sayılı ilamı) Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde görülen istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/4-6 gereğince kaldırılmasına, Dairece verilen kaldırma kararının niteliği itibariyle davalı vekilinin sair istinaf istemlerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4 ve 353/1-a/6 madde hükümleri uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/Dairece verilen kaldırma kararının niteliği itibariyle davalı vekilinin sair istinaf istemlerinin incelenmesine yer olmadığına 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,5/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023