Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/446 E. 2020/3173 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/446
KARAR NO: 2020/3173
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2015/1542 E. – 2019/1140 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 25.11.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …’ün kullanmış olduğu … Ltd. Şti.’nin maliki olduğu ve diğer davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile davacının kullanmış olduğu … plakalı motosiklete asli kusurlu olarak arkadan çarpması sonucu oluşan ağır yaralanmalı trafik kazası nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL iş güç kaybı tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 25.11.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile kazaya sebep … plakalı aracın 3. şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla İhtiyati Tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.Bilahare davacı vekili 11/05/2019 tarihli ıslah dilekçesinde, maddi tazminat taleplerini ıslah ederek 54.797,69 TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiştir. Davalılardan … ve … Ltd. Şti vekili, kendi kusuru nedeni ile kazaya sebebiyet veren davacının maddi manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağı olmadığını, yine kaza nedeni ile müvekkillerinden kaynaklı her hangi bir elem ve kederi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini istimiştir. Davalı … sigorta şirketi vekili ise, kabul manasına gelmemekle birlikte kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespiti gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için dosyanın ATK’ya sevkini, sigorta şirketinin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 04.07.2014/2015 tarihleri arasında geçerli … numaralı ZMSS poliçesiyle sigortalı, maliki …Ltd.Şti üzerine kayıtlı … plakalı araç, 25.11.2014 tarihinde davalı sürücü … sevk ve idaresinde iken havanın yağışlı ve kapalı olduğu sırada yerleşim alanı içerisinde 50 km hız tahditli orta refüjle bölünmüş tek yönlü iki şeritli, ıslak zeminli yolda seyirle ilerlerken, aynı anda önünde gidiş şeridinin en sağından seyir halinde iken sol tarafına dönmek üzere yavaşlayan davacı … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin arka kısmına davalının aracının sağ ön kısmına çarpması ile davacı …’un yaralandığı, gerek ceza dosyasında alınan kusura ilişkin bilirkişi raporu gerekse mahkememiz dosyasında alınan kusur bilirkişi raporuyla olayın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Raporlar olayın oluş biçimine uygun bulunmuştur. Aktüerya bilirkişisinden alınan ek raporda özetle; 25.11.2014 kaza tarihinden itibaren davacının %12 oranındaki sürekli iş göremezlik maddi zararının;54.797,69 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili ek raporda tespit edilen miktar doğrultusunda davayı ıslah etmiştir.Mahkememizce alınan bilirkişi raporları, gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek ve hükme esas alınarak, davacının sürekli iş göremezlik talebini içeren maddi tazminat talebi yönünden davası, ıslah edilen haliyle kabul edilmiştir.Manevi tazminat sebepsiz zenginleşme aracı olmayıp, davacının olay nedeniyle duyduğu acı ve ızdırabın bir nebze olsun giderilmesi amacıyla getirilmiştir. Dosyada toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat olarak 20.000,00 TL. kabul edilmiş, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …Ltd.Şti’den tahsiline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalılardan … ve … LTD.ŞTİ. vekili tarafından davacıya mükkillerince davadan önce ve dava sırasında bir takım ödemlerin yapıldığı, mahkemece hükmolunun maddi ve manevi tazminatın müvekkillerinin ve ailelerinin mahfına ve ekonomik yönden yoksulluğa düşmelerine ve davacının da zenginleşmesine neden olacağı gerekçesiyle; davalı Sigorta şirketi vekili tarafından ise itirazları bulunmasına rağmen adli tıp trafik ihtisas dairesinden rapor alınmadığı, 30/03/2013 tarihli yönetmeliğe uygun maluliyet raporu alınmadığı gerekçesiyle yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili ise ilk derece mahkemesince verilen kararın onanması talebinde bulunmuştur. İstinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Davalılardan Sigorta şirketi vekilinin trafik ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğine ilişkin istinaf nedenine ilişkin değerlendirme: İlk derece mahkemesi tarafından aktüerya ve kusura ilişkin alınan 06/01/2017 tarihli raporda taraflara 5/8 ve 3/8 oranında kusur izafe edildiği, dosyaya getirtilen ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda tüm kusurun davalı sürcüye yükletilmiş olduğu, bu haliyle iki rapor arasında çelişki oluştuğu, bu çelişkinin giderilmesi bakımından önceki bilirkişi heyetindeki kusur bilirkişisinden ek rapor alındığı, alınan bu ek raporda davacının kusursuz, davalı sürücünün ise tam kusurlu kabul edildiği, ilk derece mahkemesince alınan kusura ilişkin ek bilirkişi raporunda belirlenen bu kusur oranlarının kabul edilerek karar verildiği, davalı sigorta şirketi vekilinin iş bu rapora itirazda bulunduğu, ancak ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasına ilişkin bu talebin gerekçe belirtilmeden mahkemece reddedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile ek rapordaki kusur oranları çelişmekte olup, davalı tarafça bu raporlara itiraz edilmiş olmasına rağmen bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur.Haksız fiil sorumluluğunda kusur zararın tazminini etkileyecek başlıca hususlardan olup, mahkemece davalıların itirazları da gözetilerek ATK Trafik İhtisas Dairesinden veya İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğünden seçilecek uzman bilirkişilerden dava konusu kazada kimin ne oranda kusurlu olduğuna ilişkin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde rapor alınarak, kusur durumunun açıklığa kavuşturulmasından sonra hüküm kurulması gerekirken bu yola gidilmemiş olması doğru olmamıştır. Bu aşamada davalı sigorta şirketi vekilinin diğer; davalılar … ve … LTD.ŞTİ. vekilinin tüm istinaf nedenlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir. Hal böyle olunca ilk derece mahkeme kararının yukarıda belirtilen nedenle HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı Sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABÛLÜ ile, istinaf isteğine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin14/11/2019 gün ve 2015/1542 E. – 2019/1140 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, Davalı sigorta vekilinin diğer; Davalı … ve … LTD.ŞTİ. vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, 2-Dosyanın yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 148,60 TL maktu başvuru ve 1.277,36 TL istinaf karar ve ilam harcının; davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 148,60 TL maktu başvuru ve 1.277,36 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, 4-İncelemenin dosya üzerinden yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan diğer giderlerin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/09/2020