Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/428 E. 2023/588 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/428
KARAR NO: 2023/588
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2019
NUMARASI: 2016/105 Esas – 2019/892 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 06/01/2015 günü … sevk ve idaresindeki davalıya ZMM sigortalı … plaka sayılı aracın, sürücünün viraja geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak 250 metre uçuruma düşmesi ile meydana gelen kazada maluliyetine neden olacak şekilde yaralandığını ve kazanç kaybına uğradığını, davalı … tarafından davadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihinin 8. iş gününden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 09/09/2019 tarihli dilekçesi ile tazminat miktarını 186.133,50-TL’ye çıkarttıklarını bildirmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 07/08/2018 tarih ve 2018/59482 sayılı raporuna göre davacının, %41.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin yaralanma tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, 28/01/2019 tarihli rapora göre davacının araçta yolcu olması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, ancak davacının araçtan fırladığı hususu gözönüne alındığında emniyet kemeri takmadığı ve kendi yaralanmasında müterafik kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından belirlenen toplam tazminat miktarından %20 oranında müterafik kusur indirimi ve davalı … tarafından yapılan ödeme ve güncelleme bedeli düşüldüğünde davacının maddi zararının 138.037,09-TL olduğu gerekçesi ile; “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 138.037,09-TL tazminat alacağının temerrüt tarihi 23/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; mahkemece emniyet kemeri takılmadığı gerekçesi ile müterafik kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğu, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu aracın 250 metre kadar aşağıya, dereye yuvarlanması nedeniyle emniyet kemeri takılı dahi olsa araçtan fırlama ihtimalinin bulunduğu, takdiri indirim niteliğindeki müterafik kusur indirimi nedeniyle reddedilen kısım yönünden davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, araç sürücüsü …’ün cezai soruşturma esnasında alınan beyanında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına ilişkin beyanına ve davacının kaza sonrasında araçtan fırlamış olmasına göre müterafik kusur indirimi yapılmasında isabetsizlik yok ise de; TBK’nın 52.maddesinden kaynaklanan takdiri indirim nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği göz önüne alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmakla, davacı vekilinin bu hususa isabet eden istinaf nedeni yerindedir. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile Dairece tespit edilen hukuka aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK m. 353/1-b/2 gereğince, taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklara riyaet edilerek davalı lehine takdir edilen vekalet ücreti hükümden çıkartılmak suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE, 2/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL maktu istinaf ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2019 gün ve 2016/105 Esas – 2019/892 Karar sayılı kararının HMK. m. 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere; (a) Davanın KISMEN KABULÜ ile, 138.037,09-TL tazminat alacağının temerrüt tarihi 23/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, (b) Alınması gereken 9.429,31-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20-TL ile 633,00-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 8.767,11-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (c) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 13.792,97-TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, (d) Davacı tarafından yapılan; 695,70 TL harç, 1.600 TL bilirkişi ücreti, 693,50 TL ATK ücreti, 226,85 TL posta – tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.216,05-TL yargılama masrafının kısmen kabul ve redde göre hesaplanan 2.385,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, (e) Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 50 TL yargılama giderinin kısmen kabul ve red oranında hesaplanan 12,91 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, (f) Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan ve arta kalan kısmının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 12/04/2023