Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/418 E. 2021/1402 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/418
KARAR NO: 2021/1402
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2015/611 E. – 2019/50 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/10/2014 kaza tarihinde davacıların desteği içinde yolcu olarak bulunduğu, davalıların sürücüsü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı araçta yolcu olarak seyir halinde iken dava dışı araç ile karıştığı kaza sonucu yaşamanı yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek, davanın belirsiz alacak davası olduğunun tespitine, 200.000TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 200.000TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline, talep edilen alacaklara kanuni faiz yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, Davacı … açısından 119.362,63 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren (30.09.2014), davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 09.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı … açısından 19.103,08 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren (30.09.2014), davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 09.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı … açısından 10.642,92 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren (30.09.2014), davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 09.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı … açısından 7.115,00 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren (30.09.2014), davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 09.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE Davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren (30.09.2014) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; desteğin gelirinin hatalı belirlendiğini, son iş verenin tanık olarak gösterilmesine rağmen dinlenilmediğini, dava konusu kazada müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılamayacağını, bu durumun ispatlanmadığını, %40 indirim yapılmasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın ise az belirlendiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminatın fahiş belirlendiğini, sosyal ve ekonomik durum araştırılması yapılmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 14/10/2014 kaza tarihinde davacıların desteği içinde yolcu olarak bulunduğu, davalıların sürücüsü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı araçta yolcu olarak seyir halinde iken dava dışı araç ile karıştığı kaza sonucu yaşamanı yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Yargılama sırasında desteğin gelirinin yazılı belgeler ve yazılan müzekkere cevaplarına göre net olarak belirlenememesi karşısında tanık beyanlarına değer verilmemesi ve asgari ücret üzerinden desteğin gelirinin hesaplanması doğrudur. Desteğin diğer kazaya karışan kişiler ile alkol alıp eğlenmeye gitmesi karşısında olayda hatır taşımasının bulunduğu, menfaat karşılığı bir taşımanın da bulunduğununda ispatlanamadığı, bu nedenle %20 oranında indirim yapılmasının doğru olduğu, yine 1972 doğumlu olan desteğin yaşı ve hayat tecrübesi gözönünde tutulduğunda 200 promil alkollü bulunan araç sürücüsünün alkollü olduğunu anlayabilecek yaş ve tecrübede olduğu, alkollü sürücünün aracına binen desteğin bu nedenle müterafik kusurlu bulunduğu, müterafik kusur nedeniyle de %20 oranında indirim yapılmasının doğru olduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davalının sosyal ve ekonomik durumunun ceza yargılaması sırasında tespit edilmiş olmasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 13.404,04-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 13.349,64-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı …dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 2- Alınması gereken her bir davacı yönünden 59,30-TL istinaf yoluna başvur harcının davacılardan ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacılar yönünden temyiz yolu açık davalı … yönünden davalı …’ın maddi tazminat talebi yönünden temyiz yolu açık diğer yönlerden kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/09/2021