Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/413 E. 2022/630 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/413
KARAR NO: 2022/630
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2017/475 Esas 2019/857 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … sevk ve idaresinde bulunan, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 13/02/2015 günü karışmış olduğu tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin eşi olan …’in hayatını kaybettiğini, sürücü …’in kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğunu, davalıya tazminat istemiyle yapılan başvurunun reddedildiğini, meydana gelen kazada aracın sigortacısı olan davalı şirketin Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, 13/02/2015 tarihli kazada eşini kaybeden davacı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının kaza tarihi olan 13/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 04/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporu doğrultusunda talebini ıslah yolu ile 142.479,19 TL arttırılarak toplam 143.479,19 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın … plakalı aracın sürücüsü …’in KTK m.56/A kuralını ihlal etmesi nedeniyle meydana geldiğini, kazanın oluşumunda dava dışı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunu, bu davada tazminat talebine konu edilen destekten yoksunluğun da bir yansıma zarar olduğunu ve davalı şirketten tazminat talep edilemeyeceğini, tazminatla ilgili bir karar verilmesi halinde hatır taşımasının olduğu ve müterafik kusurun bulunduğu hususların gözetilmesi suretiyle tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Somut olayda, 13.02.2015 tarihinde davalıya ZMMS poliçesi bulunan … plaka sayılı aracın tek taraflı karışmış olduğu kazada, araçta yolcu olarak bulunan ve aynı zamanda aracın işleteni olan …’in vefat ettiği, mütevaffa …’in davacının eşi olduğu, kazanın meydana gelmesinde; araç sürücüsü …’in yüzde yüz kusurlu olduğu hususları; tüm dosya kapsamı, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/1679 sayılı soruşturma dosyası ve 12.02.2019 tarihli denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmakla, bilirkişi marifetiyle hesaplattırılan destek zararının davalıdan tahsiline karar verilmiş, aracın dava dışı sürücüsünün-araçta yolcu olan murisin oğlu olması karşısında ahlaki görevin ifası niteliğinde olan taşıma hatır taşıması olarak değerlendirilmemiş, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olan işletenin vefatı halinde, davacının destekten yoksun kalma zararının sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 gün, 2011/17-787 Esas, 2012/92 Karar; 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas, 2013/74 Karar; 15.06.2011 gün, 2011/17-142 Esas, 2011/411 Karar; 27.06.2012 gün, 2012/17-215 Esas, 2012/413 Karar sayılı kararlarında belirlenen ilkeler çerçevesinde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın KABULÜ ile, 143.474,19-TL destekten yoksun kalma tazminatın 04/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davacının desteği müteveffa …’in, müvekkili şirket tarafından sigortalanan aracın işleteni olduğu, müteveffa … ve onun ölümü nedeniyle yansıma zarara uğrayan davacının sigortanın sağladığı teminatın kapsamı dışında yer aldığı, bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm olayına bağlı destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. 13/02/2015 kaza tarihinde davalı … Sigorta AŞ nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı, dava dışı sürücü …’in sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında, kaza yapan aracın aynı zamanda maliki olan ve araçta yolcu olarak bulunan …’in vefat ettiği, müteakip vefat edenin eşi olan davacının; destekten yoksun kaldığı iddiasıyla aracın ZMM sigortacısı aleyhine destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Dosya içeriğinden; aktüerya bilirkişi raporunda, davacı …’in kazada ölen …’in eşi olduğu, davacının; ölen eşinin desteğiyle hayatını sürdürdüğü belirtilerek, PMF 1931 tablosuna göre muhtemel destek süresi hesabı ile evlenme şansı da dikkate alınarak destekten yoksunluk tazminatı hesabı yapıldığı ve ilk derece mahkemesince de bu şekilde yapılan hesaplama esas alınarak karar verildiği, ancak davacının davadan önce 21/04/2017 tarihinde tekrar evlendiği ve bu suretle da bu tarih itibariyle desteklik durumunun son bulduğu hususunun gözetilmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca da davacının, evlenme tarihine kadar hak edeceği destek tazminatının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması hatalı olmuştur. Bundan ayrı, davacının dosya istinaf aşamasında iken 26/03/2022 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı …’in mal varlığına ilişkin tazminat haklarının mirasçılarına da geçeceği gözetilerek, ölenin tüm mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya katılımlarının sağlanması, mirasçıların …’in açmış olduğu davaya devam iradelerinin olup olmadığının tespit edilmesi ve ondan sonra oluşacak duruma göre davacının (…) tazminat istemi hakkında bir karar verilmesi gerekir. Sonuç itibariyle az yukarıda açıklanan sebeplerle ve istinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenleriyle bağlı olmaksızın resen gözetilmesini gerektiren kamu düzenine ilişkin sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesinin konu kararının HMK’nın 353/1-a/4-6. madde hükmü uyarınca kaldırılmasına, belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf sebeplerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş, aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca; 1/Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4-6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan harcın istek halinde kendisine iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK’nın 353/1-a/4-6 madde hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/05/2022