Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/363 E. 2022/1448 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/363
KARAR NO: 2022/1448
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2017/141 Esas – 2019/966 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Kazası)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracı ile seyir halinde iken aynı istikamette seyreden davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile kucağında 4 yaşlarında çocuk ile aracı kullanırken sol şeritten sağ şeride manevra yaptığı sırada müvekkilinin de kazayı engelemek amacıyla sağa manevra yapması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağına göre davalının kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu müvekkilinin ise herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin aracında kaza nedeniyle 4.773,11-€ tutarında maddi hasar meydana geldiğini, söz konusu zararın Almanya’da yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla da sabit olduğunu, davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın diğer davalı …’ın adına kayıtlı olduğunu ve davalı …Ş tarafından 16/05/2016 tarihli ve … nolu zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, kazanın ardından müvekkilinin uğradığı maddi zararının giderilmesi amacıyla davalılara gerçekleştirilen başvuruya istinaden davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından 01/12/2016 tarihinde 297,50-TL tutarında kısmi bir ödeme yapıldığını, söz konusu ödemenin ödeme tarihi itibariyle 81-€’ya denk geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye 4.692,11-€ tutarındaki maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kaza sonrasında müvekkiline başvuru yapıldığını ve davacıya 297,50-TL ödeme yapıldığını, davacının başvuru neticesini bekleyecek vaktinin bulunmadığını ve hasar dosyasının kapatılmasını talep ettiğini, davacının daha sonra aracının Almanya’da onardığını, onardıktan sonra müvekkiline herhangi bir başvuru yapmadığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, bu nedenle kusur oranının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasının gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle davacının aracında talep edilen tutarda hasarın meydana gelmesinin mümkün olmadığını, müvekkili tarafından aldırılan ekspertiz raporu ile hasar tutarının 297,50-TL olduğunun tespit edildiğini ve bu bedelin davacıya ödendiğini belirterek, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kusursuz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Mahkememizce bilirkişi raporunun ve Adli Tıp raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davaya karışan araçların birbirleri ile çarpışmasının söz konusu olmadığı, davalının sağa yönelmesi sırasında davacının da kazayı önlemek için aşırı sağa kaçması ile sağ yan tarafının köprü ayağına sürtmesi sonucu hasarın oluştuğu her ne kadar trafik kaza raporunda davalı sürücüye kusur verilip davacının kusurundan söz edilmemiş ise de, olayda davacı sürücünün de tali oranda kusurlu olduğu, davalı … şirketine sigortalı aracın 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi gereğince işleten sıfatıyla ve BK 49 ve devam maddeleri gereğince haksız eylem niteliğindeki %90 oranındaki kusuru ile davacı yana ait araca zarar vermiş olması sebebiyle davalı … şirketinin aynı yasanın 91/1 maddesi gereğince uyarınca işletenin sorumluluğunun, yasa gereği üstlenmiş olması ve zararın poliçe limitinden az olduğu dikkate alınarak, davalının sorumlu araçta oluşan zarar ve değer düşüklüğü yönünden , davalı araç maliki ve sürücüsü ile sigorta şirketinin KTK’nın 98/1 ve 99/1 maddeleri gereğince sigortanın ZMS nedeniyle ödeme yükünün, kazanın sigortacıya ihbarından itibaren 8 gün içerisinde ödeme yapması gerekmektedir. Anılan durum karşısında; … plakalı aracın sürücüsü …’nin %75, … sürücüsü …’nin %25 oranında kusurlu oldukları, yurt dışı yapılan tespit sonucu verilen raporda, sağ dış aynanın, ayna camının sağ çamurluk ve ön tampon giydirmesi ile birlikte toplam yeni alınması gereken parçalar tutarının 2.328,25 Euro olduğu, işçilik giderleri ile birlikte KDV hariç onaırm masrafının 4.011,02 Euro olup KDV ile birlikte bu tutatarın 4.773,11 Euro olduğu belirtilmiş, davacı tarafından bu tutar talebinde bulunulmuş ise de, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere Sürtünmeye bağlı hasar oluşan sağ ön çamurluk, ön tampon ve sağ dış dikiz aynasının yurt içinde yapılan onarımında kesinlikle parça değişikliğine gidilmesine gerek olmayıp yapılacak boya işlemi ile giderilmesi mümkün olduğundan Olay tarihi olan 13.07.2016 de( 1 Euro= 3,2013 TL1.682,77 x 3,2103 = 5.387,05 TL ) davacının zararının 5.387,05 TL olduğu %75 kusur durumuna göre davalı … şirketinin, sürücü ve işletenin 4.848,35-TL hasar bedelinden sorumlu oldukları,aracan hususi oto vasfında olup faizin davalı … yönünden dava tarihi, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olduğu anlaşılmakla; davanın 4.848,35-TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.848,35-TL’nin davalı … yönünden dava tarihi olan 14/02/2017, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 13/07/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili, davalı … vekili ile davalılar vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin stinaf başvuru sebepleri; hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kusur isnat edilmesinin haksız olduğu, davalının kazanın meydana gelişinde tam kusurlu olduğu, bilirkişi tarafından dikkate alınmayan bir diğer hususun da davalı sürücünün kucağında dört yaşında küçük bir çocuk bulunmasına rağmen trafik güvenliğini tehlikeye atarak araç sürmesi olduğu, davalının bu eylemi dahi tek başına tam kusurlu sayılmasına yetecek ölçüde olduğu, itirazları üzerine alınan Adli Tıp Kurumu raporunda da hukuka aykırılıklar olduğunu, bu raporunda hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, davalı sürücünün hatalı eylemi olmasaydı kaza meydana gelmeyecek olduğundan müvekkilinin değil davalı sürücünün ağır ve tam kusurlu olduğu, mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan her iki rapor da hükme esas alınmaya elverişli olmadığı gibi her iki rapor arasında çelişki olduğu, çelişki giderilmeksizin 15/12/2017 tarihli raporun hükme esas alınarak karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kaza tespit tutanaklarının aksinin ispatının mümkün olmadığı, tutanakta yer alan olguların resmi belge mahiyetinde olması nedeniyle doğruluğu sabit olduğundan tutanakta yer alan hususlar doğrultusunda davacıya isnat edilecek kusur bulunmadığı halde halde müvekkiline kusur isnat edilmesinin haksız olduğu, dava dosyasında mevcut fotoğraflardan da açıkça anlaşılacağı üzere araçta çizilme değil ezilme şeklinde hasar meydana geldiğinden söz konusu hasarın boyama yöntemiyle ortadan kaldırılması mümkün olmadığı, davacının uğradığı zararın tazminini talep edebilmesi için zararını tespit ettirmiş olması yeterli olup ayrıca dosyaya ödeme belgesi gibi bir belge ibraz etmesi yükümlülüğü bulunmadığı, zarar gören parçaların orijinal yedekleriyle değiştirilmesi değil de parçaların onarılması şeklinde tamirin gerçekleştirilmesi halinde ortaya çıkacak değer kaybı nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen zararın giderilmeyeceği, mahkemece dava konusu talepleri Euro para birimi üzerinden olmasına karşılık davacının zararı hesaplanırken Euro para birimi TL cinsine çevrilerek hüküm verilmiş olmasının haksız olduğu, davacının aracı yurt dışında kayıtlı olduğundan meydana gelen zararın da aracın kayıtlı olduğu ülkede geçerli olan para birimi ve piyasa koşulları üzerinden hesaplanması gerektiği, yerel mahkeme tarafından verilen hükmün hakkaniyet kurallarına ve hem de taleple bağlılık kurallarına aykırılık teşkil etmekte olup mahkeme kararının bu yönüyle de hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Kabul anlamı içermemek kaydıyla bir an için kusur oranları ve hasar bedelinin doğru olduğu kabul edilse bile 5.387,05 TL’den %25 kusur indirimi yapıldığında (5.387,05 X 0,75) = 4.040,28 TL hesaplandığı, dolayısıyla yerel mahkemece verilen kararın gerekçesinde yapılan hesaplamalar ve netice olarak hükmedilen tutar maddi hata neticesinde hükmedildiğinden ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğu, huzurdaki dava ikame edilmeden evvel müvekkili tarafından davacıya 297,50 TL tutarında ödeme yapıldığı, müvekkili tarafından davadan önce ödenen 297,50 TL hasar tutarının dikkate alınmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme neticesinde tanzim edildiği, itirazları dikkate alınmadan raporda hesaplanan hasar tutarı üzerinden karar verilmesi hatalı olduğu, bilirkişi raporunda davacının aracında oluşan hasar yurt dışı onarım masraflarına göre hesaplanmış olup, hasar tutarının kazanın meydana geldiği Türkiye piyasa koşullarına göre belirlenmesinin gerektiği, zira haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği, araçta meydana gelen hasar tutarının poliçe genel şartlarına göre belirlenmesi gerekmekte olup, hesaplanan tutarın araçta oluşan hasara göre oldukça fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. Davalılar … ile …’nin istinaf başvuru sebepleri; kaza mahallinde keşif yapılması gerekir iken bu taleplerinin reddi ile hatalı tutanak üzerinden çelişkili raporlara göre karar verilmesinin hatalı olduğu, verilen karar gerekçesinde yapılan hesaplamalar ve netice olarak hükmedilen tutar maddi hata neticesinde hükmedildiğinden ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğu, davalı … tarafından dava ikame edilmeden evvel davacıya 297,50 TL tutarında ödeme yapıldığı, bu ödemenin dikkate alınmadığı, bilirkişi raporunda davacının aracında oluşan hasarı yurt dışı onarım masraflarına göre hesaplanmış olup, hasar tutarının, kazanın meydana geldiği Türkiye piyasa koşullarına göre belirlenmesi gerektiği, zira haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiği kabul edilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın hasar bedeli Almanya piyasa koşullarına göre belirlenmiş olup, Türkiye piyasa koşullarına göre bir hesaplama yapılmadığından kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı istemine ilişkindir. 13/07/2016 tarihinde davacının … plakalı aracı ile seyir halinde iken aynı istikamette seyreden davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki …plakalı aracı ile sağa yönelmesi sırasında davacının da kazayı önlemek için aşırı sağa kaçması ile sağ yan tarafının köprü ayağına sürtmesi sonucu davacının aracının hasara uğradığı, davacı tarafından davalı … şirketine başvurulduğu, sigorta şirketi tarafından davalıya 297,50 TL tutarında ödeme yapıldığı, Almanya’da ikamet eden ve geçici olarak getirdiği aracı Türkiye’de trafik kazası sonucunda hasara uğrayan davacının, kaza sonrası Almanya’ya dönerek aracını tamir ettirdiği ve davalı sürücünün tam kusurlu olduğu iddiasıyla aracın sürücüsü, maliki ve ZMM sigortacısı aleyhine eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. 1-İlk derece mahkemesinin gerekçesinde, “davalı … şirketine sigortalı aracın haksız eylem niteliğindeki %90 oranındaki kusuru ile davacı yana ait araca zarar vermiş olması sebebiyle davalı … şirketinin işletenin sorumluluğunu yasa gereği üstlenmiş olması ve zararın poliçe limitinden az olduğu dikkate alınarak davalının sorumlu araçta oluşan zarar ve değer düşüklüğü yönünden, davalı araç maliki ve sürücüsü ile sigorta şirketinin ödeme yükünün, kazanın sigortacıya ihbarından itibaren 8 gün içerisinde ödeme yapması gerekmektedir.” görüşünü belirttiği, ancak sonrasında anılan durum karşısında, “… plakalı aracın sürücüsü …’nin %75, … plakalı aracın sürücüsü …’nin %25 oranında kusurlu oldukları, davacının zararının 5.387,05 TL olduğu %75 kusur durumuna göre davalı … şirketinin, sürücü ve işletenin 4.848,35-TL hasar bedelinden sorumlu oldukları” belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, gerekçede kabul edilen kusur yönünden çelişki bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkeme kararlarının gerekçe bölümünde; sav ve savunmaların özeti, çekişmeli ve çekişmesiz noktalar ile ret ve üstün tutulma nedenleri; sabit görülen olgulardan çıkarılan sonuçlar ile hukuki nedenin gösterilmesi gerekir. (HMK m. 297/1-c). Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna da aykırı olamaz. (HMK m. 298/2). Gerekçe, mahkemenin benimsediği olgular ile hüküm bölümü arasındaki yasal bağ niteliğinde olup; taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı sağlamalı ve kararın kendi içerisinde herhangi bir çelişki içermemesi gerekmektedir. Hal böyle olunca açıklanan şekilde oluşan yanılgı kamu düzenine ilişkin olup, istinaf edenlerin sıfatı ve istinaf nedenleriyle bağlı olmaksızın resen gözetilmesi gerekir. 2-Almanya’da ikamet eden ve geçici olarak getirdiği aracı Türkiye’de trafik kazası sonucunda hasara uğrayan davacının, aracının onarımını Türkiye’de yapması konusunda zorlanamayacağının kabulü gerekir. Araç maliki, aracını Türkiye’de veya ikamet ettiği ülkede tamir ettirmek konusunda seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda, davacının trafik kazasından sonra Almanya’ya döndüğü, orada araçtaki hasarın tespitine ilişkin olarak bilirkişi raporu alındığı, aracını orada tamir ettirdiği dikkate alındığında aracın Almanya’da ödenen tamir bedelini yabancı para olarak istemesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, mahkemece hasar bedelinin TL olarak hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve açıklanan 1 ve 2 noda belirtilen konulara ilişkin tüm hususlar gözetilmek suretiyle, HMK’ya uygun yargılama yapılarak taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında, iddia, savunma doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak, daha da önemlisi varılacak tüm sonuçlar bakımından taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı sağlayacak biçimde uygun gerekçe yazılmak suretiyle, davacının aracın hasar bedeli ile araç mahrumiyet zararını ikamet ettiği ülkenin para biriminden talep edebileceği, isteminin de bu yönde olduğu da dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;1/Davacı ve davalılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, -İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK’nun 353/1-a/6 madde hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.02/10/2022