Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/274 E. 2022/1449 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/274
KARAR NO: 2022/1449
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2017/860 Esas – 2019/937 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 27/09/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete … San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 04/06/2017 tarihinde hasarlandığını, kazanın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, meydana gelen kaza neticesinde … plakalı araçta KDV dahil 15.618,74 TL hasar meydana geldiğini, davalının kasko poliçe genel şartları gereği KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı … şirketine araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili için alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak 18/08/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalının 28/08/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü belirterek, taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar artıracaklarından fazlaya ilişin hakları saklı kalmak kayıyla şimdilik 3.400 TL hasar bedelinin ve 250 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 28/08/2017 tarihinde itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 28/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile hasar bedelini 6.600 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, kabul etmemek kaydıyla davacıya temlik edildiği iddia edilen alacağın, yalnızca araçta oluşan değer kaybına ilişkin olduğundan bu davanın konusu hasar talepleri bakımından geçerli bir temlik sözleşmesinden bahsedilemeyeceğini, sigortalı tarafından müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadan ve müvekkilinin onayı alınmadan aracın haricen onarıldığını,sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğini, eksper ücretlerine ilişkin taleplerin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın trafik kazasında meydana gelen hasardan kaynaklanan zararın araç sigortacısından tahsili istemine ilişkin olduğu, davalının sigortalısı … plaka sayılı aracın dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ye ait olduğu, bu davaya konu edilen değer kaybı ve 250 TL ekspertiz ücreti alacağının temlik yoluyla davacı tarafça devralındığı, dava konusu kazanın 04/06/2017 tarihinde … plaka sayılı araç sürücüsü …’un kontrolündeki otobüs ile park halindeki … plakalı kamyonetin yan kısmına çarpması şeklinde meydana geldiği, davacının davalı … şirketine kazadan sonra davadan önce 18/08/2017 tarihinde başvurduğu, davacı ile dava dışı araç maliki arasında yapılan 05/06/2017 tarihli temlik sözleşmesinde, … plaka sayılı aracın 04/06/2017 tarihli kazada oluşan hasarından dolayı katlanılan “ekspertiz ücreti ve makul giderlerde dahil olmak üzere, değer kaybı tazminatının tamamının” temlik yolu ile davacıya devredildiği, davacının dava dilekçesi ile ekspertiz ücreti yanında hasar bedelini talep eder olduğu, araç malikinin aracında oluşan hasar bedelinin kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısından tazminini talep etmesi mümkün ise de, davacının bu haktan doğan alacağı temlik almadığı, davacının talep ettiği hasar bedelinin temliknamede geçen makul giderler kapsamında da kabul edilemeyeceği, temliknamede temlik alınan alacağın sadece değer kaybı ve ekspertiz ücretine ilişkin olduğu, davacının davasından eksper ücreti ile birlikte hasar bedeli talep ettiğinden temliknamede hasar bedeli temliği bulunmadığından davacının hasar bedelini temlik almamış olması nedeniyle talep edemeyeceğinden eksper ücreti olan 236 TL talep edebileceği sonucuna varılarak, davasının kısmen kabulüne karar verilerek, 236 TL’nin 28/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 236 TL’nin 28/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Alacağını temlik eden … Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasında 05/06/2017 tarihli 2 adet temlik sözleşmesi imzalandığı, temlik sözleşmelerinin birincisinde; hasar bedeli, değer kaybı bedeli, gün ve kazanç kaybı tazminatı, ekspertiz ücreti, temerrüt faizi, KDV ve makul giderler ile munzam zararlar dahil kelimeleri ile ikincisinde; ekspertiz ücreti ve makul giderlerde dahil olmak üzere, değer kaybı tazminatının tamamının kelimeleri ile alacak hakkının temlik edildiğinin açıkça ifade edildiği, araç onarım bedelinin müvekkili şirket tarafından karşılandığı ve alacak hakkının bu sebeple müvekkili şirkete devredildiği, makul gider tanımına, aracın kazadan önceki haline dönmesi için yapılması gerekli her türlü giderin girdiği, dava dosyasında mübrez onarım faturasının müvekkili şirket adına kesildiği, araç onarım bedelinin müvekkili şirket tarafından karşılandığı hususunda herhangi bir tartışma yok iken hasar bedelinin temlik edilmediğinin kabulünün hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırılık oluşturduğu, imzalanan temlik sözleşmelerinin dava açılırken diğer delilleri ile birlikte mahkemeye sunulduğu, ancak gerekçeli karar verildikten sonra karar içeriğinde hasarın temlik edilmemiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği görüldüğü, dayanılan temlik sözleşmesinin dava dosyası içerisinde niçin bulunmadığının taraflarınca anlaşılamadığı, kabul anlamına gelmemek üzere temlik sözleşmesinin birinin sunulmadığı ihtimalde dahi sunulan diğer temlik sözleşmesinde makul gider kelimeleri ile aracın kazadan önceki haline getirilmesi için yapılmış bulunan her türlü giderin kapsam dahilinde olduğu gözetilmeden sadece hasar bedeli kelimesinin açıkça yazmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usule ve yasaya aykırılık oluşturduğu hususlarına ilişkindir. Davalı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvuru sebepleri; ekspertiz masrafı araç maliki tarafından değil, davacı tarafından yapılmış olup, davacının hakkı olmadığı bir alacakla ilgili yaptığı masrafları talep etmesinin hukuk düzenine aykırı olduğu, dolayısıyla davacının ekspertiz ücreti taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde verilen kararın hatalı olduğu, her halükarda asıl alacağı belirlemek için delil tespit gideri olarak ödenen ekspertiz ücretinin, ancak yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınabileceği ve asıl alacağın da reddine karar verildiği dikkate alındığında yargılama giderlerinin tümünden davacı yan sorumlu olduğundan, ekspertiz ücreti dahil bütün yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesi gerekirken aksi yönde kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesine göre açılmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklanan ve aynı yasanın 183. ve devamı maddelerine göre alacağın temlikine dayalı hasar tazminatı ve ekspertiz ücreti istemine ilişkindir. 04/06/2017 tarihinde davalı şirkete … Genişletilmiş Mavi Ticari Kasko poliçesi ile sigortalı … Ticaret Limited Şirketi’nin malik ve işleteni olduğu … plakalı (kapalı Kamyonet) park halinde ki araca dava dışı …’un sevk ve yönetimindeki … plakalı … Otobüsünün çarpması sonucu davalıya sigortalı … plakalı araçta hasar meydana geldiği, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, davalının hasarın tamamından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu, davacı tarafından hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığı ve aracın tamir bedelinin tespit edildiği, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davalı … şirketinden alacağının bir kısmını (Ekspertiz ücreti ve makul giderlerde dahil olmak üzere değer kaybı tazminatının tamamını ) BK.nun 183 ve devamı maddeleri gereği hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne devrettiği, temlik alan davacının ödediği ekspertiz ücreti ile hasar bedelini aracın sigortacısından tahsili için bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi (somut olaydaki gibi) bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, gerek dava dilekçesinde ve gerekse delil listesinde 2 adet temlik sözleşmesinden bahsedilmemiş olmasına, bu nedenlerle yargılamada ileri sürülmeyen ve ibraz edilmeyen delilin istinaf aşamasında değerlendirilmesinin HMK.nun 357.maddesi gereğince ileri sürülemeyecek olmasına, davaya konu ve bir sureti dava dilekçesine ekli temlik sözleşmesinde hasar bedelinin davacıya temlik edildiğine dair bir ibare bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede; açılan dava da 6.600,00-TL hasar tazminatı yanında ekspertiz ücreti de talep edildiği, mahkemece davacının hasar tazminatı talebinin reddine 236,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği, hal böyle olunca da; davalı aleyhine kabul edilen ve istinaf istemine konu alacak miktarının 236,00-TL olduğu anlaşılmıştır. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2.madde hükmü uyarınca, ilk derece mahkemelerinin miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda verdikleri kararlar kesin olup, hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle kesinlik sınırı 4.400,00-TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda eldeki davada istinaf eden davalının istinaf istemine konu alacak miktarı 236,00-TL olup ilk derece mahkemesinin kararının kesinlik sınırı olan 4.400,00-TL nin altında kalmaktadır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davalı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin; HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararın, kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca; 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 346/1 ve 352.maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL harcın düşümü ile 36,30-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf eden davalı tarafından peşin yatırılan harcın talebi halinde davalıya iadesine, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.nun 346/1,352 ve 362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2022