Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/243 E. 2022/1451 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/243
KARAR NO: 2022/1451
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/201
NUMARASI: 2018/35Esas – 2019/870Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 10/01/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 08/05/2016 tarihinde müvekkiline ZMMS poliçesi ile sigortalı … İnşaat Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı araç dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresinde iken dava dışı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araca çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sigorta poliçesi kapsamında mağdur aracın zararı olan 31.000,00-TL’nin 27/06/2016 tarihinde karşılandığını, sürücü …’nın kazada %100 kusurlu olması ve ehliyetsiz olması sebebiyle ödenen tazminatın davalıdan tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve dayanaksız olarak 31/07/2017 tarihinde itiraz ederek icra takibini durdurduğunu belirterek, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında eğer işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin “kasti bir hareketi veya ağır kusuru” yoksa, “yüzde yüz kusurlu olsalar bile” sigortacının rücu hakkından söz edilemeyeceğini, araç sürücüsünün %100 kusurlu olması bir rücu sebebi olmadığı gibi ehliyetsiz araç kullanmanın da tek başına bir rücu sebebi olmadığını, davacının aykırı davranma ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiğini, kazanın sebebi sürücünün ehliyetsiz olması ve yahut sürücü belgesinin yetersizliği değil ise sigortacının rücu hakkı olmadığını, davaya konu uyuşmazlık miktarının yargılama gerektirdiğini ve likit olmadığını belirterek, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, trafik zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesiyle sigortalı aracın, sürücü belgesi olmayan sürücü tarafından kullanılırken, karıştığı kaza sonucu zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davalının maliki olduğu aracın karıştığı kaza sonucu davacı … şirketinin dava dışı …’ın aracında meydana gelen hasar için 31.000,00-TL ödeme yaptığı, ödeme yapan sigorta şirketinin ehliyetsiz araç kullanımı nedeni ile sigortalısına rücu hakkının sürücünün kusur oranı ile sınırlı olduğu, yaptırılan her iki bilirkişi incelemesinde de davalı taraf araç sürücüsü yüzde yüz kusurlu bulunduğundan davanın kabulüne, davalı tarafça likit ve bilinebilir borca ödeme yapılmadığı halde haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile;1-Davanın KABULÜ ile, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, Asıl alacak 31.000,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; araç sürücüsünün %100 kusurlu olması bir rücu sebebi değil ise ehliyetsiz araç kullanmanın da tek başına bir rücu sebebi olmadığı, ehliyetsiz araç kullanan kişinin sırf ehliyetsiz olduğu için rücuen tazminat ödemesinin hakkaniyete aykırı olduğu, sigortanın aykırı davranma ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiği, mahkemece müvekkilinin araç kullanmadaki yetkinliğini görgü tanıklarını dinlemeyerek, bilirkişilerin kaza tespit tutanağına bağlı soyut çıkarımlarına bırakıldığı, zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılma amacının sigortalı kusurlu dahi olsa verilen zararın karşılaması olduğu, salt sürücünün ehliyetsiz olması bahane edilerek sürücünün ağır kusurlu addedilmesi ve sigorta şirketine rücu hakkı tanınmasının yerinde olmadığı, olay yerinde park eden TIR’ın kasasının kavşağa denk geldiği ve dönüş pergelini kısalttığına ilişkin görgü tanıklarının dinlenmemesinin hatalı olduğu, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup kararın bu yönüyle de yerinde olmadığı, zira itirazın iptaline karar verilse dahi müvekkilinin sorumlu tutulacağı alacak miktarının likit (belirli, muaccel) olmayıp davacının rücu hakkının bulunup bulunmadığı rücu hakkı varsa rücu edebileceği miktarın tespitinin yargılama yapılmasını gerektirdiğinden müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; ZMM sigorta poliçesini düzenleyen sigortacının geçerli bir ehliyetname olmaksızın araç sevk nedenine dayanarak, 3.kişi hak sahibine poliçe kapsamında yapılan ödemenin sigortalısından rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 08/05/2016 tarihinde İstanbul Sancaktepe’de bulunan … Park alanı içersinde park halinde bulunan … plakalı 2006 model … marka kamyona davalı … Ticaret Limited Şirketine ait olan ve davacı … nezdinde 05/01/2016-05/01/2017 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı bulunan …’nın kullandığı … plaka sayılı araçla arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında kamyonun hasara uğradığı, .. plakalı BMC Kamyon’un arka kısmında meydana gelen hasar miktarı olan 31.000.00-TL’tutarın … Sigorta A.Ş tarafından araç sahibine ödendiği ve sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasıyla ödediği bedelin tahsili için sigortalısı aleyhine icra takibi başlattığı, sigortalısının takibe itirazı üzerine, itirazın iptali ve takibin devamı istemiyle sigortalısı aleyhine eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi uyarınca ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. B.4 maddesinde ise tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise, meydana gelen zararların teminat dışı olduğu açıkça belirlenmiştir. Somut olayda, davacı ZMMS sigorta şirketi, kazada hasar gören araç için ödediği hasar bedelini, dava dışı araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğu iddiasıyla, sigortalı araç malikinden rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ZMMS sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasında sigorta akti mevcut olup, sözleşmesinin tarafı davalı maliktir. KTK 95/2 maddesine göre davacı … zarar gören 3. kişiye ödediği bedeli akidine rücu edebilir.( Bkz.Yargıtay 17.HD’nin 2016/10391 Esas, 2019/4112 Karar sayılı ilamı) Sonuç olarak, dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usule ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranın ve hasar bedelinin hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davalı tarafından davacıya sigorta ettirilen aracın kaza anında ehliyetsiz sürücü tarafından sevk ve idare edildiğinin ve kazanın da bu sürücünün tam kusuru ile meydana geldiğinin anlaşılmasına, sigorta şirketinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesi uyarınca kendi sigortalısı olan davalıya rücu hakkının bulunmasına göre, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde bulunmamıştır. Ancak davacının davalıya rücu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ve davalının sorumlu olduğu gerçek zarar miktarının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiği için alacak likit (muayyen, belirli) olmadığından, yerel mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nun 353/1-b/2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve yanılgılı hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE a/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, b/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde BIRAKILMASINA, c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2019 tarih ve 2018/35 esas 2019/870 karar sayılı kararının HMK.nun 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a/Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9727 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, b/-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 2.554,41-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 398,60-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.155,81-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,c/Davacı tarafça yatırılan 398,60-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç/Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.720,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d/Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 314,50-TL ATK rapor ücreti ve 204,45-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.360,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e/HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2022