Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/232 E. 2022/1962 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/232
KARAR NO: 2022/1962
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2017/130 Esas – 2019/102 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni sigorta şirketi nezdinde kasko sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru neticesinde meydana gelen 30/09/2016 günlü trafik kazasında hasarlandığını, kasko sigortalı araçta oluşan 31.199,97-TL hasar bedelinin poliçe kapsamında (29.997,97-TL’lik kısmını 09/11/2016 tarihinde 1.200,00-TL’lik kısmının ise 29/11/2016 tarihinde) sigortalıya ödenerek haklarına halef olunduğunu beyanla, sigortalıya yapılan ödemelerin davalının poliçe limiti dahilindeki 31.000,00-TL’sinin ödeme tarihinden başlatılacak avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı … plaka sayılı araç ile davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigortalı … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kaza neticesinde … plaka sayılı araçta oluşan hasar bedelinin tahsili istenilmekte ise de; talebin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası genel şartları uyarınca teminat dışı olduğunu, zira her iki aracın maliki ve işleteninin aynı bulunduğunu, ZMM sigortacısının sadece üçüncü kişilerin uğradığı zararı tazminle sorumlu olduğunu, somut olayda zarar veren araç ile mağdur aracın aynı işletene ait olması karşısında alacaklı-borçlu sıfatının birleştiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur durum ve oranı ile davacı tarafa ait araçta oluşan gerçek zarar miktarının usulüne uygun şekilde kanıtlanması gerektiğini ve dava açılmadan önce başvuru yapılmış ise de sorumluluk olmadığı tespit edildiğinden, müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte sorumluluğu yoluna gidilebileceğini açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; talep konusu kazanın oluşumunda, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigortalı olan araçta meydana gelen hasar bedelinin KDV 35.400,00-TL bulunduğu, araç çekme bedeli dahil toplam zararın 36.816,00-TL bulunduğunun tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafça işletenlerinin aynı olmasından dolayı alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleştiği savunulmuş olsa da Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/19033 Esas ve 2017/2430 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, somut olayda, alacaklılık ve borçluluk sıfatı şeklen dava dışı sigorta ettiren şirket üzerinde toplanmış ise de özünde bu şirket bir araç yönünden zarar gören, diğer bir araç yönünden zarar veren durumunda olup, aynı araç ve menfaat üzerinde bu sıfatların birleşmediği, aksine düşüncenin halefiyet ilkesini ortadan kaldıracağı, dolayısıyla oluşan zararın giderilmesinden talep gereğince davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu benimsenerek, -Davanın KABULÜ ile, -31.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-31.000,00 TL’nin 29.999,00 TL’sinin 09/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, bakiye kalan tutarın 29/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri; talebin teminat dışı olduğuna ilişkin davaya karşı koymak nedenleriyle aynıdır.Dava; kasko sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelini sigortalısına ödeyen sigortacının, TCK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyete dayalı olarak kusurlu karşı aracın ZMM sigortacısından rücuen tazminat isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararının ve gerekçesinin, istinaf başvuru nedenleriyle birlikte incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, dosyadaki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı delillerle usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ilk derece mahkemesinin konuya ilişkin belirleme ve değerlendirmelerinin, atıfta bulunulan ve dairemizce de benimsenen yerleşmiş yargısal içtihatların uygun bulunmasına göre, davalı vekilinin yerinde olmadığı sonucunda varılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 2.117,61-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 530,00-TL harcın düşümü ile kalan 1.587,61-TL istinaf ilam harcının davalı sigorta şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.29/12/2022