Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/2151 E. 2021/271 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2151
KARAR NO: 2021/271
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI : 2014/76 E. – 2019/823 K.
DAVA:Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı … kendi adına asaleten çocukları … velayeten Av. … aracılığıyla açılan dava dilekçesinde özetle; davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalı … sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın karıştığı 15/01/2014 günlü trafik kazasında … plakalı kamyonette yolcu olarak bulunan ve vekil edenlerinin desteği olan … ağır bir biçimde yaralandığını ve daha sonra 16/01/2014 tarihinde hayatını kaybettiğini, davalı … plaka sayılı aracın, davalı … da … plakalı aracın sahibi olduğunu ve davalı sigorta şirketlerinin de kazaya karışan araçların ZMM sigortacısı bulunduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteğine bulunmuştur. Davalılardan … vekili cevabında özetle; kazanın oluşumunda ağır kusuru olanın … plaka sayılı araç sürücüsü olduğunu, kaza sonucunda kendilerinin de maddi zarara uğradığını ileri sürerek aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Diğer davalılar yargılama sırasında cevap ve beyanlarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıların desteğinin yaralanması ve sonrasında ölümü ile sonuçlanan kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … %25 oranında, desteğin içinde bulunduğu … plaka sayılı araç sürücüsü … ise %75 oranında kusurlu olduğu, yargılama sırasında davacı taraf vekilinin beyanlarından da anlaşılacağı üzere; maddi tazminat taleplerinin karşılandığı, davaya manevi tazminat yönünden devam edildiğinin belirlendiği; kazanın oluş şekli, kazanın meydana gelmesinde desteğin kusurunun bulunmaması, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarihteki diğer şartları benimsendiğinde davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği benimsenmek suretiyle;”1-Davacıların maddi tazminat talepleri yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 25.000,00-TL, davacı … için 20.000,00-TL, davacı … için 20.000-TL olmak üzere toplam 65.000-TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 15/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalılar … mirasçıları olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ilgili davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,” karar verilmiştir.Karara karşı davalılar … vekili Av. … tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; kazanın oluşumunda ölenin içinde bulunduğu araç sürücüsü … tam kusurlu olduğu halde, vekil edenlerinin tazminatla hükümlü tutulmalarının hatalı bulunduğu, kabule göre de kazaya karışan diğer araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu gözetilerek karar verilmesi gerektiği, belirlenen manevi tazminat miktarının da çok fazla olduğu, haksız zenginleşme sağladığı, ayrıca manevi tazminat davasının toplam 100.000,00-TL üzerinden açıldığı gözetildiğinde reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden vekil edenlerin yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, az vekalet ücreti takdir edilmesinin usulsüz bulunduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle görülmekte olan dosya kapsamında temin edilen ve Makine Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlendiği anlaşılan kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, olayla ilgili olarak İstanbul Anadolu 9. Ağır ceza Mahkemesince görülerek sonuçlandırılan ve UYAP sorgusundan da anlaşılacağı üzere Yargıtay denetiminden geçerek 25/08/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılan 2014/221 E., 2014/426 karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasındaki belirlemeye dayanak olan ve ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 15/10/2014 günlü kusur raporu ile örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, ölenin kaza anında yolcu konumunda bulunduğu gözetildiğinde; kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olduğundan da söz edilemeyeceği göre davalılar vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir, 2-Teselsül hükümlerine dayanılarak açıldığı anlaşılan böyle bir davada kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmayan yolcu … ölümü nedeniyle tazminat isteğinde bulunan davacıların 2918 sayılı KTK’nın 88 ve TBK’nın 61 ve devamı madde hükümlerine göre (benzer düzenleme TBK’nın 162 ve devamı madde hükümlerinde de bulunmaktadır); haksız eyleme karışan zarar sorumlularından her biri tam tazminatla hükümlü olup, kusursuz olan davacı taraf, yasanın müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, zarar sorumlularından tamamına veya bir kaçına ya da sadece birine dava açarak zararın tamamının birlikte giderilmesini talep edecekleri konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Davacı taraf dışında kalan diğer kişi veya kişilere ait kusur oranları, zarar sorumlularının kendi iç ilişkilerini ilgilendiren bir husus olup, rücuda dikkate alınabilecek bir durumdur. Bu nedenle, davalılar vekilinin kazanın oluşumunda diğer araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun gözetilerek karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazı da yersizdir. 2-Davalılar vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminatın miktarı ve vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarına gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olaya dönüldüğünde kazanın tarihi, kazaya karışan araçların ticari araç niteliğinde oluşu, kusur durumu, ölenin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmayışı, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, davacılar ile ölenin yakınlık durumu, ölenin yaşı, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları dikkate alındığında, ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına; ayrıca manevi tazminata ilişkin olarak taraflar yararına belirlenen vekalet ücretinin de kabul ve ret miktarları gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ si hükümlerine uyarınca doğru şekilde belirlenmiş olduğunun anlaşılmasına göre; her iki davalı vekilinin yerinde görülmeyen bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılardan … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 4.440,15-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.111,00-TL’nin düşümü ile kalan 3.329,15-TL istinaf karar ve ilam harcının davalı … müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021