Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/208 E. 2023/293 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/208
KARAR NO: 2023/293
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2016/59 Esas – 2019/1097 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 07/10/2015 günü müvekkili …’ın yolcu olarak bulunduğu, dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında kalıcı maluliyeti doğacak şekilde yaralandığını, kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli taşımacılık poliçesi bulunmadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL daimi maluliyet tazminatının kaza tarihinden itibaren, kabul görmediği takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek ticari ya da yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Yargılama sırasında sunduğu dilekçe ile kalıcı maluliyet tazminatını 92.276,45-TL’ye artırdığını bildirerek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karışan araca ait ZMM sigorta poliçesi bulunması nedeniyle müvekkili kurumun husumeti bulunmadığını, sıralı sorumluluk prensibi gereğince taşımacılık sigortası olmaması halinde ZMM sigortacısına başvurulması gerektiğini, ayrıca zorunlu taşımacılık sigortasının yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuların maruz kalacakları kazaların sonuçlarını teminat altına aldığını, dava konusu kazaya karışan taşımanın ilçeden köye yapılan taşıma olması nedeniyle taşımacılık sigortası yapılmasının zorunlu olmadığını, taşımanın biletsiz ve taşıma sözleşmesiz yapılamayacağını, bu kurala uyulmaması nedeniyle de zararın teminat kapsamında olmadığını, iş göremezlik oranının ATK’dan alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yolcu olarak bulunduğu ticari taşıma yapan okul servisinin zorunlu taşımacılık sigortası bulunmaması nedeniyle güvence hesabına husumet yönelttiği, şehir içi ya da 100 km şehir dışı taşıması olup olmadığına bakılmaksızın taşımacılık sigortası yapma zorunluluğuna uymayan araç işleteni nedeniyle sıralı sorumluluk ilkesine nazaran güvence hesabına davanın yöneltildiği, davalı vekilinin şehir dışı ve 100 km altındaki taşımacılık iddiasına dayalı savunmasının koltuk ferdi kaza sigortaları yönünden uygulama alanı bulacağından yerinde görülmediği, geçici iş göremezlik yönünden davacı …’in, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan, gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığından tedavi ve iyileşme müddeti boyunca mahrum kalacağı herhangi bir kazancı söz konusu olmayacağından geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı ve geçici iş göremezlik talebinin reddi gerektiği, daimi maluliyet yönünden; davacının %8 oranında malul kaldığı, tek taraflı kazada sürücü dışında yoldaki bozukluk ve benzeri dış etkenin de kazada rol oynadığı anlaşılamadığından %100 kusur durumuna göre ve asgari ücret baz alınarak yapılan hesaplamaya göre davadan önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair belge bulunmadığından dava tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerektiği kanaati ile; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1-Kalıcı daimi iş göremezlik zararı 92.276,45-TL’nin dava tarihi 20/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geçici iş göremezlik zararına ilişkin talebin reddine” karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; sıralı sorumluluk ilkesi gereğince Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigortası bulunmaması nedeniyle davanın ZMM sigortacısına yöneltilmesi gerektiği, ayrıca ilçeden köye taşımacılık yapılması nedeniyle Taşımacılık Kanunu’nun 17. maddesine göre şehir içi taşımasında taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırılması gerekmediği, müvekkili kuruma husumet yöneltilemeyeceği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası neticesinde doğan cismeni zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir” düzenlemesini yapmıştır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 25.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile yürürlükten kaldırılan, ancak kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine; 4925 Sayılı Taşımacılık Kanunu kapsamında kalan taşımalar için Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılmasının zorunlu olduğu düzenlenmiş, aynı Yasanın 2. maddesinde İl ve ilçe trafik komisyonlarına taşımaların düzenlenmesi konusunda yetki verilmiştir. Somut olayda; davacı taraf davacının yolcu olduğu aracın ticari taşıması esnasında karıştığı kazada yaralandığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuştur. Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı düzenlenmemiş olmakla birlikte dosya içerisinde bulunan ifade tutunaklarından kazanın, dava dışı minibüs sürücüsü …’nun davacının da aralarında bulunduğu öğrencileri Giresun ili Bulancak ilçesinde bulunan okullarından aldıktan sonra ilçeye bağlı Şeyhmusa Köyüne götürürken Pazarsuyu Köyü civarında meydana geldiği, araçta bulunan 7 öğrenciden davacı dahil olmak üzere dört öğrencinin yaralandığı, aracın ruhsat kaydına göre ticari nitelikte yolcu nakli yapan minibüs olduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki düzenlemeler ve somut olaya göre; Taşıma kanunu ve yönetmelik hükümlerine göre Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu düzenlenmiş olup, mahkemece kazaya karışan araç hakkında bu hususta bir araştırma yapılmadan davalı …na açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle; soruşturma/ceza dosyası getirtilerek öncelikle kazaya karışan aracın zorunlu taşımacılık mali mesuliyet sigortası yaptırması gereken taşıtlar (kapasite-güzergah) kapsamında kalıp kalmadığı yasa ve yönetmelik hükümlerine göre araştırılmalı, Giresun İl Trafik Komisyonu veya Bulancak İlçe Trafik Komisyonunun bu hususta alınmış bir kararı olup olmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli görülmediğine göre davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2019 tarih ve 2016/59 Esas 2019/1097 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023