Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1995 E. 2021/162 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1995
KARAR NO: 2021/162
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2020
NUMARASI : 2019/360 E. – 2020/331 K.
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin maliki bulunduğu sevk ve idaresindeki … plakalı ticari minibüse davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucu müvekkiline ait aracın hasar gördüğünü, 17.550,00 TL tutarlı hasarın davalı …A.Ş. tarafından karşılandığını, aracın 10 gün boyunca kullanılamadığını, dolayısı ile müvekkilinin kullanamadığı süre boyunca 2500 TL zarara uğradığını , yine araçta değer kaybı oluştuğunu, tüm zararların tazmini için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ancak, takibe yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu beyan ile davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; Davacı tarafça icra takibinde talep edilen alacaklara dayanak yapılan 27/09/2017 tarihli kazada müvekkilin bir kusuru bulunmadığını, dolayısı ile davacı tarafça müvekkilinden alacak iddiasında bulunulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça kaza sonucu araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybı ve aracın kullanılamaması nedeni ile ortaya çıktığı iddia edilen kazanç kaybına ilişkin olarak dosyaya işbu iddiaları ispata yarar somut delil sunulmadığını , zararın iddiasının ispat edilemediğini, yine müvekkili ile davacı arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı gibi tabii olarak bir ceza koşulunun da kararlaştırılmadığını, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmaksızın ve sözleşme ile ceza koşulu kararlaştırılmaksızın cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığını beyan ile davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; Davacı tarafça araçta meydana geldiği idda edilen değer kaybı ve kazanç kaybının somut delillerle ispat edilemediğini, dolayısı ile değer kaybı ve kazanç kaybının mevcut olduğu varsayımında dahi söz konusu bedellerin müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, yine müvekkili ile davacı arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı gibi tabii olarak bir ceza koşulunun da kararlaştırılmadığını, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmaksızın ve sözleşme ile ceza koşulu kararlaştırılmaksızın cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığını, icra inkar tazminatın hükmedilmemisinin koşullarından birinin borçlunun takibe yapmış olduğu itirazda haksız olması olduğunu, ancak borçlunun itirazında haksız olduğuna karar verilmesi halinde icra inkar tazminatına hükmedilebileceğini, davacı yanın müvekkilinden bir alacağı bulunmamasına karşı takip başlatıldığını, bu durumda müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ile davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, taraflar arasında görülmekte olan haksız fiilden kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli talebine ilişkindir. Somut olayda; davalı … ait ve diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında; … plaka sayılı aracın 2918 sayılı KTK trafik işaretlerine uyma kurallarından madde 47/c ve trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan hallerden madde 84/f kurallarını ihlal etmesi sebebiyle meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren KMAZMSS Genel Şartlarında belirtilen yöntem doğrultusunda yapılan hesaplamada dava konusu aracın 172.080 km de olması nedeniyle araçta değer kaybının oluşmayacağı, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda alınan ek raporda ise Yargıtay içtihatlarına uygun olarak aracın kazadan önceki hasarsız piyasa değeri ile kazadan sonra tamir görmüş piyasa değeri arasındaki farka göre toplam değer kaybının 4.750,00 TL olarak belirlendiği, kazanç kaybı bedelinin ise 2.061,70 TL olarak tespit edildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve yukarıda yer verilen BAM ve Yargıtay kararları bir arada değerlendirildiğinde; davalı araç sürücüsü …’nın meydana gelen dava konusu kazada %100 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybına ilişkin 01.06.2015 tarihi itibariyle mevzuatımıza giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek-1 deki hesaplama tekniği dikkate alınarak yapılan hesaplamada araçta değer kaybı oluşmayacağı, bu hesaplamanın davalı sigorta şirketi bakımından geçerli olmasına rağmen davalı sürücü için bu yöntemin uygulanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmayıp haksız fiil sorumlusu davalı sürücü ve araç işleten gerçek zarardan sorumlu olduğundan davalı sürücü ve araç işleten yönünden davacı vekilinin itirazları dikkate alınarak, Yargıtay içitihatlarında belirtildiği üzere aracın hasarsız ikinci el piyasa değeri ile onarıldıktan sonraki piyasa değeri arasındaki farka göre yapılan hesaplamada araçtaki değer kaybının 4.750,00 TL olacağının tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafça dava konusu kaza nedeniyle aracın kullanılamamasına bağlı olarak kazanç kaybı tazminatı talep edilmişse de davacı taraf kazada hasarlanan aracı yerine aynı özelliklere sahip bir başka araç kiralayarak müşterilerine ulaşabileceğinden ve işine devam edip kazanç kaybına uğramayabileceğinden, davacının kazanç kaybını değil ancak tamir süresince kullanamadığı aracı için araç kiralama bedeli talebinde bulunabileceği anlaşılmakla davanın değer kaybı talebi bakımından sigorta şirketi yönünden reddine, diğer davalılar yönünden 4.750,00 TL üzerinden kısmen kabulüne; kazanç kaybı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” gerekçesiyle “1-Davanın davalılardan … bakımından kısmen Kabulü ile davalı borçluların İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazının 4.750,00 TL asıl alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,-Davanın davalı sigorta şirketi bakımından REDDİNE,-Davalılar … takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 4.750,00 TL’nin % 20 si olan 950,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Araçta oluşan değer kaybı yönünden davalı sigorta şirketini sorumlu tutulmamasının usulen hatalı bulunduğuna, aracın kullanılmamasından kaynaklanan kazanç kaybına ilişkin talebin reddinin de hatalı bulunduğuna ve ret edilen kısım yönünden hem araç maliki ve sürücüsü hem sigorta şirketi açısından ayrı ayrı ücreti vekalete hükmedilmesinin de hatalı bulunduğuna yöneliktir.Davalı … vekilinin istinaf nedenleri: Değer kaybı ispatlanamadığı halde buna ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmesine, kök bilirkişi raporu ile ek bilirkişi raporunun çelişkili olduğu halde ek raporun hükme esas alınmış olmasına, zarar olsa bile tanzim yükümlüsünün sigorta şirketi olduğundan müvekkili hakkındaki davanın reddi gerektiğine ve koşulları bulunmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede:Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların giderilmesine yönelik icra takibine vaki itirazların iptali isteğine ilişkindir. Davaya konu kazanın, davalı … ait ve diğer davalı… sevk ve idaresindeki ve davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın 27/09/2017 tarihinde çarpışması ile meydana geldiği; Kaza sonucunda davacıya ait araçta hasar oluştuğu;Davacının uğradığı maddi zararlarının tazminini sağlamak için davalılar aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile 22/11/2017 tarihinde 12.000,00 TL asıl alacak+ 162,74 TL işlemiş faiz +600,00 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplam 12.762,74 TL alacak için icra takibi yaptığı; asıl alacağa yönelik açıklamasında ise takip konusu 12.000,00 TL asıl alacağın 10.000,00 TL’sinin değer kaybına, 2.000,00 TL’sinin ise kazanç kaybına ilişkin bulunduğunu belirttiği, davalıların süresi içinde yaptıkları itiraz üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.1-Eldeki davada davacının aracında oluşan hasar bedelinin davalı sigorta şirketince ödendiği ve bu davaya konu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dava, itirazın iptali davası olduğundan davacı icra takip talebiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı icra takibinde takip konusu yaptığı 12.000,00 TL asıl alacağın 10.000,00 TL’sinin değer kaybına, 2.000,00 TL’sinin ise kazanç kaybına ilişkin bulunduğunu belirterek icra takibi yapmıştır. Eldeki davanın dava dilekçesinde ise, değer kaybı ve aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle mahrum kalınan kar kaybından söz ederek talepte bulunmuştur. Aracın tamir süresince kullanamamasından kaynaklanan zarar, kazanç kaybı değil, kendi aracı yerine başka bir araç kiralanması nedeniyle oluşan zarar niteliğindedir. Kazanç kaybı ise, elde edebileceği kazancın, aracın kullanılamaması nedeniyle elde edilememesinden doğan zarardır. Davacının icra takibine konu ettiği talebin kazanç kaybına ilişkin olması ve bu taleple bağlı bulunması karşısında, mahkemece kazanç kaybına yönelik talebin kazanç kaybı olmadığı, aracı kullanmamaktan doğan kiralama bedelinin talep edilebileceği gerekçesiyle ret edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.2- Trafik kazasından doğan zararlardan kural olarak, sürücü ve işleten ile ZMM sigortacısının (poliçe limiti ile sınırlı olarak) müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumluluğa ilişkin düzenlemelere göre zarar gören bu tür sorumluluk hallerinde seçimlik hakka sahiptir. Zararının tümünü veya bir kısmını yalnız bir sorumluludan isteyebileceği gibi, tümünden de isteyebilir. Dolayısı ile müteselsil sorumluların, zararın diğerlerinden istenmesi gerektiğine ilişkin savunmaları yerinde değildir. Bu nedenle davalı sürücü vekilinin zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağına ilişen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.3- Araç değer kaybına ilişkin zarar, ZMMS poliçesi kapsamında bulunduğundan, bu zarardan da ZMM sigortacısının sorumluluğu bulunduğunda duraksama olmaması gerekir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda davalı sigorta şirketince tanzim edilen ZMMS poliçe tarihi ve kaza tarihine göre 01.06.2015 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek-1 deki hesaplama tekniği dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacıya ait araçta değer kaybı oluşmadığı, ancak aracın kazadan önceki hasarsız piyasa değeri ile kazadan sonra tamir görmüş piyasa değeri arasındaki farka göre toplam değer kaybının 4.750,00 TL olduğu bildirilmiştir. Mahkemece, bilirkişi ek raporunda belirtilen ve usulüne uygun hesaplanan değer kaybı alacağından davalı sürücü ve işletenin sorumlu tutulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı Vakıf Arif vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. 4-ZMMS poliçe tanzim tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi yönünden Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek-1 deki hesaplamanın uygulanması söz konusu ise de, davalı sürücü ve işleten için bu yöntemin uygulanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı gibi, istinaf inceleme tarihinde 2918 sayılı KTK.nun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına atıf yapın hükümleri Anayasa mahkemesince iptal edildiğinden ve iptal hükmünün derdest davalar yönünden dikkate alınması gerektiğinden, artık sigorta şirketi yönünden de Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek-1 deki hesaplamanın uygulanması mümkün olmayacaktır. Araç değer kaybının önceki Yargıtay içitihatlarında belirtildiği üzere aracın hasarsız ikinci el piyasa değeri ile onarıldıktan sonraki piyasa değeri arasındaki farka göre hesap edilmesi gerektiği gibi, değer kaybından hem sürücü, hem işleten ve hem de ZMM sigortacısının sorumlu tutulması gerektiğinden, mahkemece davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının kabulü gerekmiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK m. 353/1-b/2 uyarınca dairemizce giderilmesi mümkün bulunmuştur.5- Davacı dava dilekçesiyle icra inkar tazminatına da hükmedilmesini istemiş; mahkemece de icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. İİK 67. maddesine göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması şarttır. Oysa eldeki dava trafik kazasından kaynaklandığından talep konusu alacakların varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, likit olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Mahkemece icra inkar tazminatı talebin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davalı sürücü vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerindedir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK m. 353/1-b/2 uyarınca dairemizce giderilmesi mümkün bulunmuştur.6-Davacı … vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazının kaldırma gerekçesine göre ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.Hal böyle olunca, dosyadaki bilgi ve belgelere, bilirkişi rapor ve ek raporuna ve tüm dosya kapsımına göre, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kısmen reddine, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulüne;davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle kısmen reddine, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulüne; ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK m. 353/1-b/2 uyarınca kaldırılmasına ve kaldırma gerekçesine uygun olarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasının gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/07/2020 gün ve 2019/360 E. – 2020/331 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kısmen REDDİNE, kısmen KABULÜNE 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı … tarafından yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/07/2020 gün ve 2019/360 E. – 2020/331 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,A-Davanın kısmen Kabulü ile davalı borçluların İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazlarının 4.750,00 TL asıl alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,1- Koşulları bulunmadığından icra inkar talebinin REDDİNE,2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 324,47 TL harçtan, peşin alınan 141,12 TL harcın düşümü ile geri kalan 183,35 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA, B-Davacı tarafından yatırılan 182,22 TL harç ve yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 374.30 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.374,30 TL yargılama giderinin kabul /red oranına göre 939,00 TL’lik kısmının giderinin davalılardan müteselsilen tahsili davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,C-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla kabul edilen miktar için AAÜT gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, D-Davalılar yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla reddedilen miktar için AAÜT gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve davalı Sigorta Şirketine VERİLMESİNE, E-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde HMK’nun 333.maddesi gereğince taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m. 362/1-a hükmü uyarınca, miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/01/2021