Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1968 E. 2020/3809 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1968
KARAR NO: 2020/3809
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2018/886 E. – 2020/375 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dilekçesinde özetle;Davalı şirkete sigortalı … Ltd. Şti.’nin malik ve işleteni olduğu … plaka sayılı aracın 30.03.2018 tarihinde …’ya ait … plakalı araca çarparak hasara yol açtığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla , şimdilik 250,00 Tl hasar bedeli ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin 20.12.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; ” davacının dava açarken talep ettiği miktarın belirlenebilir olması, hukuki yarar yokluğunun tamamlanabilir bir dava şartı olmaması, yukarıda yer alan gerekçeler ile ilgili BAM dairesi kararı ve karara dayanak Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararları doğrultusunda davanın HMK 114/1-h, HMK 107 maddeleri gereğince reddine” karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde: “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtayın yerleşik ve istikrar kazanmış kararlarında da açıklandığı üzere, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Öte yandan alacaklıdan alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabilir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Eldeki davada, davacının zararı ancak bilirkişi incelemesi ile belirleneceğine göre bu durum, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması için yeterli görülmelidir. Bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına ilişkin değerlendirme ve kabulde isabet bulunmamaktadır. Ayrıca, alacağın tartışmasız veya belirli olması hâlinde kısmi dava açılamayacağına ilişkin 6100 sayılı HMK’nın 109’uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olmasından dolayı belirli alacaklar için de artık kısmi dava açılması mümkün hâle geldiğine ve davacının alacağının bir kısmını dava ettiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmasına göre dava reddedilmeyip davaya kısmi dava olarak devam edilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması da doğru olmamıştır.(HGK 2016/22-1166E. 2019/576 K. sayılı kararı) Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın belirsiz alacak davası şeklinde görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/4 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/11/2020