Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1914 E. 2023/1818 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1914
KARAR NO: 2023/1818
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2020
NUMARASI: 2018/1255 Esas – 2020/303 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 28/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kızı …’un 28/06/2011 tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın yaptığı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, annesi olan müvekkilinin kızının vefatı ile desteğinden yoksun kaldığını, aracın sigortasının bulunmadığını, bu nedenle güvence hesabının sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 18/03/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile 5.000,00.-TL üzerinden açmış oldukları davayı bilirkişi raporu doğrultusunda 46.405,25-TL arttırarak davanın 51.405,25-TL üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma davadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılmadığından, bu şartı yokluğundan bu davanın usulden reddi gerektiğini, … Sigorta A.Ş şirketine Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından el konulmuş olduğunu, bu şirketin tüm ödeme işlemlerinin kendi bünyesinde gerçekleştirildiğini, … Sigorta A.Ş’nin müvekkili kuruma devrinin de söz konusu olmadığını, bu nedenle de davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu olayda müvekkili kurumun ZMSS Teminat limitleri ve … Plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı olarak sorumluluğunun bulunduğunu, davada dava tarihi itibari ile yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava dışı … Sigorta’nın ruhsatının mali bünye zaafiyeti sebebiyle 07/08/2015 tarihinde iptal edildiği, … Yönetmeliği’nin 9/1-ç hükmüne göre “Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için” …’na başvurulabileceği, 28/06/2011 tarihinde içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın yaptığı trafik kazası sonucu …’un vefat ettiği, kızını kaybeden davacıya davalı …’nın meydana gelen zararı tazminle yükümlü bulunması gerektiğinden, hükme elverişli görünen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜ ile 51.405,25.-TL ‘nin dava tarihinden (28/12/2018) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; Dava tarihinden önce müvekkili kuruma gerekli belgelerle başvuru yapılmadığından, tazminat talebi için başvuru şartı yerine getirilmeden ikame edilen bu davanın usulden reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, bu davadan ötürü müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan Trafik (ZMSS) Sigortası bulunduğu, bu hususun mahkemece de kabul edildiği, davanın … Sigorta A.Ş’ye ihbarı ile pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi gerekirken, … aleyhine hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu, kabule göre de; babaya pay ayrılmadan yapılan hesap ve buna göre kurulan mahkeme kararının hatalı olduğu, müteveffa yolcunun kaza nedeniyle camdan fırlayarak vefat ettiği tespit edilmiş olup emniyet kemeri kullanmayan müteveffanın kaza sonucu oluşan zararın artmasına neden olduğu, hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının hatalı olduğu, müvekkili kurum aleyhine avans faiz işletilmesine karar verilmesinin de hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, eldeki davanın açılmasından önce, davalı sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunulmadığı anlaşılmakta olup, bu konularda esasen taraflar arasında da herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir.(1)26/04/2016 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.Olayımızda, dava tarihi olan 10/08/2018 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı …na başvurulmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, İlk derece mahkemesince, davanın başında mevcut olan ve fakat tamamlanabilir dava şartı niteliği taşıyan eksikliğin, yargılama sırasında da giderilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece dava şartına ilişkin bu eksiklik gözetilerek davacı tarafa …na başvuruda bulunulması için mehil ve imkan verilmesi gerekir. (2)Hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin, hayatta olduğu anlaşılan babasına pay ayrılmadan hesaplama yapılmış ve bu hesaplamaya göre karar verilmiştir. Söz konusu bu rapor pay oranları yönünden hatalıdır. Zira, Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre; bekar ve çocuksuz olan desteğin ileride evlenebileceği ve en az 2 çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçlarına, yarısını da anne ve babası için ayıracağı var sayılarak desteğe iki, anne ve babaya birer pay verilmek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem için anne ve babanın her biri için %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesiyle birlikte, desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında, anne ve baba için %14’er pay verilmesi, daha sonra 2.çocuğun doğacağı var sayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer, anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa, kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının bu şekilde yapılması gerekmektedir.Bu durumda mahkemece, bilirkişiden alınacak ek bir raporda babaya pay ayrılarak desteğin muhtemel evlenme tarihi de tespit edilerek, az yukarıda açıklanan biçimde tazminat hesaplaması yaptırılmadan ve bu yöndeki itiraz üzerinde durulmadan, hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurususun kabulüne HMK.nun.353/1-a/6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2020 tarih ve 2018/1255 Esas 2020/303 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE, 4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2023