Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1883
KARAR NO: 2022/101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2016/1167 2020/231
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava açan dilekçesinde özetle; 21/04/2014 günü saat 23.45 sularında Bingöl-Diyarbakır karayolunda davalı …’ın sevk ve iaderesindeki … plakalı araç ve buna bağlı … plakalı LPG yüklü gaz tanker römorkunun yolda seyrederken hız limitini aşarak kazaya sebebiyet verdiğini, tankerden sızan LPG gazının tutuşarak patlaması sonucu iki yolcu otobüsünün ve bir aracın yanması sonucu bir kısım yolcuların yanarak öldüğünü, bir kısım yolcuların da yaralandığını, davacıların oğlu …’ın ağır yaralanmasını müteakip tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini, davalı … Ticaret Anonim Şirketinin tankerin sahibi/işleteni, davalı …’ın davalı … Ticaret Anonim Şirketinin sahibi ve yetkilisi, davalı …’ın da araç sürücüsü olduğunu, davalı Anadolu Sigorta Şirketinin … plakalı aracın tehlikeli atık tehlikeli maddeler için zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalı … Sigorta AŞ’nin … plakalı aracın KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğunu, sigorta şirketleriyle ödeme yapmaları konusunda görüşüldüğünü ancak sonuç alınamadığını, müteveffa … inşaat işçisi olup aylık 6.000,00 TL -7.000,00 TL gelirinin olduğunu, müteveffanın ölümü üzerine müvekkillerinin onun desteğinden yoksun kaldıklarını ve şiddetli elem ve ızdırap duyarak manevi olarak zarara uğradıklarını belirterek, davacılar yararına fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000,00’er TL maddi, 150.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, 14/10/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle müvekkili … için 175.073,72 TL, müvekkili … için 114.067,32 TL maddi tazminat ile uğramış oldukları acı ve üzüntünün bir nebze giderilmesi için 150.000,00’er TL manevi tazminatın kazanın olduğu 21.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar sigorta şirketleri yönünden sigorta poliçelerinin limitleri dahilinde sigorta kapsamı içinde olan tazminatlar için olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı çekicinin müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 05.07.2014/2015 vadeli … poliçe no’lu Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğunu, ayrıca … numaralı 09.07.2014/2015 vadeli İhtiyari Mali Mesuliyet Poliçesi ile de sigortalı olduğunu, ancak bu poliçede ek sözleşme maddesi olarak manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamına alınmadığını, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin davalı yönünden reddinin gerektiğini, maddi tazminat açısından ise davalının zorunlu poliçe limitiyle sorumlu olduğunu, poliçe teminatının kaza başına 5.375.000,00 TL olduğunu, aynı kazaya ilişkin olarak müvekkili şirket aleyhine davaların açılmış olduğunu, bu davalarla birlikte teminat limitinin aşılması durumunda garameten paylaştırılma yoluna gidilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından hasar servisine yapılan başvurular neticesinde toplam 2.100.160,66 TL; davalar nedeniyle de 2.656.515,16 TL olmak üzere toplam 4.756.675,82 TL ödeme gerçekleştirildiğini, bakiye 618.324,18 TL teminat limitinin kaldığını, bu teminat tutarının garameten paylaştırılması gerektiğini belirterek, aleyhe açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olmaması, davaya konu talebin zamanaşımına uğraması, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması, eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ticaret Anonim Şirketi ve davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakma yönünden yetkili mahkemenin Lice Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığını, davalı …’ın aracın işleteni ya da sevk ve idare edeni olmaması nedeniyle davada sorumluluğunun bulunmadığını, kendine husumet yöneltilemeyeceğini, meydana gelen kazada davalı …’ın kusurunun bulunmadığını, kaza sonrası adı geçenin her türlü tedbiri aldığını ancak orada bulunanların tedbirsiz ve dikkatsiz davrandığını, meydana gelen zararlı sonuçların adı geçenin kaza yapmasından değil orada bulunanların kusurlarından doğduğunu ve illiyet bağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 21/07/2014 tarihinde meydana gelen kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen zararlı sonuçların bizzat sigortalı aracın kaza yapmasından ileri gelmeyip aracın taşıdığı gazın patlaması neticesinde çıkan yangından ileri geldiğini, bu nedenle davalının sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olmayacağını, ayrıca aracın Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu ve öncelik o sigorta poliçesi gereğince zararların karşılanması gerektiğini, meydana gelen olayda pek çok ölüm ve yaralanma olduğunu, açılmış olan davaların bekletici mesele sayılması gerektiğini, zararlı sonuçların doğmasına zarar görenlerin sebep olmuş olabileceğini, illiyet bağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 1)Her ne kadar davalılardan … aleyhine davalı … Şirketi’nin yetkilisi olduğundan bahisle dava açılmış ise de, kaza yapan … çekici ve … plakalı romorkun, … Şirketi’ne ait olduğu, işletenininde bu şirket olup doğrudan davalı …’ın işleten olmadığı anlaşılmakla, adı geçene yönelen davanın husumet nedeniyle reddine, 2)175.073,27 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının davacı … yararına davalılar, … Sigorta Şirketi, … Sigorta Şirketi, … ve … Ticaret Anonim Şirketi’nden, davalı … Sigorta Şirketi 162.575,49 TL sinden, … Sigorta Şirketi 12.497,78 TL sinden, diğer davalılar tamamından sorumlu olmak üzere, … Sigorta Şirketi’nden 27/05/2015 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketinden 26/09/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden 21/07/2014 tarihinden itibaren davalı …’dan yasal faiziyle, diğer davalılardan ticari faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bu suretle maddi tazminat isteminin kabulüne, 3)114.067,32 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının davacı … yararına davalılar, … Sigorta Şirketi, … Sigorta Şirketi, … ve … Şirketi’nden, davalı … Sigorta Şirketi 105.924,51 TL sinden, … Sigorta Şirketi 8.142,81 TL sinden, diğer davalılar tamamından sorumlu olmak üzere, … Sigorta Şirketi’nden 27/05/2015 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketinden 26/09/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden 21/07/2014 tarihinden itibaren davalı …’dan yasal faiziyle, diğer davalılardan ticari faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bu suretle maddi tazminat isteminin kabulüne, 4)Davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacı … için 25.000 TL, davacı … için 25.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılar … ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; Diyarbakır 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.02.2018 tarih, 2016/159 E ve 2018/86 K. sayılı ilamı ile sanık …’ın dava konusu olayımızda kusurlu olması nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiğini, buna göre … hakkında husumet nedeniyle verilen ret kararı yasalara aykırı olduğu, manevi tazminatın çok düşük takdir edildiği, mahkemece redde göre aleyhlerine hesap edilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; müvekkili şirketin kazaya karışan tankerin ZMMS sigortacısı olduğu, olay yerindeki yolcu otobüsünde bulunan davacıların desteği …’ın vefatının ise trafik kazası neticesinde değil, tankerden sızan LPG gazının patlaması neticesinde meydana geldiği, 22.07.2014 tarihli olay yeri keşif tutanağında yolcu otobüsünün patlama anında hareket etmediği, hatta bir kısım yolcuların otobüsten inik durumda olduğunun dahi tespit edildiği, meydana gelen patlamada yaralanan ve vefat eden kişilerin de herhangi bir trafik kazası sonucu değil, LPG gazının patlaması sebebiyle vefat ettiği ve yaralandığı, müteveffa …’ın da bu kişilerin arasında olduğu, tutanaktan görüleceği üzere otobüsün durduğu ve yolcuların bir kısmının araçtan indiğinin açıkça belirtildiği, buna karşın mahkemece dava konusu vefatın trafik kazası sebebiyle doğmadığı ve hatta olayda herhangi bir trafik kazası dahi bulunmamasına rağmen trafik sigortacısı müvekkili aleyhine kaza sebebiyle vefat gerçekleştiği şeklinde hatalı hüküm kurulması kabul edilemez olduğu, kabul anlamına gelmemesi kaydıyla müvekkili şirket aleyhine aynı olay sebebiyle ikame edilen davalar ile kurulan hükümlerde kaza teminat limitinin dolduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf sebepleri; söz konusu kazada birden fazla kazazede olduğu, yapılan ödemeler ile 5.375.000 TL’lik kaza başına teminat limitinin tüketildiği, mahkemece bu durum kabul edilmesine karşın hatalı olarak teminat limitinin üzerinde aleyhlerine hüküm kurulduğu, kaza başına poliçe teminat limiti tükendiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, 21/04/2014 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle hayatını kaybeden …’ın annesi ve babasının açtığı destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. 21/04/2014 günü saat 23.45 sularında Bingöl-Diyarbakır karayolunda davalı …’ın sevk ve iaderesindeki … plakalı araç ve buna bağlı … plakalı LPG yüklü gaz tanker römorkunun kazaya sebebiyet verdiği, tankerden sızan LPG gazının tutuşarak patlaması sonucu iki yolcu otobüsünün ve bir aracın yanması sonucu bir kısım yolcuların yanarak öldüğü, bir kısım yolcuların yaralandığı, davacıların oğlu …’ın ağır yaralanmasını müteakip tedavi gördüğü hastanede vefat ettiği, aracın işleteninin davalı … Ticaret Anonim Şirketi olup kaza yapan aracın … Sigorta Şirketi nezdinde Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, ayrıca … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta Şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, hayatını kaybeden …’ın annesi ve babası olan davacıların destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, ölenin yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerinde olup davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf istemleri yerinde bulunmamıştır. Ayrıca davalı …’ın Karayolları Trafik Kanununun 85.maddesi kapsamında aracın işleteni ya da sürücüsü olmadığı, davalı sürücü …’ın işvereni ve işletenin … Ticaret Anonim Şirketi olduğu anlaşıldığından, davalı … hakkındaki davanın husumetten reddinde isabetsizlik bulunmadığından ve vekalet ücreti ile yargılama gideri konusunda mahkeme kararında bir hata bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta Şirketinin istinaf sebepleri yönünden; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçe limitinin aşıldığı yönündeki savunmasının, diğer mahkemeler tarafından garameten paylaştırma yapılmaması, davalı sigorta şirketinin de bu yönde işlem yapmaması nedeniyle yerinde olmamasına, kaldı ki sigorta poliçesinde kaza başına ölüm/ sakatlık limiti ile kaza başına hasar limiti ayrı belirlenmiş olmakla, dosyadaki bilgi ve belgelere göre kazada ölen/ yaralananlar için ve de kaza nedeniyle oluşan araç hasarları için ödemeler yapılmış olup, kazada ölen ve yaralananlar için ödenen toplam rakamın, kaza başına ölüm/ sakatlık teminat limiti olan 5.375.000-TL’yi aşmamış olmasına; başka bir deyişle kazada ölen ve yaralananlar ile ilgili olarak kaza başına ölüm/sakatlık teminat limitinin tüketilmemiş olmasına; ZMMS kapsamında sigortalı aracın kaza yapmaması halinde zararın meydana gelmeyecek olması ve nihayetinde sigortalı aracın kazaya karışması karşısında, davalı sigorta şirketinin zararlı sonucun sigortalı aracın yaptığı kazadan değil, gazın etrafa dağılması ve patlaması neticesinde çıkan yangından kaynaklandığı, bu nedenle sigorta şirketinin sorumlu olmayacağı savunmasının yerinde olmamasına, davalı sürücünün yaptığı kaza ile meydana gelen ölüm ve yaralanma arasında uygun illiyet bağının bulunmasına ve illiyet bağını kesecek beklenmeyen bir durumun ya da 3.kişinin kusurlu eyleminin bulunmamasına göre, davalı … Sigorta Şirketi vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih 2016/1167 E. – 2020/231 K. sayılı kararına yönelik davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-) İstinaf eden davacılardan alınması gereken 80,70’er-TL harçtan peşin alınan 54,40’ar TL’nin düşümü ile bakiye 26,30’ar TL harcın istinaf eden her bir davacıdan ayrı ayrı tahsiliyle Hazineye gelir kaydına İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 1.409,96-TL harçtan peşin yatırılan 850.00-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 559,96-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, İstinaf eden davalı … Sigorta Şirketi’nden alınması gereken 18.341,23-TL harçtan peşin yatırılan 4.585,31-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 13.755,92-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı … Sigorta Şirketi’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/02/2022