Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1864 E. 2023/1687 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1864
KARAR NO: 2023/1687
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/9 Esas – 2019/890 Karar
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigorta Sözleşmesi Kapsamında Tazminat (rücu)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/04/2017 tarihinde, müvekkiline Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı, işleteni davalı … Ltd. Şti. olan … plakalı ticari araç sürücü …’ın sevk ve yönetiminde seyir halinde iken … sevk ve yönetimindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında hasara uğradığını, ihbar üzerine yapılan ekspertiz sonucu aracın tamirinde kullanılacak 5.234,24 TL yedek parça bedelinin davalı nam ve hesabına … Otomotiv’e ödendiğini, ancak daha sonra kaza anında sürücünün monoküler ehliyet sahibi olması ve bu ehliyetin ticari araç kullanma yetkisi vermemesi nedeniyle ehliyetsiz bir kimsenin araç kullandığı bir esnada maddi hasarlı kazanın meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin, Sigorta Genel Şartları’nın rücu hakkını düzenleyen B.4-b maddesi kapsamında ödediği tazminatı davalı sigortalısından rücu hakkına sahip olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.234,24 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … plakalı araç sürücüsü …’ın ehliyetsiz olduğu yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, …’ın 22/01/2017 tarihli SRC4 ehliyeti bulunduğunu, …’ın monoküler olmadığını, monoküler olsaydı kendisine ehliyet ve SRC4 belgesi verilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacı … şirketi tarafından kasko sigorta güvencesine altına alınan ticari nitelikte bir araç olması ve bu araçta meydana gelen hasar bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmiş olması ve buna karşın bu aracı kullanma yetkisine haiz olmayan bir sürücü tarafından kullanıldığının anlaşılması nedeniyle ve kasko sigortası genel şartları’nın B.4.d maddesi ile ehliyetsiz araç kullanımından kaynaklanan zararların sigortalıya ödenmesi halinde sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu” gerekçesi ile; Davanın kabulü ile, 5.234,24 TL’nin 03/01/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Dava dışı sürücü …’ın SRC türü Mesleki Yeterlilik Belgesine (SRC4 yurtiçi eşya-kargo taşımacılığı) sahip olduğunun tespit edildiği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, mahkemece 17/10/2018 tarihli ara kararının 1. maddesinde, kazada ehliyetsiz olduğu iddia olunan aracı kullanan kişinin ehliyetsiz oluşu ile illiyet bağını kesen bir sebep olup olmadığının ve varsa kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespiti ile ilgili bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, raporda bu konuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, raporun bu nedenle yeterli olmadığı hususlarına ilişkindir.Dava, kasko sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin sürücünün yeterli ehliyetnameye sahip olmaması nedeniyle sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda davacı kasko sigorta şirketinin, kazada hasar gören araç için ödediği hasar bedelini, dava dışı araç sürücüsünün monoküler ehliyet sahibi olması ve bu ehliyetin ticari araç kullanma yetkisi vermemesi nedeniyle ehliyetsiz olduğu iddiasıyla, sigortalı araç malikinden rücuen tahsili istemiyle eldeki davayı açtığı, anlaşılmaktadır. Davalı tarafından davacıya sigorta ettirilen aracın sürücüsünün; dosyada mevcut bilgi ve belge içeriklerine göre 03/04/2017 tarihi itibariyle SRC4 türü (yurtiçi eşya – kargo taşımacılığı) mesleki yeterlilik belgesi aldığı, yani kaza tarihinde sürücünün aracı kullanabilecek yeterliliğe sahip olduğu, anlaşılmaktadır. Kaldı ki, kasko sigortası kapsamında teminat dışı bir halin varlığı (alkol vs.) iddia ve ispat edilemediği gibi somut olayda böyle bir sebebin de bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda; dava konusu olayda davacının ödediği tazminatı davalıdan rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince kaldırılması, kararın kaldırılmasına neden olan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davanın reddi yönünde yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih ve 2018/9 Esas 2019/890 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince kabulüne, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya iadesine, b/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2/İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih ve 2018/9 Esas – 2019/890 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, a/Davanın reddine, b/Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin yatırılan 89,39-TL harcın düşümü ile bakiye 180,40-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, c/Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, d/Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, e/Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi gereğince 5.234,24-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 3/Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2023