Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1842 E. 2023/2001 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1842
KARAR NO: 2023/2001
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2018/959 Esas – 2020/392 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R …’e velayeten anne ve babası tarafından verilen vekaletnameye dayanılarak Av. … tarafından açılan davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, vekil edeni küçüğün sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklete çarpması neticesinde meydana gelen 08/09/2018 günlü trafik kazasında davacı küçüğün yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde kaza tespit tutanağındaki belirlemelerden de anlaşılacağı üzere, davacı …’in herhangi bir kusuru olmadığını, tüm kusurun … plaka sayılı araç sürücüsüne ait bulunduğunu ve eldeki dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olmasına rağmen sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak (-belirsiz alacak) ve zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak kaydıyla, 200,00-TL maddi tazminatın (-iş gücü kaybı) kaza tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; müteakip sunduğu 27/06/2019 günlü dilekçe ile de maddi tazminata ilişkin istemin sürekli/kalıcı iş gücü kaybı nedeniyle uğranılan zarara ilişkin bulunduğunu beyan etmiş ve 11/03/2020 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin istek miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 7.193,02-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan …plaka sayılı aracın karıştığı 08/09/2018 günlü çift taraflı trafik kazasında elektrikli bisiklet sürücüsü olan davacı küçüğün yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davacı tarafın %85 oranında, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün ise %15 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza neticesinde %5 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına uğradığı, bu durumda yeterli ve geçerli nitelik taşıyan 17/01/2020 günlü aktüer bilirkişi raporuyla belirlenen 7.193,02-TL kalıcı iş göremezlik zararının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği, ancak kaza anında kask takmayan davacının müterafik kusurlu sayılması ve bu durumda da %20 oranında müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiği şeklindeki özet gerekçeyle; -Davanın kısmen kabulü ile (Bilirkişilerce belirlenen 7.193,02 TL tazminat miktarından adına velayeten dava açılanın sağlık raporlarında da belirlendiği üzere yaralanmalarının yüz bölgelerinde olup, trafik kaza tespit tutanağına göre kask takılı olmadığı da anlaşılmakla, %20 oranında müterafik kusur indirimi ile) 5.754,42 TL tazminatın 16/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Fazla talebin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; yargılama sırasında temin edilen 10/04/2019 günlü maluliyete ilişkin bilirkişi raporu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Hakkındaki Yönetmelik hükmlerine uygun şekilde düzenlenmediğinden, böyle bir raporun hükme esas alınarak sonuca ulaşılmasının hatalı olduğu gibi kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerde de isabet bulunmadığı halde bu hususlara ilişkin itirazları dikkate alınmadan ve gereği yerine getirilmeden karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış, maddi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle ATK Trafik İhtisas Dairesinden emekli Trafik Kazası Kusur Uzmanı olduğu anlaşılan …’ın katılımıyla düzenlendiği anlaşılan 17/01/2020 günlü rapordaki kazanın oluş şekli ile kazanın oluşumundaki taraf kusur, durum ve oranlarının ne olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu belirlemelerin kazadan sonra kolluk kuvvetlerince düzenlenen kaza tespit tutanağındaki kazanın meydana gelmesinde davacı küçüğün asli, sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu bulunduğuna ilişkin tespitlerle tam olarak örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasının doğru olmasına, ayrıca kazadan sonra yüzünden yaralandığı anlaşılan davacının, kaza neticesinde maluliyete uğrayıp uğramadığına ilişkin olarak, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından temin edilen 10/04/2019 günlü raporun, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Hakkındaki Yönetmelik hükümleri ile davacının kazadan sonra geçirmiş olduğu tedavilere ilişkin evrakların değerlendirilmesi ve davacının 03/04/2019 tarihinde aynı kurumca yapılan bizzat muayenesi neticesinde düzenlenmiş olması karşısında maluliyete ilişkin bu raporun hükme esas alınmasında da somut olayın özelliklerine göre bir yanılgı mevcut bulunmamasına ve her ne kadar gerekçeli karar başlığında adına velayeten dava açılanın gösterilmemiş olması hatalı ise de, bu noksanlığın karar yerinde her zaman ilk derece mahkemesince giderilebilecek nitelik taşıdığı anlaşıldığına göre; davalı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1- Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 393,08-TL harçtan peşin yatırılan 98,27-TL harcın düşümü ile bakiye 294,81-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.08/12/2023