Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1840 E. 2022/406 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1840
KARAR NO: 2022/406
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2014/1546 Esas 2019/707 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; 02/07/2014 kaza tarihinde … plaka sayılı araç ile davacı müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası meydana geldiğini, davacı müvekkilinin bu kaza neticesinde yaralandığını, … plaka sayılı meydana gelen kazada kusurlu aracın davalı … nezdinde sigortalı olduğunu, uğranılan zarardan bu sebeple davalının sorumlu olacağını, müvekkilinin kaza tarihinde yoğun bakım bölümünde hemşire olarak çalıştığını, kaza nedeniyle kendisinin ve ailesinin mağdur olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, müteakip davacı vekili 07/05/2019 tarihli dilekçesi ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat talebini 173.583,06-TL’ye yükselterek bu miktarına davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu aracın müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminat sınırları içerisinde sigortalısının kusuru oranında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “İddia, itiraz, celp edilen kayıt ve belgeler, temin edilen ve hükme esas alınan raporlar incelenip değerlendirilmiş olup; kazanın 02/07/2014 tarihinde saat 16:15 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile devlet yolunu takiben Batman istikametinden Diyarbakır istikametinde seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde idaresindeki aracın sağ ön ve yan kısımlarıyla; seyir istikametine göre sağında kalan Yuvacık köyü istikametinden gelip kavşağa giren ve istikametini kapatan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun sol yan kısımlarına çarpışması sonucu meydana geldiği, sürücü …’in idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, hızından kaynaklı olay mahalli kavşakta istikametini kapatacak şekilde önüne manevra yapan araca etkin tedbir almadan çarpması ile karıştığı kazada %10 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ün ise idaresindeki kamyon ile tali yolu takiben gelip karşı istikamete geçmek üzere kavşağa girmeden önce gelen trafiği kontrol edip, düz devam eden araca ilk geçiş hakkını vermesi, uygun zamanda geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara özen göstermediği, gelen aracın varlığına rağmen ve bu aracın istikamet şeridini kapatacak şekilde kontrolsüzce sola manevra yapması ile sebebiyet verdiği kazada asli %90 oranında kusurlu olduğu, olay nedeniyle … plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacının maluliyet oranının %13,1 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği, dava tarihi itibariyle aracın davalı şirket tarafından düzenlenen ZMMS olması sebebiyle davacıda meydana gelen yaralanma nedeniyle davalı şirketin sorumlu olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde … plakalı aracın kusuru nedeniyle davayı açtığı, bu nedenle davalı şirketin sorumluğunun da, sigortalısının kusuru nispetinde olduğu, dava dışı sürücü …’ün %90 kusur oranına göre, davacının maddi zararının 156.224,75 TL olduğu anlaşılmakla, bu bedel yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile 156.224,75 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Müvekkilinin yaralanması nedeniyle uğradığı cismani zararların karşılanması amacıyla davalı şirket aleyhine zarara sebebiyet verenler yönünden müşterek ve müteselsil sorumlulukla tazminat davası ikame edildiği, yargılama sırasında alınan ATK kusur raporunda … plakalı araç sürücüsü …’in % 10 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, sonrasında tazminat hesabı için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunda müvekkili için belirlenen tazminatın tamamı için değer arttırım dilekçesi sunulduğu ve müşterek ve müteselsil sorumluluk esaslarına dayanılması nedeniyle tazminatın tamamına hükmedilmesinin talep edilmesine rağmen mahkemenin 11.07.2019 tarihli kararında kısmen ret kararı verildiği, yasal gerekçesi olmayan bu ret kararının hukuki dayanağı olmadığından kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, hususlarına ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.02/07/2014 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun sol yan kısımlarına çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacının ATK3.İhtisas Kurulunun raporunda tespit edildiği üzere “13,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının kazaya bağlı maddi zararlarının tamamını … plakalı aracın ZMM sigortacısından teselsül hükümlerine göre tahsili istemiyle bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Teselsül hükümlerine dayanılarak açıldığı anlaşılan eldeki davada kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığı anlaşılan davacıya karşı, 2918 sayılı KTK’nın 88 ve TBK’nın 61 ve devamı madde hükümlerine göre (benzer düzenleme TBK’nın 162 ve devamı madde hükümlerinde de bulunmaktadır) haksız eyleme karışan zarar sorumlularından her biri tam tazminatla yükümlü olup, kusursuz olan davacı taraf, yasanın müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, zarar sorumlularından tamamına veya bir kaçına ya da sadece birine dava açarak zararın tamamının giderilmesini talep edebileceği konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Davacı taraf dışında kalan diğer kişi veya kişilere ait kusur oranları, zarar sorumlularının kendi iç ilişkilerini ilgilendiren bir husus olup, rücuda dikkate alınabilecek bir durumdur. Somut olayda davacı taraf; davacının yolcu olarak bulunduğu araçla çarpışan … plakalı kamyonun ZMM sigortasını yapan sigorta şirketine davasını yöneltmiştir. Davacı, davasını teselsül hükümlerine göre açmış olup, zararın tamamından davalının müteselsil sorumluk hükümlerine göre sorumlu tutulmasını istemiştir. Davacının yolcu olduğu ve kazanın meydana gelmesinde de kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda yazılı yasal hükümler uyarınca ve müteselsil sorumluluk hükümlerine göre, üçüncü kişilere karşı verilen zararlarda, sorumluların dış ilişkide tam kusura göre sorumlu tutulması gerekmektedir. O halde yerel mahkemece, davacının 173.583,06-TL olan tüm zararından davalının sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M/Gerekçe uyarınca, 1)İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2019 tarih ve 2014/1546 Esas 2019/707 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KABULÜNE, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine, b/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2)İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2019 tarih ve 2014/1546 Esas 2019/707 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a/Davanın KABULÜ ile 173.583,06-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, b/Alınması gerekli 11.857,46-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 598,54-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 11.258,92-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, c/Davacı tarafça başlangıçta yapılan 30,24-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 2.830,00-TL olmak üzere toplam 2.860,24-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 598,54-TL’nin toplamı olan 3.458,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, d/Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 20.440,39 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK’nın 361/1. madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/03/2022