Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1830 E. 2023/1568 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1830
KARAR NO: 2023/1568
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2019/855 Esas – 2019/934 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminatın Rücuen Tahsili-itirazın iptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait … plaka sayılı ticari aracın (Kamyon) müvekkili sigorta şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın 12/12/2017 tarihinde park halinde bulunan …, … ve … plakalı araçlara çarparak hasarlarına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket tarafından … plakalı araç hasarı için 11.100,00 TL, … plakalı araç için 10.448,00 TL tazminat ödendiğini, araç sürücüsünün kaza sonrası kaza yerini terk etmesi sebebiyle rücu şartlarının gerçekleştiğini, ödemenin davalıdan tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamını, davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; üzerine kayıtlı olan aracın sürücüsünün karışmış olduğu olayda masrafın şoförden rücu edilmesi gerektiğini, maddi imkanının olmadığını belirterek, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davacı yararına rücu koşullarının gerçekleşmediği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Meydana gelen kazada bedeni bir hasar meydana gelmediği, davalı sigortalı tarafından tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna yapılan bir başvuru bulunmadığı, poliçe genel şartları gereğince sigortalıya rücu etme hakları doğmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, yeni dönem sigorta poliçe şartları gereğince, olay yeri terk dışında sürücünün ehliyetsiz olduğu veya alkollü olduğuna ilişkin ispat yükümlülüklerinin bulunmadığının mahkemece gözardı edildiği, aksine olay yerinin terkine ilişkin haklı sebep gösterme ve bunu ispat yükünün davalı sigortalıya ait olduğu, olay yerini haklı bir sebep olmaksızın terk etmiş olan sürücünün bu eyleminin açıkça ehliyetsizliği veya alkollü bulunma gibi tespitleri imkansızlaştırma çabası olduğu halde ispat yükünün sigorta şirketine yükletilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Dava, dava dışı üçüncü kişilere ödeme yapan davacı ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi tarafından, ödediği tazminatın rücuen tahsili için sigortalısı davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Öncelikle belirtilmelidir ki, görülmekte olan davada taraflar arasındaki uyuşmazlık, ZMM sigortalı araç sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kazada oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere sigortacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2.maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B-4.maddesi uyarınca; tazminat yükümlüğünün azaltılmasına ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu rücu hakkı, kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacı, bu hakka dayanarak kendi sigortasına dönebilmesi kuralından kaynaklanmaktadır.6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın rücuya ilişkin B-4. maddesinin (f) bendinde “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması” hali rücu sebebi olarak düzenlenmiştir.Açıklanan bu tespitler ve yasal hükümler gereğince sonuç olarak; toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, her ne kadar sigortalı araç sürücüsü (…) kazanın oluşumunda tam kusurlu ise de, sürücünün geçerli bir ehliyetname olmaksızın araç sevk ettiği veya kaza anında alkollü olduğu ve araç sürücüsünün olay yerini bu nedenlerle terk ettiği hususunun davacı sigortacı tarafından somut olarak kanıtlanamamasına, araç sürücüsünün olay yerinden kamyondaki yükü boşaltmak için kısa bir süre ayrılmış sonra dönmüş olduğunun tespit edilmiş olmasına, ZMM Sigorta Genel Şartlarının 4 f maddesinin koşullarının somut olayda gerçekleşmemesine, park halindeki araçlara çarpma şeklinde gerçekleşen somut olaya konu maddi hasarlı trafik kazasında zararın, sürücünün olay yerini terk etmesi nedeniyle arttığının ya da ağırlaştığının davacı tarafça ispat edilmemiş olmasına göre, davacı vekilinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına yönelik olarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile bakiye 215,45-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023