Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1762 E. 2023/1972 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL BAM
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1762
KARAR NO: 2023/1972
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2020
NUMARASI: 2018/1096 Esas – 2020/419 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Müteselsil Sorumluluğa Dayalı Rücuan Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerinin miras bırakanı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği, 08/10/2001 günlü trafik kazasında … isimli şahsın hayatını kaybetmesi nedeniyle, vefat eden … mirasçılarına SGK tarafından rücua tabi gelir bağlanarak, vekil edenleri ve … (-aracın ZMM sigortacısının iflas etmiş olması nedeniyle) aleyhine rücuan tazminat davası açıldığını, bu davanın yargılaması sonucunda Refahiye Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nce verilen 2011/39 Esas-2012/208 Karar sayılı ilamın Yargıtay denetiminde de geçerek kesinleştiğini, bu karar gereği olan SGK alacağının vekil edenleri tarafından ödendiğini, bir diğer zarar sorumlusu olan … tarafından ise herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkilleri tarafından … aleyhine Tokat … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takibin davalının yapmış olduğu itiraz üzerine durdurulduğunu ileri sürerek, davalı … tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, talep ve dava etmiş dava dilekçesinde ayrıca davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; talep konusu kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı olan müflis … A.Ş ‘nin vekil edeni kurumla bir ilgisi olmadığını, söz konusu şirketin tasfiye işlemlerinin halen devam ettiğini, dolayısıyla …’nın sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, kaldı ki eldeki dava açılmadan önce müvekkili şirkete yapılmış bir başvuru olmadığından, görülmekte olan davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, keza 2918 sayılı KTK’nun 109/2 maddesinde belirlenen zaman aşımı sürelerinin geçirilmesinden sonra açılan böyle bir davanın dinlenemeyeceğini, davacıların kazaya sebebiyet verdiği anlaşılan … mirasçıları olmaları nedeniyle, SGK’nun uğradığı zararı gidermekle yükümlü bulunduklarını ve esasen kazada hayatını kaybeden … mirasçılarının müvekkili kuruma yaptıkları başvuru neticesinde 07/05/2004 tarihinde 4.721,41-TL ödeme yapılarak, …nın tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, başkaca bir sorumluluğu kalmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; “… davacıların murisi … 08/10/2001 tarihinde kullandığı … plakalı araç ile yaptığı kaza sonucu …’ın vefat ettiği, vefat eden … hak sahiplerine SGK tarafından bağlanan 39.580,18 TL peşin değerli gelirin tahsili için Refahiye AHM’nin 2011/39 esas, 2012/208 karar sayılı ilamı ile … mirasçıları davacılar ve kaza tarihinde aracın ZMMS olan sigorta şirketin iflas etmesi nedeniyle davalı … aleyhine dava açıldığı, anılan mahkemece davanın kabulüne ilişkin kararın Yargıtay onaması sonrası 10/12/2013 tarihinde kesinleştiği, Erzincan SGK Müdürlüğünün cevabi yazısı ile davacılar tarafından kurum hesaplarına toplamda 72.094,92 TL ödeme yapıldığının sabit olduğu, bilirkişiler tarafından sunulan, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacılar tarafından ilk peşin sermaye değerinin tamamının dava dışı SGK’ya ödendiği, davalı …nın kurum zararından olay tarihi olan 2001 yılı için Hazine Müsteşarlığının belirlediği poliçe limiti 11.000 TL ile sınırlı olmak üzere davacılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, buna göre davacıların ilk peşin sermaye değeri kalemi yönünden rücu talebinin yerinde olduğu, Refahiye AHM kararına göre bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir yönünden davalının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olduğuna karar verilmekle davacı tarafından icra takibinde talep edilen 7.146,99 TL işlemiş faiz kaleminin 7.141,75 TL’sinden davalının sorumlu olduğu, davacılar tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti kalemleri yönünden SGK’ya yapılan ödeme davalı …nın sorumluluğunda kalan yargılama gideri ile vekalet ücretini kapsamadığından davacıların işbu kalemler yönünden rücu talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, alacak miktarı likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle; -Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİ ile, takibin ilk peşin sermaye değerine ilişkin 11.000,00-TL asıl alacak, 7.141,75-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 18.146,99-TL üzerinden DEVAMINA, anapara tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB tarafından belirlenen % 9, ve değişen oranlarda yasal faizii uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,-İİK.67/2 maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.si oranında hesaplanan 3.629,39-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davaya karşı koyma nedenlerine paralel olup, ayrıca kurum tarafından hak sahiplerine yapılan 4.721,41-TL’lik ödemenin poliçe limitinin belirlenmesinde gözetilmemiş olmasının hatalı olduğu ve faiz miktarına ilişkin belirlemede de isabet bulunmadığına yöneliktir.Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm nedeniyle ilama dayalı olarak yapılan ödemenin diğer müteselsil zarar sorumlusundan (-içe rücu) rücuan tahsili amacıyla başlatılan, icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. md. hükümleri ve aynı yasanın 88/1. Maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun “iç ilişki” başlıklı 62. Maddesinde (818 sayılı kanun 50,51) ise “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.”, yine aynı kanunun 167. Maddesinin 2. fıkrasında (818 sayılı kanun 146) “Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.Açıklanan bu yasal düzenlemeden sonra somut olaya dönüldüğünde, eldeki dava taraflarının Refahiye Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nce verilen 18/12/2012 gün ve 2011/39 Esas-2012/208 Karar sayılı ilamı gereğince SGK’nun alacağından müteselsilen sorumlu oldukları, söz konusu bu ilamda belirlenen tazminatın davacı tarafça 28/08/2017 tarihinden başlamak üzere peyderpey ödendiği bu şekilde hak sahibi SGK’na 26/07/2018 tarihine kadar toplam 72.094,92-TL ödeme yapıldığı ve bu ödemeden sonra davacılar tarafından poliçe limitiyle sorumlu davalı … aleyhine 26/07/2018 tarihinde yani 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde Tokat … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yetkiye ve borca yönelik olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu ve müteakip verilen yetkisizlik kararı ile de takip dosyasının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kayıtlandığı ve … tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esası üzerinde devam eden takibe yeniden itiraz edildiği ve bunun sonucunda da eldeki itirazın iptali davası açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Her ne kadar 6704 sayılı kanunun 5.maddesiyle değişik 2918 sayılı KTK’nun 97.maddesi gereğince sigorta şirketlerine yönelik tazminat davaları açılmadan önce, ZMM sigortacısına başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiş ise de, bu düzenlemenin iş bu davaya özgü koşullara ve tarafların sıfatlarına göre eldeki dava açısından uygulanmasının gerekmemesine (Eldeki dava müteselsil sorumlular arasında görülen bir dava olup, davalı üçüncü kişi hak sahibine ait alacaktan poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, davacılarla birlikte sorumlu olduğunu, taraf sıfatını aldığı dava neticesinde verilen dolayısı ile de kendisini bağlar nitelik taşıyan ilam gereğince bilmektedir.) göre davalı … vekilinin açıklanan hususa ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle, çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde, usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamasına ve özellikle davalı …nın taraf sıfatını aldığı kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla üçüncü kişinin (-somut olayda SGK’nun) uğradığı zararın giderilmesinden davacılarla birlikte sorumlu olduğunun belirlenmesi ve davalı …nın bu zarara ilişkin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçe limitinin 2004 yılında yapılan ödeme nedeniyle kısmen veya tamamen tüketildiği konusundaki iddiasının önceki yargılamada ileri sürmediği ve davacılar tarafından hakkında başlatılan icra takibinin (-Poliçe limiti olan 11.000,00-TL asıl alacak üzerinden başlatılmıştır.) dayanağını oluşturan ilam içeriğinden de anlaşılacağı üzere davalının sorumlu olduğu poliçe teminat miktarının 11.000,00-TL bulunduğunun kabul edilmiş olduğu hususu birlikte gözetildiğinde, bu belirlemenin, davalıyı bağlayacağı yani davacı taraf açısından usulü kazanılmış hak oluşturacağı konusunda duraksamamak gerektiğinden, ilk derece mahkemesince dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren 04/04/2020 günlü bilirkişi raporundaki belirleme, değerlendirme ve hesap şekli doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre herhangi bir yanılgı tespit edilememesi karşısında, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.239,62-TL harçtan peşin yatırılan 309,91-TL harcın düşümü ile bakiye 929,71‬-TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …ndan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.30/11/2023