Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1710 E. 2020/3486 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1710
KARAR NO: 2020/3486
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2020 Günlü Ara Karar
NUMARASI: 2019/205 Esas
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak, kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortacısı, sürücüsü ve maliki olduğu ileri sürülen davalılara yönelik olarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, fazlaya ilişen haklar saklı tutulmak kaydıyla, her bir davacı için ayrı ayrı 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan; her bir davacı için ayrı ayrı 250.000,00-TL manevi tazminatın da davalı … dışında kalan diğer davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş; dava dilekçesinde ayrıca, davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde de bulunulmuştur. Mahkemece, 30/04/2019 günlü tensip ara kararı uyarınca, “ihtiyati haciz talebi,yargılamayı gerektirdiğinden, bu aşamada talebin reddine” denilmek suretiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından 30/04/2019 günlü ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 20/06/2019 tarih ve 2019/1921 Esas, 2019/1272 Karar sayılı kararı ile; “İİK.257.maddesinde ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. “denmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere ve özellikle, kaza tespit tutanağı ile İstanbul 31.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2018/527 esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamından alınan bilirkişi raporuna göre; davalıların, davacıların oğlu olan …’nın ölümüyle sonuçlanan, 14/01/2018 günlü çift taraflı trafik kazasına karışan … plaka sayılı kusurlu aracın trafik sigortacısı, sürücüsü ve maliki olduğu aracın sürücüsü oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, trafik kazası nedeniyle meydana gelen zarar alacağı, kazanın olduğu tarihte muaccel hale geldiğinden ve İİK’nın 257.maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanması ve yargılamanın sonuçlanması gerekmediğinden, dosyada bir kısım delillerin olması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Ne var ki, davacılar vekili dava dilekçesinde hangi davalı hakkında ve hangi davalının hangi mal varlığı üzerine, ihtiyati haciz konulmasını istediklerini açıklamamıştır. Mahkemece, öncelikle bu hususun açıklanması için davacı tarafa mehil verilmesi ve ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada mevcut deliller de gözetilerek, az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler doğrultusunda davacıların ihtiyati hacizle ilgili talepleri konusunda olumlu veya olumsuz ve ancak gerekçeli bir biçimde hüküm tesis edilmesi gerekirken, “ihtiyati haciz talebi,yargılamayı gerektirdiğinden, bu aşamada talebin reddine” şeklindeki açaklamayla talebin reddine karar verilmesi, HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca “gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olması” kapsamında görüldüğünden; davacıların istinaf itirazlarının kabulü ile yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği…” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin KABÛLÜ ile, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 gün 2019/205 E. sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına, dosyanın gereği için mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizce verilen kaldırma gönderme kararından sonra; mahkemece davacılar vekiline dairemiz kararı ekli ihtaratlı davetiye gönderilmiş ve 11/04/2019 tarihli ara kararı ile; davacı vekiline “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2019 tarihli kararı ekte gönderilmiş olmakla; hangi davalı hakkında ve hangi davalının hangi mal varlığı üzerinde ihtiyati haciz konulmasının istendiğinin 1 haftalık kesin süre içerisinde açıklanması aksi taktirde mevcut deliller gözetilerek karar verileceği hususu ihtaren tebliğ olunur” şerhli elektronik tebligat gönderildiği, tebligatın 09/04/2019 tarihinde davacı vekiline tebliğ olunduğu, davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle; “Verilen kesin süre içerisinde davacı vekilince herhangi bir beyanda bulunulmadığı, bu aşamada İİK’nın 257/1 ve 258.maddeleri uyarınca ihtiyati haciz şartları ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan 2. İstinaf incelemesi sonucunda, “… mahkemece herhangi bir ara kararı oluşturulmadan davacılar vekiline dairemiz kararı ekli elektronik tebligat gönderildiği, tebligat üzerine “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2019 tarihli kararı ekte gönderilmiş olmakla; hangi davalı hakkında ve hangi davalının hangi mal varlığı üzerinde ihtiyati haciz konulmasının istendiğinin 1 haftalık kesin süre içerisinde açıklanması aksi taktirde mevcut deliller gözetilerek karar verileceği hususu ihtaren tebliğ olunur” şerhinin yazıldığı, sonrasında da 22/10/2019 tarihli ara kararı ile davacı tarafın şerhli davetiyeye rağmen kendilerine verilen kesin süre içerisinde ara karar gereğini yerine getirmedikleri gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dairemiz kaldırma kararına uygun şekilde işlem yapılmadan, usûlüne uygun herhangi bir ara karar oluşturulmadan davacılar vekiline gönderilen davetiye üzerine şerh yazılmak suretiyle kesin süre verildiğinin belirtilmesi ve kesin süre verilmesine rağmen davacılar vekiline kesin sürede beyanda bulunulmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi hatalı bulunmaktadır.” görüşünden hareketle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dairemizin önceki kaldırma kararı doğrultusunda Mahkemece, öncelikle hangi davalı hakkında ve hangi davalının hangi mal varlığı üzerine, ihtiyati haciz konulmasının talep edildiği hususun açıklanması için davacı tarafa mehil verilmesi için ara kararı oluşturulması, ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada mevcut deliller de gözetilerek, yasal düzenlemeler doğrultusunda davacıların ihtiyati hacizle ilgili talepleri konusunda olumlu veya olumsuz ve gerekçeli bir biçimde hüküm tesis edilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir. 2. İstinaf incelemesi sonucunda verilen karardan sonra mahkemece, 23/06/2020 günlü ara kararı davacılar vekiline kesin süre verildiği, bu ara kararın 30/06/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmesi üzerine, davacılar vekilince verilen 06/07/2020 günlü dilekçe ile davalılar … ve …’ün taşınır, taşınmazları malları, banka hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını bildirdikleri, ihtiyati haciz kararının dayanağı olan alacağın trafik kazasından ve niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklandığı, kusur oranının ve zararın tespitinin yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından, İİK’nun 257 ve devamı maddelerindeki şartların gerçekleşmediği görüşünden hareketle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. 13/07/2020 günlü bu ara kararına karşı davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; görülmekte olan davada yaklaşık ispat şartı oluştuğu halde, HMK’nun 257.maddesine yanlış anlam verilmesine sonucunda ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususuna yöneliktir. Dairemizin 20/06/2019 tarih ve 2019/1921 E., 2019/1272 sayılı kararından da anlaşılacağı üzere, görülmekte olan dava bakımından yaklaşık ispat şartı gerçekleşmiş olup, İİK’nun 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, yazılı biçim ve şekilde ihtiyat haciz şartlarının gerçekleşmediği görüşünden hareketle talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacılar vekilinin istinaf isteğinin kabulü ile HMK’nun 353/1-b/2 maddesi gereğince mahkemece verilen 13/07/2020 günlü ara kararının kaldırılmasına, dosyanın bulunduğu aşamada dikkate alınarak dava konusu alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla %15 teminat karşılığında davalıların taşınır ve taşınmaz mal varlıkları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekilinin İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2020 tarih ve 2019/205 Esas sayılı ihtiyati haczin reddine yönelik ara kararına karşı yapmış olduğu istinaf talebinin KABULÜ ile istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi ara kararının KALDIRILMASINA, 2- Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının harcının istek halinde davacılara İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf başvuru harcının ve davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 5-Davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile, dava konusu 510.000,00-TL’nin takdiren %15′ i oranında (76.500,00-TL) nakdi veya süresiz ve kesin banka teminat mektubu teminat olarak yatırıldığında davalı … ve davalı … adına kayıtlı mekul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklar üzerine 510.000,00-TL ile sınırlı olmak ve mükerrerlik oluşmayacak bir biçimde İİK’nun 257. madde hükmü uyarınca İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 5/1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca belirlenen 89,60-TL maktu karar ve ilam harcının davalı … ve davalı … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/2- Kararın tebliğ ve infazı işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. 362/1-f gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2020