Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1683 E. 2023/1547 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1683
KARAR NO: 2023/1547
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2020
NUMARASI: 2016/123 Esas – 2020/163 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/12/2015 tarihinde sürücü …’in sevk ve yönetimindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olmayan … plakalı otomobille seyir halinde iken müvekkili …ın sevk ve yönetimindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin sürekli sakat kalmasına sebep olan kazada … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde geçimini motorlu kurye olarak çalışarak sağladığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 2.000,00-TL sürekli sakatlık tazminatının (sigorta şirketi azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 02/05/2019 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile; dava dilekçesi ile talep edilen 2.000,00-TL maddi tazminatı 85.760,50-TL arttırdıklarını belirterek, toplamda 85.760,50-TL sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nın sorumluluğunun, kaza tarihinde poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davaya konu olayda herhangi bir ticari unsur bulunmadığını, müvekkili kurum aleyhine karar verilmesi halinde, ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “06/12/2015 tarihinde meydana gelen kazada zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu, davacının %40 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle meydana gelen gerçek zararının tespiti için yapılan emsal ücret araştırmasında … Derneği’ nin emsal ücret yazı cevabı doğrultusunda yapılan hesaplamaya göre davacının maluliyet tazminatının 67.514,98 olduğunun tespit edildiği, davacının kask takmamış olması nedeniyle hesaplanan tazminattan müterafık kusur indirimi yapılması talep edilmiş ise de İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/228 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının, olay sırasında kask taktığını beyan ettiği, sanık … müdafiinin kaskın kazadan sonra da sağlam olması nedeniyle kaza sırasında kaskın takılmamış olduğunu ileri sürdüğü, kaza tutanağı ve dosya kapsamından, kaza mahalinde bulunan kaskın kaza sırasında takılı olmadığına ilişkin bir veri bulunmadığından; müterafık kusur indirimi yapılmadığı, davacının toplam 67.514,98-TL maddi tazminat talep etme hakkı bulunduğu, davalı …nın, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi uyarınca oluşan zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davadan önce davalıya başvuruda bulunularak davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge sunulmadığından, faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile; Davanın kısmen kabulü ile, 67.514,98-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili ile dava ihbar olunan vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; Kaza tarihi 06.12.2015 olup, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartları gereğince, dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuru yapılması gerekirken başvuru yapılmadan açılan davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına ATK 3. İhtisas Dairesi’nden Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporu alınması gerekirken ilgili kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olmayan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğu, geçici iş göremezlik zararından müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığı, geçici iş göremezlik tazminatı ile ilgili müvekkili kuruma tazminat yüklenmesinin hukuka aykırı olduğu, hesap bilirkişi raporunda TRH 2010 ve %1.8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerekirken PMF 1931 formülüne göre hesap yapılmasının hatalı olduğu, kusur raporları arasında çelişki olup çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, müterafik kusur nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerekirken tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının da hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava ihbar olunan … vekilinin istinaf sebepleri; Müvekkili kusursuz olmasına ve bu husus ceza mahkemesince alınan raporla sabit olmasına rağmen aleyhe hüküm kurulmasının hatalı olduğuna ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli sakatlık tazminatı istemine ilişkindir. (1)Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybedildiği, bedensel bütünlüğün bozulduğu ve maluliyet oluştuğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat talep edilmesi durumunda; zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranı ile davacının iyileşme süresinin ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsur olup, bu yöndeki belirlemelerin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arasında ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arasında ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra ise de Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Bkn: Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 11/01/2022 gün ve 2021/7309 E.-2022/122 K. sayılı içtihadı).Eldeki davada, kaza tarihi 06.02.2015 olup, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmeliği” hükümleri esas alınması gerekirken, davacının maluliyet oranı ve iyileşme süresinin “Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri yönetmeliği” hükümlerine göre belirlendiği raporun karara dayanak yapılması doğru olmamıştır. O halde, yerel mahkemece yapılacak iş, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmeliği” hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacı …ın maluliyet derecesi ve oranı ile iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. (2)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlık aşamasında alınan kusurla ilgili 15/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; …ın 2.derecede kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’in asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 20/03/2017 tarihli raporda ise; davacı …ın tam kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise; sürücü …’in %60 oranında kusurlu olduğu, davacının %40 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın bu rapor esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmış olup kusura ilişkin raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve taraflar ile yargı yolu incelemesi bakımından gerekçesi açıklanmadan mahkemece alınan ve ATK raporu ile çelişkili rapora dayanılarak istinaf incelemesine konu kararın verilmesi hatalı olmuştur. O halde mahkemece; kusurla ilgili raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için; İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden oluşturulacak 3 kişilik uzman bilirkişi kurulundan, dosya kapsamında mevcut olan raporlar karşılaştırılarak çelişkileri giderecek mahiyette, uzlaştırıcı, denetime açık, ayrıntılı kusur durum ve oranlarının belirlendiği rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması isabetli değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf itirazının kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için ilgili mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazları ile dava ihbar olunan vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2020 tarih ve 2016/123 Esas 2020/163 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,4/İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2023