Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1677 E. 2023/1854 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1677
KARAR NO: 2023/1854
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2020
NUMARASI: 2017/880 Esas – 2020/399 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin oğlu ve desteği …’ın 22.06.2015 tarihinde sürücü …’n sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde bariyerlere çarparak durduğunu, kazayı gören dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın yardım etmek amacıyla yavaşladığını, akabinde aynı istikamette plakası ve markası tespit edilemeyen çekicinin önce müvekkillerinin desteğinin bulunduğu araca sonra …’nın sevk ve idaresindeki araca çarparak olay yerinden kaçtığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkillerinin desteği ile dava dışı …’ın vefat ettiğini, kazaya karışan çekicinin plakası tespit edilemediğinden davalının davacıların zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında sunduğu tarihli dilekçesi ile; destekten yoksun kalma tazminat taleplerini davacı anne için 84.876,00-TL’ye davacı baba için 70.447,00-TL artırdıklarını beyan ederek tazminat miktarına en yüksek mevduat faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava tarihinden evvel müvekkili kuruma başvuru yapılmadığı için davanın usulden reddi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz istenebileceğini, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurunun ispatı gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; 01.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre plakası tespit edilemeyen çekici sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, kazanın yeni genel şartlar yürürlüğe girdikten sonra meydana gelmesi nedeni ile TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak ve 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği, aktüer bilirkişi ek raporuna göre davacı babanın destek zararının 65.825,00-TL, davacı annenin destek zararının 81.728,00-TL olduğu gerekçesi ile; “1-Davacı …’ın davasının kısmen kabulü ile ; 81.728,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacı …’ın davasının kısmen kabulü ile; 65.825,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; davacı tarafça dava açılmadan evvel müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığı, başvuru yapılmamış olması nedeni ile müvekkili kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediği ve yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu araçta istiap haddinin aşılması nedeniyle tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davacılar lehine takdir edilen tazminat miktarından yetiştirme giderinin tenzil edilmediği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. 26/04/2016 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Somut olayda; dava tarihi olan 12.10.2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı …’na başvurulmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. O halde; mahkemece, davacılar vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmesi, kesin süre içerisinde davalıya başvurulması halinde taraf delilleri değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken dava şartına ilişkin eksiklik tamamlattırılmadan yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi usule aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin yerinde görülen istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/4 gereğince kaldırılmasına, Dairece verilen kaldırma kararının gerekçesi ve şekline göre davalı vekilinin işin esasına yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2020 tarih ve 2017/880 Esas 2020/399 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/4 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Dairece verilen kaldırma kararının gerekçesi ve şekline göre davalı vekilinin işin esasına yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,5-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/2023