Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1671 E. 2022/78 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1671
KARAR NO: 2022/78
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2014/79 E. – 2020/155 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü, davalı … Ltd. Şti’nin işleteni ve davalı … Sigorta A.Ş’nin de ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı kamyon ile davalı … Ltd. Şti’nin işleteni, diğer davalı … Sigorta A.Ş’nin de ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı otomobilin karıştığı 04/05/2013 günlü trafik kazasında, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan vekil edenlerini desteği … dahil 3 kişinin hayatını kaybettiğini, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sırasında temin edilen bilirkişi raporuna göre; kazanın oluşumunda otomobil sürücüsü dava dışı …’nin 7/8 (asli) kusurlu, kamyon sürücüsü …’ın da 1/8 (tali) kusurlu olduğunun belirlendiğini ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, müteveffa …’ın annesi olan davacı … ve babası … için ayrı ayrı 500,00-TL’si cenaze ve defin gideri, 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 1.500,00’er-TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte, ayrıca davacı anne ve babanın her biri için 100.000,00-‘er -TL ve davacı kardeşler için de ayrı ayrı 50.000,00-TLolmak üzere 300.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışında kalan diğer davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 10/11/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı anne … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 128.685,08-TL’ye, davacı baba … için olan destek tazminatını da 119.082,02-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevabında özetle; … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğundan, kusur durumunun tespitini istediklerini, ayrıca kazanın … plaka sayılı araç sürücüsünün …’nin alkollü sevki sırasında meydana geldiğini, müteveffa …’nin bu durumu bilmesi nedeniyle araca binmesinin müterafik kusurlu sayılması gerektiğini ve hatır için taşındığı gözetilerek, hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini belirterek davaya karşı koymuştur. Davalı … vekili ve davalı … Ltd. Şti vekilleri tarafından ayrı ayrı verilen cevap dilekçelerinde özetle; … plaka sayılı kamyon sürücüsü …’a yükletilebilecek bir kusur bulunmadığını, tüm kusurun alkollü karşı araç sürücüsü …’ey ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevabında özetle; kazanın oluşumunda, karşı araç sürücüsü …’nin kusurlu olduğunu, …’nin alkollü olduğunu bilerek sevk ettiği araca binen müteveffanın da kusurlu bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti cevabında özetle; trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı araç, vekil edenine ait ise de, aracın 29/04*/2013 tarihinde 1 yıllığına … isimli şahsa kiralandığını, kazanın kiralama süresi içerisinde meydana geldiğini, uzun süreli kiralama sözleşmesi nedeniyle müvekkili araç malikinin işleten sıfatı kalmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini belirterek aleyhe açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak Hatay 1. Ağır Ceza MAhkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/78 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası, aynı kazada ölen başka bir kişinin mirasçıları tarafından açılan ve Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/205 Esasına kaydedilen dava dosyası ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacıların kızı ve kardeşi bulunan … ve başka kişilerin ölümü ile sonuçlanan 04/05/2013 günlü trafik kazasının oluşumunda; müteveffanın içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı alkollü araç sürücüsü …’nin tam kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücüsü davalı …’ın herhangi bir kusuru bulunmadığı, bu durumda davalı … ve … plaka sayılı aracın, işleteni ile ZMM sigortacısı olan davalıların sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, her ne kadar … plaka sayılı araç maliki davalı … Ltd. Şti, aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile bir başka kişiye devredildiğini ileri sürerek işleten sıfatı bulunmadığını bildirmiş ise de, ibraz edilen sözleşmenin kazadan bir kaç gün önce düzenlenmiş olması, aracın kiralayana ne şekilde intikal ettiğini ve aralarında hukuki ilişkinin açıklanmadığı, kaldı ki kiralama ücretinin de alınmadığı gözetildiğininde, adı geçen bu davalının işleten sıfatının devam ettiğinin kabul gerektiği, müteveffının kazaya neden olan araca sürücünün alkollü olduğunu bilerek binmesi ve hatır için taşınması nedeniyle yargılama sonucunda davacı anne için belirlenen 128.685,06-TL destek tazminatından ve davacı baba için belirlenen 119.062,02-TL destek tazminatından ayrı ayrı müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması ve davacıların manevi tazminat taleplerinin de kısmen kabul edilmesi gerektiği benimsenmek suretiyle; “1- Davacılar … ve …’ün, davalılar …, … Ltd. Şti. ile … Sigorta AŞ aleyhlerine açılan maddi tazminat davasının reddine, 2- Tüm davacıların, davalılar … ve … San. Ltd. Şti hakkındaki manevi tazminat davasının reddine, 3- Davacılar … ve …’ün davalılar … Ltd. Şti ile … Sigorta AŞ. aleyhlerine açılan maddi tazminat davasının, bilirkişiler tarafından hesaplanan tazminat hesabı üzerinden %20’şer oranında ayrı ayrı müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmak sureti ile tespit edilen tutar üzerinden kısmen kabulü ile; – … için 82.359,00 TL, … için 76.200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … Ltd. Şti. yönünden 04/05/2013, … Sigorta AŞ. yönünden 18/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte anılan davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya dair talebin reddine, 4-Davacılar … ve …’ün cenaze ve defin giderleri olarak yapılan taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile; – … için 500,00 TL, … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL cenaze defin gideri tazminatının davalı … Ltd. Şti. yönünden 04/05/2013, .. Sigorta AŞ. yönünden 18/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte anılan davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 5-Davacıların davalılar … Ltd. Şti aleyhine açmış oldukları manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; – … için 30.000,00 TL – … için 30.000,00 TL – … için 15.000,00 TL – … için 15.000,00 TL manevi tazminatın, davalı … Ltd. Şirketinden 04/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; hükme esas alınan 16/04/2019 günlü kusur bilirkişisi raporunun hatalı olduğu, kazanın oluş şekli gözetildiğinde, kamyon sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda hiç kusurlu olmadığının söylenmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca belirlenen maddi zararların gerçek zarar miktarının oldukça altında olduğu halde, kabul edilen miktarlar üzerinden müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılarak, toplam %40 oranında bir indirime gidilmesinin de haksız bulunduğu, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Haksız bir fiil sonucu zarar oluştuğu iddiasıyla ilgili bir talepte bulunulması halinde, kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsur olup, sorumluluk belirlenecek duruma göre tespit edilmelidir. Somut olayda; davacı taraf, kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu ileri sürmüş, kazaya karışan … plaka sayılı kamyon sürücüsü, işleteni ve ZMM sigortacısı olan davalılar ise kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’a yükletilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığın savunmuşlardır. Yargılama sırasında Makine Yüksek Mühendisi YTÜ Mak. (E) Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’nin katılımı ile düzenlenen 08/02/2016 günlü hesap ve kusura ilişkin heyet raporunda, kaza tespit tutanağındaki belirlemelere göre …’a kusur izafe edilmemiş ise de, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sırasında trafik polisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 21/05/2013 günlü raporda, …’ın 1/ 8 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, bu görüşe katılındığı açıklanarak, kazanın oluşumunda …’ın 1/8 oranında, alkollü diğer araç sürücüsü …’nin ise 7/8 oranında kusurlu bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bu rapora karşı, ceza mahkemesince yapılan yargılama neticesinde ATK raporuna dayanılarak …’ın beraatine karar verildiği ileri sürülerek davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine İTÜ’ de öğretim üyesi olarak görev yaptıkları anlaşılan bilirkişiler tarafından düzenlenen 16/04/2019 günlü heyet raporunda; dosyada mevcut kusura ilişkin tüm raporların tartışılması ve değerlendirilmesi sonucunda; kazanın oluşumunda davalı sürücüsü …’ın kavşak alanına girmiş iken aniden önüne atlayan otomobile çarpmayı engellemek için uyarı ve fren yapmasının dışında alabileceği bir önlem bulunmadığından, kusur atfedilmemesinin uygun olacağı bildirilmiştir. Söz konusu heyet raporundaki belirleme ve değerlendirmeler ceza yargılaması sırasında ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden temin edilen 20/04/2019 tarihli rapordaki belirleme ve değerlendirmeler ile kaza tespit tutanağındaki belirlemelerle örtüşmekte olup, ceza yargılaması sonucunda da bu rapora esas alınarak davalı sürücüsü …’ın kusursuz olduğu sonucuna varılarak beraatine karar verilmiştir. Uyap sorgusundan da anlaşılacağı üzere karar temyiz yasa yoluna başvurulmaksızın, 08/09/2015 tarihinde kesinleşmiş olup, davacılardan … ceza yargılamasına ilişkin dosyada katılan sıfatıyla yer almıştır. Bundan ayrı aynı kazada hayatını kaybeden …’in mirasçıları tarafından, kazaya karışan her iki aracın, ZMM sigortacılarına karşı Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2014/205 Esas sayılı dosya kapsamında temin edilen ve Çukurova Üni. Mak. Müh. Bölümü öğretim üyesi olduğu anlaşılan Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 12/01/2015 tarihli raporda da; … plaka sayılı davalı …’ın ana yol olan Devlet Karayolunda sevki sırasında aniden kavşağa giren … plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada etken bir hatasının olmadığı, çarpma sonucunda 21 metre mesafede durmasından, hızının olması gerekenden fazla olduğu sonucu da çıkartılamayacağı belirtilerek …’ın kazanın oluşumunda kusursuz olduğu açıklanmıştır. Davalı … tüm beyanlarında; sevki sırasında diğer araç sürücüsünü sellektör ile uyardığını ve fren tedbirine başvurduğu halde çarpmayı önleyemediğini açıkladığı görülmüştür. Hal böyle olunca mahkemece, konusunda uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen yeterli ve geçerli nitelikteki 16/04/2019 günlü heyet raporu doğrultusunda, … plaka sayılı araç sürücüsünün, kazanın oluşumunda kusursuz olduğu sonucuna varılarak, söz konusu aracın işleteni, sürücüsü ve ZMM sigortacısı olan davalılara yönelik davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar vekilinin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hesaplamaya müterafik kusur ve hatır taşımasına yönelik istinaf itirazlarına gelince; Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunun ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Hatır taşımaları da bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde bu gibi taşımalarda kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.madde hükmü uyarınca (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesinde de mevcuttur) tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işleten ile isletenin sorumluluğunu üstlenen sigortacının sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilmeli ve tazminattan uygun miktarda indirim yapılması gerekip gerekmediği tespit edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; Dosyada mevcut kayıt ve belgelerden, … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’nin kaza anında 1,12 promil alkollü olduğu ve müteveffa …’ın, sürücü …’nin araç kullanmadan önce alkol aldığını bildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, müteveffanın, alkollü olduğunu bildiği sürücünün sevk ve idaresindeki araca binmek suretiyle gerçekleştirdiği eylemin, müterafik kusur halini oluşturacağı konusunda duraksamamak gerekir. Bundan ayrı dosyada mevcut kayıt ve belgelerden, davacı ile araç sürücüsünün birbirlerini tanıdıkları ve arkadaş oldukları anlaşılmaktadır. Davacı taraf, müteveffanın sigortalı araçta bedel karşılığında taşındığını ileri sürmediğine ve davalı tarafın bu yöndeki beyanına karşı herhangi bir savunmada bulunmadığına göre, müteveffanın sigortalı araçta hatır için taşındığının da benimsenmiş olmasında ve bu durumda mahkemece yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda hüküm altına alınan maddi tazminat miktarından %20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında da hatır taşıması indirimi yapılmış olmasında herhangi bir isabetsizlik mevcut değildir. Tüm bunlardan ayrı, davacı tarafın itirazları üzerine, tüm itirazların değerlendirilmesi neticesinde düzenlendiği anlaşılan 30/10/2017 günlü hesap raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin , dosyaya, oluşa ve yargısal içtihatlara uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu rapor doğrultusunda da ıslah talebinde bulunulmuş olması karşısında, mahkemece söz konusu bu raporun hükme esas alınmasında da bir yanılgı bulunmadığından, davacılar vekilinin açıklanan tüm bu hususlara yönelik istinaf isteğinin de reddi gerekmiştir. 3-Davacılar vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğuna ilişkin istinaf itirazları değerlendirildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, sonuçları, aynı kaza nedeniyle talepte bulunan veya bulunabilecek kişilerin sayısı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar, görülmekte olan davada ihtiyarı dava arkadaşı konumunda bulunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca her birinden ayrı ayrı alınması alınması gereken 80,70-‘şer TL maktu istinaf karar ve ilam harcı toplamı olan 322,80-TL’den istinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL’nin düşümü ile kalan 268,40-TL harcın davacılardan müsavi şekilde alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından ise HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, üzere oy birliğiyle karar verildi.03/02/2022