Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1668 E. 2021/1853 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1668
KARAR NO: 2021/1853
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2019/203 2020/189
DAVA TÜRÜ : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/09/2015 kaza tarihinde davacı …’ ın sürücüsü olduğu akülü sakat aracına; Davalı …’nın sürücüsü, …’nın maliki, Davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise Trafik ve Kasko Sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını ve aracında maddi hasar meydana geldiğini belirterek, 25.000,00 TL manevi, 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; -Davanın KISMEN KABULÜ ile; 7.500,00.-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı tarafa verilmesine, -Maddi tazminat talebinin atiye bırakıldığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, karar verilmiştir. Davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını, kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacının süresi içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığını, kesin süreye uymadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu, maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 22/09/2015 kaza tarihinde davacı …’ ın sürücüsü olduğu akülü sakat aracına; Davalı …’nın sürücüsü, …’nın maliki, Davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise Trafik ve Kasko Sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Davacının 5.000-TL maddi tazminat talep ettiği, bu yönü ile davasını ıslah etmediği, karar tarihi itibariyle de bu miktarın 5.390-TL kesinlik sınırının altında, ilk derece mahkemesinin kararının bu hususta kesin olduğu anlaşıldığından maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin ve isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir.Bu nedenle davalılar vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı 6100 Sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı/davacı istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)Alınması gereken 512,32-TL harçtan peşin yatırılan 128,08-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 384,24-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25/11/2021