Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1630 E. 2021/1840 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1630
KARAR NO: 2021/1840
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2016/575 Esas 2020/195 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 11/05/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; 18.10.2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici aracı ve buna bağlı … plaka sayılı yarı römorklu araç ile Aksaray istikametinden Ankara istikametinde 17. Km’ye geldiği esnada yine aynı istikamette seyir halinde bulunan … plaka sayılı otobüsün çarpışması sonucunda otobüste yolcu konumunda bulunan müvekkilinin kısmi olarak iş göremez hale gelerek malul olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL (belirsiz alacak) bakım/bakıcı maddi tazminatının kazaya karışan … plakalı aracın sigortacısı … Sigorta A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu poliçe gereği sürekli sakatlık teminatının 290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin ödeyeceği bakiye bir miktarın bulunmadığını, kaldı ki davacı tarafın hasar dosyasına ve poliçeye konu tüm talepleri yönünden müvekkili şirketi ibra ettiğini ve müvekkili şirketten başkaca bir talebi olmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b maddesi uyarınca sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğu, bu teminat kapsamında da davacının sürekli iş göremezlik zararı kapsamında teminatın tamamını daha önce aldığı, dolayısıyla talep edebileceği bir tazminat tutarı kalmadığından bakıcı gideri tazminatına yönelik davasının reddinin gerektiği düşüncesinden hareketle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf sebepleri: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava konusu taleplerinin sürekli sakatlık teminatı içerisinde kaldığı ve teminat limitinin tüketildiği yönündeki gerekçesinin ve bu suretle davanın reddi kararının hatalı olduğu, poliçede sağlık giderleri teminatının yer aldığı, ayrıca sürekli sakatlıktan ayrı bir limitle teminat verildiği, buna rağmen bakıcı giderine yönelik taleplerinin sağlık giderleri kapsamında değil de sürekli sakatlık tazminatı içerisinde değerlendirilmesinin kanuna aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle bakıcı gideri istemine ilişkindir. 18.10.2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici aracı ve buna bağlı … plaka sayılı yarı römorklu araç ile Aksaray istikametinden Ankara istikametine 17. Km’ye geldiği esnada yine aynı istikamette seyir halinde bulunan … plaka sayılı otobüse çarpması sonucunda otobüste yolcu konumunda bulunan davacının belden aşağısının felç olduğu, ömür boyu başkalarının yardımına muhtaç hale geldiği, davacının bakıcı gideri istemiyle bu davayı açtığı, anlaşılmıştır. 1/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.maddesinin “Sağlık Giderleri Teminatı” başlıklı (b) maddesinde “Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile, trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderlerin teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” denmekte ise de; 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanmış ve sınırlandırılmıştır. KTK’nun 98.maddesinde; trafik kazaları nedeniyle, üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup; 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi ile de, “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup, buna göre SGK 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesi uyarınca tüm tedavi giderlerinden değil sadece söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Diğer bir ifadeyle SGK’nun hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, kanun uyarınca belirlenmiş olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile, SGK’nun sorumluluk kapsamının genişletilmesi, bir kanun maddesinin idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/01/2004 tarih, 2004/4-40E-2004/113 K.sayılı İçtihadı). Bu durumda, SGK’nun sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98.madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin KTK’nun 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceği gibi, anılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararı ile de iptal edildiği gözetildiğinde, davacının bedensel zararın bir türü olan bakıcı ihtiyacı içerisinde olacağına ilişkin varsayımından hareketle, bu giderin sağlık gideri olduğu ve poliçede bu konuda limit olduğu da gözetilerek, davalı … şirketinin bu zarar kalemine ilişkin olarak sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, kararın HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisine ilişkin aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih ve 2016/575 E.- 2020/195 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin KABULÜNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan harcın İADESİNE, b-)Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c-)İstinaf aşamasında ki giderlerin takdiren istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih ve 2016/575 E.- 2020/195 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-)Davanın KABULÜ ile 234.630,02-TL bakıcı gideri tazminatının (poliçenin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğundan) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya tahsiline, b-)Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 16.027,58-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.989,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.038,38 TL’nin davalı …’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, c-)Davacı tarafından yapılan 2.500,00-TL bilirkişi ücreti, 217,00-TL posta tebligat gideri, 4.018,40-TL peşin ve ıslah harcı toplamı olmak üzere toplam 6.737,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, e-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. gereğince 3/1 maddesindeki esaslara göre belirlenen 24.874,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 3-)HMK’nun 333. maddesi uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK’nun 361/1 madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.25/11/2021