Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1601 E. 2023/292 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1601
KARAR NO: 2023/292
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2020
NUMARASI: 2016/19 Esas – 2020/18 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 24/12/2013 tarihinde müvekkili davacı …’in yaya olarak yürüdüğü sırada süratlı bir şekilde gelen, plakasını hatırlamadığı siyah renkli … marka bir aracın kendisine çarpması neticesinde vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralandığını, müvekkilinin oluşan daimi maluliyeti nedeniyle davalı kuruma başvurusu üzerine davalı tarafça 30/12/2015 tarihinde 9.717,00-TL ödemede bulunulduğunu, ancak yapılan ödemenin KTK m. 111 gereğince makbuz hükmünde olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde benzin istasyonunda pompacı olarak çalıştığını ileri sürerek daimi iş göremezliği nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı tarafça ilk ödeme yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile karar verilmesini talep ve dava etmiş, Yargılama aşamasında sunduğu 13/12/2019 tarihli dilekçesi ile; daimi iş göremezliğe ilişkin taleplerini 116.703,09-TL’ye artırdıklarını bildirerek 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacıya başvurusu üzerine 06/01/2016 tarihinde 9.717,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini ve müvekkili kurumun sorumluluğu kalmadığını, davacı tarafça ibraname imzalanması nedeniyle dava açılamayacağını, ancak ödenen bedel ile gerçek zarar miktarı arasında fahiş fark var ise ibranamenin iptalinin talep edilebileceğini, davacının gündüz vakti otobanda yürüdüğü esnada yaralandığını, müvekkilinin kusur oranı ile sorumlu olması nedeniyle kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının %20,2 oranında sürekli maluliyete uğradığı, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün, zorunlu haller dışında araçların girmesi yasak olan ve davacının yaya olarak yürüdüğü bankete girmesi nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya davadan önce yapılan ödeme ile gerçek zarar arasında fahiş fark olduğu kanaati ile; “1-Davanın KABULÜ ile 116.703,09 TL tazminatın 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; davacı tarafça 2918 sayılı KTK’nun 97.maddesinde 14/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren … sayılı Yasa ile eklenen başvuru şartı yerine getirilmediği ve davanın usulden reddi gerektiği, kazadaki kusur oranına ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığı, kazanın meydana gelen yerin TEM otoyolu olması sebebiyle yaya erişimine kapalı olmasına rağmen davacının otoyolda iken kazaya maruz kalması nedeniyle kusurlu olduğunun gözardı edildiği, müvekkili kurumca alınan kusur raporuna göre davacının erişimi yasak olan otoyola girmesi nedeniyle %50 kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu nedenle %50 kusur oranı üzerinden değerlendirme yapılması, aksi halde çelişkinin giderilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu, davacı hakkında … Üniversitesi İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen engelli sağlık kurulu raporuna göre %7 oranında malul olduğu tespit edilmesine rağmen ATK tarafından davacının %20,3 oranında malul olduğunun belirlendiği ve raporlar arasında fahiş fark bulunması nedeniyle çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor alınması gerektiği, ancak dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası neticesinde doğan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan Karayolları Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğü’nün 16/11/2017 tarihli cevabi yazısında; kazanın meydana geldiği yolun otoyol (erişme kontrollü karayolu)- Özellikle transit trafiğe tahsis edilen, belirli yerler ve şartlar dışında giriş ve çıkışın yasaklandığı, yaya, hayvan ve motorsuz taşıt ve araçların giremediği ancak izin verilen motorlu taşıtların yararlandığı ve trafiğin özel kontrole tabi tutulduğu karayolu olduğu bildirilmiş ancak ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusura ilişkin 12/12/2018 tarihli raporda; kaza mahalinin yaya erişimine açık olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, davacının bankete yakın şekilde yürümesi nedeniyle plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurlu olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince delillerin tartışılması suretiyle açıklanan gerekçe ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, … Üniversitesi İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunun maluliyetin belirlenmesi için kullanılan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmemiş olması nedeniyle, davacının bizzat muayene edilmesi ve tedavisine ilişkin tüm kayıt ve belgeler ile film ve grafilerin tetkiki neticesinde düzenlenmiş olan ATK raporu karşısında bir çelişkiden bahsedilemeyecek olmasına göre hükme esas alınmasında isabetsizlik yok ise de; davaya konu kazaya ilişkin olarak, kaza tespit tutanağının bulunmadığı, kazaya karışan aracın plakasının ve araç sürücüsünün tespit edilememesi nedeniyle mahkemece kazadaki kusur durumuna ilişkin yapılan inceleme ve araştırmanın davacı tarafın tek taraflı beyanına dayandığı, kazanın meydana geldiği yerin yaya erişimine açık olmayan otoyol olduğu, kazanın, davacının ileri sürdüğü ve ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda belirtildiği şekilde davacının bankete yakın yürüdüğü esnada meydana gelip gelmediğinin kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kusurun kesin olarak tespit edilememesi durumunda kaza tespit tutanağının da düzenlenmediği somut olayda tarafların eşit kusurlu sayılması ve zarar hesabının buna göre yapılması gerekirken davacı tarafın tek taraflı beyanı ile hazırlanan kusur raporu dikkate alınarak hüküm kurulması isabetli değildir. Davalı vekilinin bu hususa isabet eden istinaf nedeni yerinde olmakla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ancak Dairece tespit edilen yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükme esas alınan 15/11/2019 tarihli aktüer ek raporu ile belirlenen sürekli iş göremezlik zararından (132.602,24-TL) davacıya atfedilen %50 oranında kusur indirimi yapıldıktan sonra davalı tarafça davadan önce yapılan ödemenin güncellenmesi suretiyle bulunan bedelin indirilmesi ((132.602,24-TL/2)-13.107,30-TL=53.193,82-TL), akabinde de tespit edilen tazminat miktarından SGK tarafından yapılan ödemenin mahsubu (davacı tarafça, sürekli iş göremezlik talebinin artırılmasına ilişkin 13/12/2019 tarihli dilekçede SGK tarafından yapılan 2.791,85-TL ödemenin düşülmesine ilişkin davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın göz önünde bulundurulması) neticesinde belirlenen (53.193,82-TL-2.791,85-TL=50.401,97-TL) tazminat miktarına hükmedilmesi yönünde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / Gerekçe uyarınca;1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2020 tarih ve 2016/19 Esas 2020/18 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,c-)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2020 tarih ve 2016/19 Esas 2020/18 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kaldırılan HÜKMÜN YERİNE geçmek üzere(a) Davanın KISMEN KABULÜ ile 50.401,97-TL daimi iş göremezlik tazminatının 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,(b) Alınması gereken karar ve ilam harcı 3.442,96-TL’den peşin alınan 29,20-TL ve tamamlama harcı 420,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.993,76-TL karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,(c) Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL peşin karar harcı ile 420,00-TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,(d) Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 1.001,50 ATK rapor ücreti, 221,80-TL keşif harcı, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti, 481,75-TL posta ve tebligat giderinden ibaret olmak üzere toplam 3.034,25-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen1.310,44-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, arta kalan kısmın davacı yan üzerinde bırakılmasına,(e) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,(f) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13.maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, (g) Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/02/2023